Ortadoğu'daki bütün olaylar İsrail'in
güvenliği için yapılır. Yani öncelik İsrail'in güvenliğidir.
İsrail'in güvenliğine yönelik bir tehdit ve ya İsrail'in
güvenliğini bozabilecek her hangi bir girişim İsrail tarafından çok
Amerika tarafından engellenir...
Arap aleminin içinde yalnız kalan İsrail'e kukla devlet lazım...
Kuzey Irak'ta kurulması varsayılan bir devleti cazip kılan ise
kurulacak olan devletin NATO'nun bütün antlaşmaları dışında bir
devlet olması... Burada nükleer silah üretim tesisleri kurulabilir
çünkü bütün NATO antlaşmaları dışında bir devlet olacaktır...
Burada Amerikalıların yahut İsrail'in kaç Kürt vatandaşın
öleceği ve ya yok olacağı hiç umurlarında değil... Ama o kukla,
sahte devlet vasıtasıyla Kuzey Irak'ta nükleer bir güce kavuşmak
mümkün... Bu İsrail'in kontrolündeki bir güç olacak. İsrail'in
güvenliğine yönelik ve İsrail'i korumakla görevli olan bir devlet
olacak...
Şayet Barzani'ye verilen ve hayatı boyunca arzu ettiği
Kürdistan'ı kurma görevini tamamlayabilirse bölgede kan gövdeyi
götürecektir... Bölgeye bundan böyle hiç bir zaman huzur ve refah
gelmeyecektir...
Devam;
DAEŞ terör örgütünün 2014 yılının ilk yarısında Irak’ın Musul ve
Felluce gibi büyük kentlerini hızlı bir şekilde ele geçirmesi ve
Bağdat ile Kerkük’ü tehdit etmeye başlaması Irak’ın üçe
bölünmesiyle ilgili senaryoları tekrar gündeme getirmişti.
Irak’taki merkezi otoritenin çökmek üzere olduğuyla ilgili
birçok haberin basında yer aldığı günlerde Irak Kürdistan Bölgesel
Yönetimi Başbakanı Mesud Barzani, CNN’e verdiği bir mülakatta
“artık Kürt halkı için kendi geleceğini belirleme vakti geldi ve
biz halkın kararının arkasındayız” diyerek bağımsızlık ile ilgili
referandum yapabileceklerine işaret eden açıklamalar
yapmaktaydı.
Bu bağlamdaki en ilginç gelişmelerden birisi de İsrail
Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Tel Aviv Üniversitesi’nde
yaptığı bir konuşmada İsrail’in Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt
devletinin kurulmasını desteklediğini açıklaması olmuştur...
Haaretz gazetesinin haberine göre İsrail’in o zamanki
Cumhurbaşkanı Şimon Perez, Başbakan Netanyahu ve Dışişleri
Bakanı Liberman ABD Başkanı Obama ile yaptıkları görüşmelerde
Irak’ın dağılmak üzere olduğundan hareketle bağımsız bir
Kürdistan’ın kurulmasının kaçınılmaz olduğunu ifade
etmişlerdir...
İsrail tarafından gelen bütün bu açıklamaları ilginç kılan
husus ise, her ne kadar İsrail ile Kuzey Irak arasında yoğun bir
işbirliğinin olduğu uzun zamandır bilinse de bugüne kadar her
iki tarafın da bu işbirliğini daima inkar etmesi olmuştur.
Dolayısıyla Netanyahu’nun bu açıklamasıyla birlikte Kürt-İsrail
ilişkileri ilk defa üst düzey bir İsrailli devlet adamı
tarafından kamuoyuna açıklanmıştır.
Bütün bu gelişmeler İsrail’in Kuzey Irak’la yıllar içinde
geliştirdiği ilişkileri tekrardan gündeme getirmiştir. Kuzey
Irak-İsrail ilişkileri uzun dönemdir bilinmekte ve bu
ilişkilerin geçmişi İsrail Devleti’nin kurulmasına kadar
gitmektedir.
Sonuç;
Referandum süreciylede Türkiye’nin de ulusal güvenliğini tehdit
eden Barzani ve güçlerine Türkiye’ye yaptırım uygulama hakkı
doğmuştur… Türkiye her türlü önlem alma hakkına sahiptir… Tüm olan
bitenden Barzani sorumlu olacaktır…