Baraj suları onu da yutacak!
Abone olMuğla'nın Yatağan İlçesi'ndeki Çine Çayı üzerinde bulunan Roma dönemine ait 2 bin 300 yıllık tarihi İncekemer Köprüsü'de, baraj sularının altında kalacak.
Yapımına 1995 yılında başlanan ve ödenek sıkıntısı
nedeniyle yapımı yılan hikayesine dönen Çine Barajı
tamamlandı.
Baraj, ufak tefek eksikliklerin giderilmesinin ardından 10 Ekim'de
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı törenle su tutmaya
başlayacak. Çine Barajı'nı besleyecek olan Gökbel Vadisi'ndeki Çine
Çayı üzerinde bulunan 2 bin 300 yıllık tarihi İncekemer Köprüsü su
altında kalacağı için Muğla Anıtlar Kurulu’nun önerisiyle iş
makineleri ile dolgu yapılarak kil ve kaya parçaları ile örtülmeye
başlandı.
Çine Barajı inşaatını yapan yüklenici firma Özkar İnşaat ile
ortaklaşa çalışmalar sırasında, 40 metre uzunluk, 2 metre
genişliğindeki beş kemerli tarihi köprünün temel kısımındaki
künkler (su geçişini sağlayan kanallar) çıkartıldı. Künklerin Muğla
Müze Müdürlüğü'ne teslim edileceği bildirildi.
İnşaat Mühendisi İbrahim Öztürk, tarihi köprünün kille kaplandıktan
sonra kaya ve toprak ile üzerinin örtüleceğini söyledi. Öztürk,
“Köprü üzeri dolgu ile örtülecek. Amacımız, tarihi köprünün
gelecek nesillere aktarılması. Bir barajın ömrü 80 ile 100 yıl. Bu
sürenin sonunda sular çekildiğinde, ova olarak ortaya çıkacak.
Yapılan bu çalışmalar sayesinde tarihi köprü özelliğini koruyarak,
geleceğe taşınmış olacak. Benzer uygulama İzmir Bergama'daki
Allioni Antik Kenti'nde uygulanmıştı” dedi.
İncekemer Köprüsü'nün hikayesi
Mitolojik hikayeye göre Roma döneminde, Çine Çayı üzerinden
karşıdaki bir yerleşim yerine borularla içme suyu götürülmesi için
köprü yaptırılır. Ancak, her selde yıkılır. Bu böyle sürüp gider.
Kralın çok güzel bir kızı vardır. Köprü yıkılmayacak şekilde sağlam
yapabilen ustaya kızını vereceğini söyler. 20 yaşında yağız bir
yapı ustası, yardımcılarını da yanına alarak gece gündüz çalışıp
taşları işledikten sonra bugünkü İncekemer Köprüsü'nü yapar. İçme
suyu da köprü üzerine döşenen borularla karşıya geçirilir. Köprü,
yağışlardan ve sellerden etkilenip yıkılmaz ancak kral sözünde
durmayıp, kızını vermekten vazgeçer.
Genç de bir gece köprüyü yıkmaya başlar. Bu sırada kralın adamları
haber alıp genci ölesiye dövdükten sonra köprüden atıp, öldürür.
Genç, son nefesinde kralın kızının mutlu olmaması ve köprüden
geçtiği takdirde evlat yüzü görmemesi için dua eder. Bu hikaye,
kuşaktan kuşağa devam eder. Yöredeki genç kızlar ve gelinler de
uğursuz saydıkları bu köprüden geçmez. O nedenle yörede
‘Gelin Geçmez Köprüsü’ olarak anılır.
Kaynak: DHA