Barlas'a göre tv yayınları yetersiz
Abone olCanan Barlas, D.B. Tercüman'daki köşesinde, Tv'de çıkan popüler ağırlıklı programların AB'deki evrensel değerleri taşımadığını ve yetersiz olduğunu belirtiyor...
Canan Barlas D.B.Tercüman'daki "AB Yolunda Göbek Kültürü"
yazısında, Tv'lerde yayınlanan programların sadece popülerizmi
barındırdığını, bu yayınların AB ülkeleriyle uymadığını ve
evrensel değerlerden yoksun olduğunu şöyle ifade ediyor:
AB YOLUNDA GÖBEK KÜLTÜRÜ
Türkiye kabuk değiştiriyor. Ancak bugünkü popüler kültür
pompalamasıyla farklı bir kültürü algılamak nasıl bir sonuç verecek
bunu kestiremiyoruz. TV kanallarında evrensel yaşam tarzlarıyla
ilgili pek bir şeye rastlanmıyor. Oysa AB üyesi ülkelerin
TV'lerinde belgeseller, kültür programları gün saatinde
yayınlanıyor.
Canlı yayınlara çıkan vatandaşlara ya özel yaşamları
anlattırılıyor, ya da sıkıştırılmış ortamlarda yarışlara sokuluyor.
Sosyologlar için çok önemli ipuçları var. Ancak bu bilgilenmenin
topluma geri dönüşü açısından pek bir şey yok.
AB kriterleri sadece büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden
öperek ve Batı tarzı cin kıyafetler giyerek oluşmuyor. Anglo Sakson
etiği ve terbiyesi, Latin ahlâkı, farklı düzenlemeler getiriyor.
Bütün kültürlerin bir arada ve ayrı ayrı özümlenmesi gerekiyor.
Gündüz saatleri yetişkinlerin yetiştiği saatlerdir. Fransız TV'leri
bu saatlerde inanılmaz güzel belgesellerle dünyanın dibine kadar
ulaşıyor. BBC programlarında bilgi yarışmaları kadar kültür
panelleri, tarih programları yer alıyor.
TV'ler aynı zamanda okul ve üniversite gibi. Bizim ulusal kanallar
ise en tutucusundan en modernine kadar sadece dans ve göbek var.
"Reality show"larda yani gerçek yaşamdan alınan Batı formatlı
programlarda interaktif ilişkiler oluşuyor. Ancak burada Türk
toplumunun özellikleri ortaya çıkıyor.
Aynı zamanda içine girmek için can attığımız batı toplumlarının
değer yargılarını bilmemiz gerekiyor. Burada tek başınalık, kendine
güven, kurallara sonuna kadar riayet, sözünde durmak, yalan
söylememek gibi kurallar çok sert cezalandırılır.
Amerikan toplumunda sınıfta kopye çekmek yapılmaz. Hoca arkadaştır
dosttur. Ayıp olur.
Aynı kurallar bizim toplumumuzda da itibar görür. Ancak bizim
toplumumuzda daha önemli olan kadın vücudu üzerine yapılan
pazarlıklar, namus davalarıdır.
Bütün kuralların altında bir haysiyet yatar. Ancak önümüzdeki
dönemin çeşitliliğini halkımıza öğretmek gerekir. İzlenme rekoru
peşinde koşan şimdiki TV kanalları ile bu başarılamaz. Onlar hâlâ
göbek kültürünü tüketmek yarışındalar. Tüketim dünyasını
programlardan hediye toplamak olarak algılıyorlar.
Farklı yeni dünyayı öğrenmek gerek.
Hiçbir toplumsal maniplasyonda içten olmayan medya bu konuda da
kendi çıkarları doğrultusunda gidiyor. Nedense bizdeki basına ve
sonradan gelen medyaya hep bu düşüyor. Önceleri gecekondu
kültürüne, sonra da medya karteli kültürüne bayrak açtılar.
D.B.TERCÜMAN