Barlas'tan yağcı siyaset üzerine
Abone olBarlas, asıl tehlikeli olanın iktidarların devlet yalakalığı yapmaya başlaması olduğunu belirtiyor.
vermesi Mehmet Barlas'ın da gündemine girdi. Barlas geçmişte
Ecevitlere ve Hüsamettin Özkan'lara methiye düzenlerin şimdi Emine
Erdoğan'ın başörtüsünde moda aradığını yazdı.
Barlas bunun tehlikeli olduğunu belirtse de asıl tehlikenin
militarizme ve bürokrotik oligarşiye karşı yapılan yalakalığın
kalıcı ve çok tehlikeli olduğunu belirtmiş.
Barlas daha da tehlikeli olanın ise seçilmişlerin devlet yakalığı
yapmasının olduğuna dikkat çekerek bu konuda güvencenin özgün basın
olduğunu bugünkü yazmış köşesinde.
İşte Barlas'ın yazısından bazı bölümler:
Artık gerçeği görmeye çalışmalıyız. İktidara gelen
partiler, tüm demokrasilerde, ilk dönemde cazibe merkezidir. Bu
çekicilik, sadece medya sermayesinin beklentilerinden kaynaklanmaz.
Neticede iktidar karar ve dolayısıyla haber odağıdır.
İktidara yakın gazeteci, habere de yakındır.
Ama her demokraside, iktidarlar belirli süre içinde yıpranır.
İşte o nokta gelmeye başladığı anda, kısa süre önce "yalaka" diye
yaftalanan medyaların da, muhalefet partilerine yakınlaştığını
görürüz.
Turgut Özal'ı alternatifsiz gören
gazetelerin ve gazetecilerin, 1990'dan başlayarak, Demirel'e "Baba"
veya "Ümit" diye sarıldıklarını unuttuk mu?
Yani çok özel durumlar yoksa, gazetecilerle iktidarların ilişkileri
böyledir. Bunu politikacılar pek anlamaz. Bu yüzden "Gazeteci ile
dostluk, bir numara dar ayakkabı giymeye benzer. Arkadan vurur"
demezler mi?
Veya, iki yıl önce Hüsamettin Özkan'ı "Vazgeçilmez adam" ve Rahşan
Ecevit'i "En şık kadın" diye sunan gazetelerin, şimdi Tayyip
Erdoğan'ın yeteneklerini ve Emine Erdoğan'ın başörtüsünde moda
çizgisi aramalarını, başka türlü nasıl izah
edebiliriz.
İşte bu noktada, "Yalaka" kavramının yeniden
değerlendirilmesi gerekiyor. Değişen, gelip giden iktidarla yakın
olmak veya yalakalık etmek, geçicidir. Ama hukuku, insan haklarını
ve sivil demokrasiyi hiçe sayan devlet anlayışına veya bürokratik
oligarşiye yalakalık yapmak, kalıcıdır.
Militarizme, despotluğa, şovenliğe yalakalık yapmak, kronik bir
çarpıklıktır. Tehlikeli olan "Medyatik yalakalık", asıl budur!
Daha da kötüsü var. Eğer seçilmişler ve hele iktidarlar, devlet
yalakalığı yapmaya başlarlarsa, bunun sonu çok kötü biter.
Geçmişte sağ da, sol da, bunu yaptılar. Askeri darbelerde eğer sol
görüşler hedef alındıysa, sağdakiler "Ordu peygamber ocağıdır"
dediler. Askeri darbelerde sağ görüşler hedef alındıysa, soldakiler
"Ordu Kemalizme sahip çıktı" dediler.
Şimdi bu sürecin bitirilmesi zamanıdır. AK Parti yönetimi, sadece
kendileri gibi düşünen ve yaşayan insanların rahat etmesi için
Avrupa Birliği'ni istiyorsa, çaresiz devlet yalakalığı yapmak ve
hukuka aykırı çıkışlarda da suskun kalmak durumunda olacaktır.
Ama güvencemiz, özgür basındır. İleride AK Parti'nin sergileyeceği
çarpıklıklara da, devlet kaynaklı hukuksuzluklara da, ancak özgür
basın karşı çıkabilir.