Barışa Giden Yol: Eller tetikten aynı anda çekildi
Abone olSri Lanka'da 2002 ve 2004 yılları arasında Savunma Bakanı olarak görev yaparken Tamil Kaplanları'yla müzakere sürecini yürüten Austin Fernando deneyimlerini BBC Türkçe'ye anlattı.
Fernando, Berlin'deki barış görüşmelerinde.
Sri Lanka'da 2002 ve 2004 yılları arasında Savunma Bakanı olarak görev yaparken Tamil Kaplanları'yla müzakere sürecini yürüten Austin Fernando deneyimlerini BBC Türkçe'ye anlattı.
Sri Lanka ve Türkiye arasında benzerlik bulunduğunu savunan
Fernando'ya göre görüşmelerin şeffaflığından, medyanın süreçteki
yayıncılığı konusuna kadar Türkiye'nin Sri Lanka sürecinden alacağı
çok ders var.
2002 ve 2004 yılları arasında Sri Lanka'nın savunma bakanlığı görevini yürüten Austin Fernando, bu dönemde devlet ve Tamil Kaplanları arasında gerçekleştirilen müzakerelerdeki en önemli isimlerden biriydi.
O dönem masanın devlet tarafında barış için en fazla gönüllü olan isimlerden olduğu iddia edilen Fernando, ilerleyen yıllarda deneyimlerini 'My Belly is White' (Göbeğim Beyaz) adlı yaklaşık 1000 sayfalık kitapta kaleme aldı.
Fernando bugün herhangi bir siyasi görevde değil ancak barış konusunda yazılar yayınlıyor.
Müzakere süreci nasıl başladı?
2001 seçimleri çok kritikti Fernando'ya göre: "Ulusal Birlik Partisi (UNP) öncülüğündeki cephe 2001 seçimleri sırasında iktidara geldiğinde ateşkes ilan edeceğini ve Tamil Kaplanları'yla görüşeceğini söylüyordu. Dönemin başbakanıysa 'UNP iktidara gelirse ülkenin bölünüp bir bölümünün Tamil Kaplanları'na verileceğini' öne sürdü. Seçimleri UNP'nin kazanmasından sonra Tamil Kaplanları ateşkes ilan edeceklerini duyurdu, bir kaç gün sonraysa yeni hükümet de ateşkes ilan ettiğini bildirdi ve barış süreci başlamış oldu. Bir sonraki adımda taraflar arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı."
Fernando'ya göre sürecin başlamasının üç temel nedeni var: Ülke ekonomisinin kötüye gitmesiyle savaşın ekonomiyi zora sokması; insanların savaştan bıkmış olması ve 11 Eylül saldırılarından sonraki uluslararası gelişmeler.
Bu ilk ateşkesten sonra müzakere sürecinin inşasında Norveç'in olumlu rolünün de altını çiziyor Fernando.
Eller tetikten aynı anda çekildi
Fernando, görüşmelerden birinde Tamil Kaplanları'nın bir lideriyle el sıkışırken görülüyor.
Şubat 2002'de Ateşkes Anlaşması'nın imzalanmasından sonra yeni bir döneme girilmiş oldu.
Peki bu dönemde şiddet durdu mu?
Fernando "Evet" diyor ve devam ediyor: "Anlaşmadan sonra karada orduyla Tamil Kaplanları arasındaki savaş durdu. Benim dönemimde biz savaşmadık. Tabii ki bazen küçük çatışmalar oldu. Orduya yönelik ufak saldırılar da oldu, ordunun kazaren yaptığı hatalar da. Bazı askeri operasyonlar oldu, ama bunlar denizde gerçekleştirildi. Nedeni de Tamil Kaplanları'nın denizle ilgili anlaşmayı bir kaç kez ihlal etmesiydi. Ama 20 yıldan fazla süren bir savaşın ardından şiddetin hemen bir gecede bitmesini bekleyemezsiniz."
Kamuoyu barış için nasıl ikna edildi?
Türkiye kamuoyundaki müzakere tartışmalarında şu anda yanıtı aranan sorulardan biri de, iki tarafta da yaşanan ölümlerin ardından tabanda oluşan nefrete rağmen insanların müzakereler için nasıl ikna edilecekleri konusu. Fernando aynı sorunun Sri Lanka'da da yaşandığını söylüyor, ama bunun çözümünün mümkün olduğunun altını çiziyor:
"Bütün Sinhali halkını ikna ettiğimizi söyleyemem. Ama şu dilin kurulması gerekir. Oğlunu savaşta kaybetmiş bir asker annesine şunun söylenmesi gerekir: 'Savaşı bitirmemiz gerekiyor. Eğer savaşı bitirirsek diğer oğlun hayatta kalabilecek.' Teröristler tarafında da aynı anlayışın gelişmesi gerekir. Bu anlayışın oturmasında medyanın rolü de çok önemli."
Fernando'ya göre hükümetin en büyük eksikliklerinden biri müzakereler konusunda kapsayıcı olmamasıydı.
Eski savunma bakanı, özellikle Müslüman azınlığı müzakerelere katmamış olmalarının büyük bir yanlış olduğunu belirtiyor.
Fernando'ya göre ikinci eksik devlet kademesinde barış konusunda bir birliğin sağlanamamış olması. Fernando siyasi sistem nedeniyle devlet başkanı ve başbakanın barış görüşmelerine çok farklı yaklaştığı bir durumda kaldıklarını belirtiyor.
Eski bakan özellikle ordunun müzakereler konusunda gönülsüz olmasının da süreci etkilediğini kaydediyor:
"Ordu barış sürecine kalpten katılmamıştı. Komutanlar ikna olmamıştı. Örneğin ben barışı savunurken Kuzey bölgesinin ordu komutanı Sarath Fonseca bana savaşı savunuyordu ve tartışmalarımız sırasında bana 'Bu adamlara karşı askeri güç kullanmak zorundayız' diyordu.
Tamil Kaplanları'nı da eleştiren Fernando, örgütün de samimi olarak barış sürecine girmediğini belirtiyor.
Barış sürecinde medyanın savaş yanlısı tutumuysa Fernando'nun başka bir eleştiri konusu.
Tüm bunların ötesinde Fernando barış müzakerelerinin bitmesinin en önemli nedeni konusunda barış için hazırlıksız olduğunu iddia ettiği Tamil Kaplanları olduğunu öne sürüyor.
Fernando, kabinesinde yer aldığı hükümetin yeniden seçilememesinden sonra ülkenin yeniden savaş sürecine girmesiyle ilgili olaraksa şunları söylüyor:
"2004'te hükümetimiz seçimleri kaybetti. Barış anlaşması hala sürüyordu ve savaş yoktu. Ama diğer yandan barış görüşmeleri de artık yoktu. 2006'ya kadar böyleydi. Tamil Kaplanları 2006'da Savunma Bakanı ve üst düzey bir ordu yetkilisine suikast düzenledi. Bu, 2009'a giden sürecin başlangıcı oldu."
BARIŞA GİDEN YOL DİZİMİZDE YARIN: 'Tamil Eelam Geçiş Hükümeti' Başbakanı Visvanathan Rudrakumaran BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.