Barolar statükoyu bıraksın
Abone olYeni adli yılın açılışı dolayısıyla Hukukun Üstünlüğü Derneği yazılı bir açıklamayla baroların statükoyu savunmak yerine çözüm üretmelerini istedi.
Hukukun Üstünlüğü Derneği Genel Başkanı Avukat Süleyman Arslan
yazılı bir açıklamayla hukuk sistemini ve çözüm yollarını
değerlendirdi. Arslan'ın açıklaması şöyle: Ülkemizde, hukuk ve
hukuk mesleği alanında çok ciddi sorunlar mevcuttur. Bu sorunlara
yönelik çağdaş, bilimsel ve toplumsal gerçeklere dayalı çözümler
üretmek yerine; ideolojik, slogana dayalı halkın talep, ihtiyaç ve
beklentileri ile ilgisi olmayan ve sadece muhalefet etme
düşüncesiyle üretilen görüş ve eylemler, hukuka ve hukukçuya
saygıyı yok edici ve onu yıpratıcı bir sonuç doğurmaktadır. Barolar
tüm faaliyetlerinde bu hassasiyetleri gözetmelidirler. Bazı baro
yönetimleri ve Barolar Birliği’nin hukuka ve hukukçuya sahip çıkmak
adına yaptıkları ve büyük oranda mevcut siyasi iktidarı hedef alan
eylem ve uygulamaları, bir hukuki mücadele olmaktan öte toplum
iradesini kabullenememe görüntüsü vermektedir. Mevcut hükümetin
hukuk alanındaki tüm icraatlarının savunucusu olmamakla ve ihtirazi
kayıt hakkımızı saklı tutmakla beraber, daha önceki iktidarlar
döneminde aynı tip sorunlar fazlasıyla mevcut olduğu halde o
zamanlarda bu kadar tepki verilmemesini başka türlü izahta
zorlanmaktayız. GERÇEK ADALET OLMADAN HUZUR OLMAZ! Haksızlık,
zulüm, ayırımcılık, gelir dağılımındaki dengesizlik, güven
duygusundan yoksunluk gibi tüm olumsuzlukların temelinde, gücü
elinde bulunduranların gerçek adaleti anlamaması, kavramaması,
benimsememesi veya uygulama iradesini göstermemesi yatmaktadır.
Hukuk sadece bir sınıf veya zümrenin arzu, ihtiyaç ve ihtiraslarını
karşılama aracı değildir. İnsanların en temel hakları olan eğitim,
düşünce ve inanç hürriyetleri alanında bile kısıtlama ve çifte
standartların yaşandığı bir ülkede adalet tesis edilemez. Sırf
inancı gereği taşıdığı kıyafeti nedeniyle ülkemiz insanlarının
hukuku öğreneceği fakültenin dahi kapısından geri çevrilmesi veya
mesleğini icrasına fırsat verilmemesi gerçek adalet anlayışıyla
bağdaşır bir durum değildir. İNSAFLI, BİLGİLİ VE CESUR HUKUKÇULAR
OLMADAN ADALET GERÇEKLEŞMEZ! Hukuku uygulama konumunda olanlar,
herşeyden önce hakkaniyet ve insaf duygusuna sahip olmalı ve bunu
içtenlikle uygulamalıdır. Ayrıca hukukçular; hukukun temel
ilkelerine, hukukun üstünlüğü ilkesine, temel hak ve hürriyetlere,
evrensel hukuk kurallarına tam bir vukufiyetle hakim olmalıdır.
Nihayet gerçek hukukçu, tüm bu birikimlerini, kendi inanç ve
ideolojisi dahil, her türlü iç ve dış etkiden uzak; cesurane,
objektif ve istisnasız bir şekilde uygulamalarına yansıtmalıdır.
HAKİM VE SAVCI AÇIĞI HIZLA KAPATILMALIDIR. Bugünkü kadrosuyla yargı
ancak günübirlik ve acil problemlerin çözümüyle uğraşabilmekte ve
gerçek adalet ile hukukun üstünlüğünü sağlama ve hukukun gelişimine
katkıda bulunabilme imkanından yoksun bulunmaktadır. Bu fiili engel
derhal kaldırılmalı, hakim ve savcı açığı kapatılmalıdır. Bu konuda
siyasi iktidarlar desteklenmeli, yersiz ve asılsız kadrolaşma
iddiaları ile iktidarların bu meselenin üzerine eğilmeleri
engellenmemelidir. Hukuki kaygılardan uzak, sırf ideolojik ve
marjinal mülahazalarla ve kötü niyetle propaganda yapan kişi ve
kurumlar da hükümetçe dikkate alınmamalıdır. Siyasi irade
tarafından, adaletin daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi için
gerekli hukuki reformlar kararlılıkla ve süratle tamamlanmalıdır.
HUKUK HERKES İÇİN GEREKLİDİR. Bizler, hukuk mesleğine ilişkin
sorumluluğumuzu yüreğimizde hissediyoruz. Biz, doğru nereden ve
kimden gelirse gelsin destek olmaya, yanlış kimden ve nereden
gelirse gelsin karşı çıkmaya ve engel olmaya kararlıyız. Tüm
meslektaşlarımızı da sorumluluğunun bilincinde olmaya; hukukun her
yönüyle üstün tutulduğu ve hakim olduğu örnek bir ülke olmak için
üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye; kimseye haksızlık
yapmamaya ve kimsenin haksızlığına göz yummamaya davet
ediyoruz.!