Barbaros Şansal'dan tecavüz itirafı

Tür­ki­ye­’nin öne çı­kan en ay­kı­rı isim­le­rin­den bi­ri o… Mes­le­ği­ni ta­nım­lar­ken 'Ter­zi ya­ma­ğı' de­yip, ge­çi­yor. En­te­lek­tü­el bi­ri­ki­min­den aka­de­mik ka­ri­ye­ri­ne ka­dar hiç­bi­ri­ne prim ver­mi­yor.

“Sa­va­şa ha­yır”­dan Er­ge­ne­kon tu­tuk­lu­la­rı­na ka­dar tüm ey­lem ve yü­rü­yüş­ler­de en ön­de saf tu­tu­yor. “Tek li­de­rim var; o da Ata­türk” di­yor. 

Ekranların renkli yüzü modacı Barbaros Şansal, Sözcü Gazetesi'ne verdiği röportajda 1980 darbesinde yaşadığı korkunç günleri böyle anlattı:

Polislerin tecavüzüne uğradığını söyleyen Şansal ''Gay­ret­te­pe ve Be­yoğ­lu­’nun bü­tün zin­dan­la­rı­nı, iş­ken­ce­le­ri­ni, po­lis­le­rin ba­na yap­tı­ğı ta­ciz ve te­ca­vüz­le­ri unut­ma­dım. Hay­dar­pa­şa­’dan tre­ne ko­nu­lup Es­ki­şe­hi­r’­e sü­rül­düm.'' dedi.

POLİSLERİN TACİZLERİNİ TECAVÜZLERİNİ UNUTMADIM

Ben Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’n­de iyi bir yö­ne­tim ha­tır­la­mı­yo­rum. 1980’de Ke­nan Ev­ren ik­ti­da­ra gel­di­ğin­de ben kır­mı­zı las­tik pa­buç­la­rım var di­ye Se­li­mi­ye­’ye alın­dım. Ora­dan San­sar­yan Ha­n’­a alın­dım. İş­ken­ce gör­düm. Züh­re­vi­ye yol­lan­dım. Saç­la­rım ke­sil­di. Gay­ret­te­pe ve Be­yoğ­lu­’nun bü­tün zin­dan­la­rı­nı, iş­ken­ce­le­ri­ni, po­lis­le­rin ba­na yap­tı­ğı ta­ciz ve te­ca­vüz­le­ri unut­ma­dım. Hay­dar­pa­şa­’dan tre­ne ko­nu­lup Es­ki­şe­hi­r’­e sü­rül­düm.

İÇERİ ATILMAKTAN KORKMUYORUM

İçeri atılmaktan korkmadığını söyleyen Şansal,  ''Atar­lar­sa at­sın­lar. Hiç umu­rum­da de­ğil ama içeri ata­maz­lar ki… Be­ni içe­ri at­ma­la­rı için ‘yu­mu­şak g’ ka­nu­nu­nu çı­kar­ma­la­rı la­zım!''dedi.

ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLARI NEDEN ÇİÇEKLİ PANTOLONLA MECLİS'E GİRMESİN?

Psikosomatik bozukluk nedeniyle askere alınmadığını söyleyen Şansal, "askere gitmeyi çok isterdim" dedi.

"Keş­ke be­ni as­ke­re al­sa­lar­dı. Psi­ko­so­ma­tik bo­zuk­luk di­ye­rek bir ke­na­ra at­tılar. Ata­tür­k’­ün ço­cuk­la­rı ne­den çi­çek­li pan­to­lon­la gir­me­sin Mec­li­s’­e? En faz­la Mer­ve Ka­vak­çı ka­dar ay­kı­rı ka­lı­rım. Saç­ını üzüm kırmızısı bo­ya­yan bur­ma bı­yık­lı ve­kil­ler olu­yor da ben ne­den ol­ma­ya­yım?"