Bütün dünya tarafından Kürdistan Başkanı olarak tanınıp tasvip
gören Mesud Barzani’nin açıklamaları Türkiye’de “büyük infaallere”
sebep oluyor.
Küçük bölgesel bir yapının lideri her geçen gün itibarını
arttırıyor. Türkiye adına yapılan açıklamalar ise Barzani’nin
güçlenmesinden öte bir işe yaramıyor.
Barzani’ye karşı yapılan açıklamalar bir türlü yağamayan
yağmurun gök gürültüleri olarak tarihe geçiyor.
Neden?
Çünkü bölgede bugüne kadar olan gelişmeleri, Türkiye “bunu kabul
edemeyiz” demenin ötesinde hiçbir şey yapmadan izledi.
Habur’un öte yanında Barzani yıllardan beri “gümrük vergisi”
alıyor. Türkiye ise “resmen” kabul etmeyerek gözlerini kapatıyor.
Bölgede yatırım yapan Türk firmalarıyla, Kürdistan adına
protokoller imzalıyorlar.
Barzani bu gelişmelerin üzerine çıkıp bağdaş kurarak konuşmaya
başladığında ise Türkiye ilk kez öğreniyor şaşkınlığına bürünüp
haykırıyor:
-Olmaz böyle şey!..
Eski bir şarkının sözleri gibi:
-Yoksa rüya mı? Tam mutlu oldum derken yıktın bütün
dünyamı!..
Barzani’nin sözlerine karşı toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun,
“Barzani’nin ikizi” olarak bilinen Talabani’ye ilettiği isteklerine
bakar mısınız:
*PKK’nın Kuzey Irak’taki terörist faaliyetlerine son
verilmesi…
*Örgütün ortadan kaldırılması!!!
*Elebaşılarının iade edilmesi…
Eğer bu istekler, bir ültimatomla yerine getirilecek kadar
basitse, neden 20 yıldır bitirilemedi?
Her şey iç kamuoyunun nabzına göre ayarlanıyor.
Kendi tribünlerine yapılan içeriksiz şovların ötesinde bir anlam
ifade etmiyor.