Barlasın istifa gerekçeleri
Abone olSabah'ta Mehmet Barlas bilmecesi. Barlas oğlunun sitesinde bir yazı daha yazdı. Site haberi istifa olarak duyurdu.
Bugün yazılı olarak istifasını gazeteye gönderen Sabah başyazarı
Mehmet Barlas, oğlu Cemil Barlas'a ait haberx.com'daki köşesinde
ayrılış gerekçesini yazdı.
İşte sabah 10.00'da yazılan o yazı...
KAMUDA BAŞARININ YOLU 'ADAMINI BUL' İLKESİNİ UYGULAMAKTAN
GEÇER...
Ben kamunun medyada patron olduğu modeli, TRT'de Haber Dairesi'ni
yönetirken anladım. 12 Mart 1971 darbesi sonunda Daire Başkanı
koltuğuna oturduğumda önümdeki masanın çekmecelerini açtım.
Çekmeceler, aynı çatı altında çalışan iş arkadaşlarının, birbirleri
hakkında yazdıkları ihbar mektupları ile doluydu. 'Sayın Başkan,
yandaki masada oturan TRT mensubu .....'nın sol içerikli kitaplar
okuduğunu saygılarımla arz ederim' benzeri ihbar mektupları vardı
çekmecede.
Kamuda çalışanlar bilir. Ne kadar başarılı olursanız olun, ölçü
"Adamını bul" ilkesidir.
Rahmetli Nejat Eczacıbaşı, "Gelişmiş dünyada know-how önemlidir.
Bizde ise know-who daha önemlidir" diye anlatırdı bu durumu.
Ben kamunun patron olduğu modeli, TRT'de Haber Dairesi'ni
yönetirken anladım. 12 Mart 1971 darbesi sonunda Daire Başkanı
koltuğuna oturduğumda önümdeki masanın çekmecelerini açtım.
Çekmeceler, aynı çatı altında çalışan iş arkadaşlarının, birbirleri
hakkında yazdıkları ihbar mektupları ile doluydu. "Sayın Başkan,
yandaki masada oturan TRT mensubu .....'nın sol içerikli kitaplar
okuduğunu saygılarımla arz ederim" benzeri ihbar mektupları vardı
çekmecede.
Bir gazetede başarının ölçüsü tirajdır, gazetenin güvenilir
olmasıdır, ilan gelirlerinin artmasıdır.
Kamunun sermayesine hakim olduğu bir gazetede başarı ise, "Devlet"i
ve "İktidar"ı rahatsız etmemektir.
Okurun size güvenmesine değil, Ankara'nın size güvenmesine
dayalıdır herşey. Bu yüzden gazetenin koridorlarında, haberler,
tiraj rakamları, diğer gazetelerle rekabetteki durum konuşulmaz.
Kimin kime yakın olduğu, kimin gidici, kimin kalıcı olduğu
konuşulur. Kimse kimseye güvenmez. Her söylenilenin tam tersi
sözleri aynı gazetenin mensuplarından duyarsınız.
Çalışanların kimlerle görüştüğünü, kimin kimle yakın ilişkide
olduğunu birileri izler ve bu ağızdan ağıza yayılır. Bir "Büyük
Gözaltı" dönemi sürekli yaşanılır.
Artık konu, gazetecilikte başarılı olmak değil, kimin kimi
yiyeceğini önceden kestirebilmek haline dönüşmüştür.
Gazeteci olarak eleştirmek durumunda olduüunuz kişiler ve kurumlar,
artık sizin patronlarınızdır.
Bu ortamda gazetecilik yapmak zorunda kalanların akıl ve beden
sağlıklarını koruyabilmeleri, mesleklerini başarı ile icra
etmelerinden daha önemlidir.
Bunu bütün meslektaşlarımın bilmesini dilerim.