Barlas'ın Cumhurbaşkanından isteği
Abone olBarlas, Cumhurbaşkanı kendini zorlayarak, cumhurunun açısından bakmayı öğrenmeli dedi...
Barlas'ın Resepsiyon krizi ile ilgili Cumhurbaşkanına yönelik
yazdığı eleştiri yazısı... Cumhurbaşkanı Sezer, yine ne demek
istedi? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, seçilmiş iktidar ile
Çankaya arasındaki ipleri germeye, ne yazık ki devam ediyor.
Demokrasisi olmayan cumhuriyetin bir anlam taşımadığının iyice
anlaşıldığı bu çağda, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna, AK Parti
milletvekillerini eşsiz, CHP'lileri de eşli davet etmiş. Dün
Vatan'da Murat Birsel sormuştu - Çankaya'dan gelen mesaj nedir? Bu
sizin değil bizim Cumhuriyetimiz, başın türbanlıysa sen bu
Cumhuriyet'in çocuğu değilsin öyle mi? Vatandaşlıktan çıkarsaydık
bari... Yani devlet kendi milletvekillerinin eşlerinden mi
korkuyor?.. Allah muhafaza savaş çıksa ve bir aklı evvel dese ki
"Efendim bunların anaları arasında başı türbanlı olanlar da vardır,
o arkadaşların Cumhuriyet ve değerlerine bağlılıklarında kuşkular
vardır. Savaşmasınlar." Gitti ordunun bir kısmı! Radikal'de de
Murat Belge, "İslam ve Modernleşme" konusuna, bir başka açıdan
girmiş ve şöyle demişti. - Dünyada modernizm diye bir şey varsa,
buna genel olarak Yahudiler kadar katkıda bulunmuş kim var? Ama
bağnaz Yahudiler de ortada. Sakal bırakan, takke giyenleri
kastetmiyorum tabii, çok zaman dini bağnazlığı yapanlar onlar olsa
da. Ama Şaron'un sakalı, zülfü yok. Ama o "modern" değil! Benim bir
"Cumhurbaşkanı"ndan beklediğim, başörtüsü konusuna, en az gazete
köşe yazarları kadar, geniş açıdan bakabilecek ufka sahip
olmasıdır. Bir cumhurbaşkanı, toplumdaki farklılıkları değil,
toplumu birleştiren ve kader ortağı yapan ortak öğeleri ön plana
çıkarmalıdır. 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde bu ortak öğelerin
başında "Demokrasi", "Hoşgörü", "Uzlaşma" geliyor. Büyük bir hukuk
ve demokrasi projesi olan Avrupa Birliği'ne, inanç ve ideoloji
farklılıklarını bir yana itip, bu yüzden toplum olarak gönül
verdik. Hiç unutmayalım. Başı örtülü kadınların arasında, feminist
olanlar, liberaller ve hatta komünist ideolojiyi savunanlar da var.
Her başı örtülüyü devlet ve kamu yaşamı dışına itip, onların
kocalarını ve erkeklerini, düşünceleri ne olursa olsun ağırlamak,
devlet etmek mantığına sığar mı? Sayın Sezer Kuala Lumpur'daki
İslam Zirvesi'ne gidip "İslam modernleşmeli" diye konuşma yaptıktan
sonra, kendi ülkesinde siyasetin ve devletin modernleşmesine
katkıda bulunmazsa, bu yanlış olur. Ne yazık ki Sezer'in, siyaseti
ve devlet ile demokrasi arasındaki ipleri germesine ilk örnek değil
bu. Aynı binada olmasına (Lütfi Kırdar Kongre Salonu) rağmen,
Tayyip Erdoğan'ın oğlunun nikah törenine de uğramamıştı.. Acaba
haberlerde, İtalyan Başbakanı Berlusconi'nin, o nikahtaki sempatik
davranışlarını izlerken, "Bu Berlusconi, Türkiye'deki laik rejimi
yıkmak mı istiyor" demişti kendi kendine? Sayın Cumhurbaşkanı,
biraz olsun kendini zorlamalı ve Türkiye gerçeklerine, "Cumhur"unun
açısından da bakmalıdır. Şu anda, Avrupa Birliği'ni engellemek
isteyen ve hatta demokrasiyi dinamitlemekten mutluluk duyacak,
sayısız kesim var. Avrupa Birliği üyeliğine giden uzun ince yolda,
bayrak yarışı sürüyor. Bu bayrak bugün Tayyip Erdoğan'ın ve AK
Parti iktidarının elinde. Sezer en azından bunu düşünüp, Devlet'in
tepesinde, kendince ters düşeceği hesaplanan tavırlardan,
kaçınmalıdır. Cumhuriyet, herkesin kutladığı bir olgudur
neticede!