Nereden nereye geldik...
Kürtçe kasetler yasaktı, Özal serbest bıraktırdı...
Kürt analar, cezaevinde yatan çocuklarıyla Kürtçe konuşamıyordu,
artık konuşuyorlar...
Televizyonlarda Kürtçe yayın yasaktı, şimdi 24 saat Kürtçe yayın
yapılıyor.
Kürtçe savunma yapılamıyordu, artık yapılıyor...
APO ile görüşmek ateşten gömlekti, şimdi o gömleği devlet
giyiyor...
Meclis'te Kürtçe yemin etmenin bedeli ağırdı, (Leyla Zana 10 yıl
hapiste kaldı) şimdi serbest...
"Sayın Abdullah Öcalan" diyenler, artık "terörist"
sayılmıyor!
***
Rahmetli Turgut Özal, son nefesini verdiği güne kadar "hain"di!
Niye?
Terörü bitirmek için...
Akan kanı durdurmak için...
Fidanların toprağa düşmemesi için...
Cengiz Çandar'ı Abdullah Öcalan'a gönderdi...
Ve "yeter artık" dedi!
Yetmedi!
Kan içmekten zevk alan zevat, APO'yla bu işi çözmek için
uğraşan Özal'ın canını da aldı çünkü!
***
BDP'lilerin bir bildiği vardı elbet!
Dört duvar arasında yaşayan APO'yu işaret ettiler sürekli.
"Adres İmralı" dediler...
Direndik!
"Olmaz" dedik!
Biz direndikçe...
Kan aktı!
Biz direndikçe, davul zurnayla kışlasına giden fidanlar tabutla
döndü...
Ve onca can gittikten sonra...
BDP'nin, ısrarla gösterdiği adrese doğru yol
aldık!
***
Türkiye değişiyor!
"Kürt sorunu"nu kabul eden Başbakan Erdoğan, milliyetçi
söylemlerinden vazgeçti!
Akan kanın durması için o da, İmralı'yı adres gösteriyor!
Türkiye'de barış rüzgarı esiyor!
Türkiye değiştikçe...
BDP'liler de değişiyor!
BDP salonlarında, Türk bayrağı dalgalanıyor artık!
Böyle devam eder inşallah!
Bu süreci baltalamak isteyenler var, olacaktır!
Barışa direndik yıllarca!
Şimdi savaşa direnme zamanı!
Bitsin artık bu kin!
Çocuklarımız ölmesin artık!