Barlas'a göre Aköz ideal bir koca
Abone olAtatürk'le Latife Hanım evliliği hakkında kalem oynatan Emre Aköz'e bir tepki de Mehmet Barlas'tan geldi. Barlas, Emre Aköz'e mutluluğunun kıymetini bilmesini istedi.
Atatürk'le Latife Hanım'ın tartışmalı evliliği hakkında kalem
oynatan Emre Aköz'e, Reha Muhtar'dan sonra bir tepki de Mehmet
Barlas'tan geldi. Barlas, adlı yazısında, Aköz'e evliliğinin ve
eşinin kıymetini bilmesini istedi:
- Herkesle ve Hıncal Uluç'la bile ters düşebilen ve hatta tavlayı
da bir bilgi oyunu sanan şu Emre Aköz'e birinin çıkıp laf
yetiştirmesini uzun zamandır beklemekteydim.
Sonunda eksik olmasın Reha Muhtar yaptı bunu.
Emre Aköz her zaman olduğu gibi yine asimetrik davrandı ve Latife
Hanım'ı savundu bir yazısında.
Yetmezmiş gibi, Atatürk'ü bir "Koca" olarak ele aldı.
"Mustafa Kemal'i bir erkek veya bir koca olarak sütten çıkmış ak
kaşık mı sanıyorsunuz" dedi...
"Fikriye Hanım'a ettiği haksızlığı bilmiyor musunuz," dediği
yetmezmiş gibi, "Fikriye'ye değil, kendi milletine de haksızlık
etmedi mi? Sabahlara dek süren içki sofraları olmasaydı daha uzun
yaşamaz mıydı" gibi cümleleri de kurup köşesinde kullandı?
Bir gün önce İlker Sarıer, "Latife Hanım, Gazi ile evliliğinde
başarılı olsaydı, son nefesine kadar onun yanında bir kader ortağı
olarak kalabilmiş olsaydı ve hele hele de Gazi'ye evlat verebilmiş
olsaydı, o zaman işte kişisel hatıratı çok büyük değer
taşıyabilirdi" diye yazmıştı.
Emre Aköz buna karşı ne dedi, biliyor musunuz?
-Kimin kime evlat veremediği konusunda emin misin? Elinde bir kanıt
var mı? Sakın tam tersi doğru olmasın? Dua et ki feministler eskisi
kadar faal değil; yoksa bakış açından dolayı seni lime lime
ederlerdi!
Bu satırları okuduğum dakikadan beri, "Makul çoğunluğun sesi"nin
yükselmesini beklemekteydim.. Derken baktım Reha Muhtar sesini
yükseltmiş ve Aköz'e kendince gereken cevabı vermişti.
Üstelik Emre Aköz'ü "Aşil'in Topuğu"ndan vurarak yapmıştı bu işi.
Şöyle demişti:
-Senin sevgili Nur Çintay'la muhteşem bir evliliğiniz var... Allah
uzun ömür versin, keyifli bir mutluluğunuz da var... Ama Atatürk
gibi bir adamla evlenmeye karar veren kadın, çok daha fazla şeyi
kabul etmek zorunda... Atatürk'ün karısı olmak herkese nasip
değil... Öyleyse onun fedakarlıkları da herkesten fazla olacak...
Hem Atatürk'le evli olacağım, hem de istediğim zaman "kocacığım
yanıma gel de beraber radyo dinleyelim çay içip tombala
oynayalım"
diyeceğim...Yok öyle şey...
Reha Muhtar'ın bu çarpıcı cümlelerini okuduktan sonra, ümit ederim
ki Emre Aköz kendisinin Atatürk değil, "Sıradan bir erkek" olduğunu
anlamıştır ve bir daha Latife Hanım'a dönük empati denemeleri
yapmaz artık.
Bu arada ümit ediyorum ki, Radikal yazarı Nur Çintay A. da, sıradan
bir erkekle evlendiği için ne kadar şanslı olduğunun farkına
varmıştır.
Neticede Nur Çintay'ın arkadaşlarının yanında kocasına "Emre" diye
adı ile hitap edebilmesi, kolesterolü fazla yemekleri yediği zaman
"Yeter artık" diyebilmesi ve kızınca da onu azarlayabilmesi, Reha
Muhtar'ın söylemi ile "Atatürk gibi bir adamla" evli olmamasının
getirdiği ayrıcalıklardır.
Sanıyorum Nur Çintay da bunların farkında. Arşivden bir yazısını
buldum. Sıradan insanların evliliklerinin ne kadar basit
beklentiler üzerinde oluştuğunu şöyle anlatmış 24 Mart 2003'te,
-Benim evde olduğum günler Emre Aköz'ün işe gitmesi asap bozucu
oluyor. Özellikle de pazar günleri. Nedir pazar? Kaşık yapılır,
kahvaltı yapılır, gazetelere bakılır. Sonra akşama kadar yine kaşık
yapılır. En fazla soldan sağa/sağdan sola dönülür. Pazarları,
sallan yuvarlan günüdür. Hayır, pazarları bizim için iş günü. Kaçış
yok. Ben pazartesi yazısını yazıyorum. E.A. ise Balmumcu yollarına
düşüyor. Ya da bana öyle söylüyor! İnanıyorum. Çünkü sabah
vedalaşmamız pek travmatik oluyor. Ben böyle askere yollar gibi
yapışıyorum, evirip çevirip 45 kere öpüyorum. O da diyor ki 'Gidiym
ki geliym. Ne kadar çabuk gidersem, o kadar çabuk dönerim.'
Ya Emre Aköz evden çıkarken "Benim ne zaman döneceğim belli olmaz,
Cumhuriyet'i ilan etmeye gidiyorum" deseydi ne yapardı Nur
Çintay?
Yazı: Mehmet Barlas
Kaynak: