TRT"nin sevilen programcısı Banu Avar"ın sözleşmesinin iptal
edilmesi basın özgürlüğüne vurulan önemli bir darbe… Günümüzde
artık basının özgür olduğunu söylemek neredeyse imkânsız hale
geldi. İktidarın politikalarına karşı iseniz basında size hayat
hakkı yok. Ya işinizden kovulursunuz, ya da çalıştığınız gazete
veya televizyon komple satın alınır.
Banu Avar, Avrupa Birliği ülkelerinin ikiyüzlülüğünü açıkça ortaya
çıkardığı için harcandı. Her programı ile seyirciyi adeta
televizyona kilitleyen bu başarılı meslektaşımızın apar topar
programının yayından kaldırılmasını acaba kim istedi? Avrupa
Birliği"nin Türkiye"den istekleri arasında bu da var mıydı? Yoksa
kraldan fazla kralcı olanlar mı Banu Avar"ı susturmaya kalktılar?
Bu sorunun cevabını şimdilik bilmiyoruz. Ama her iki durum da
gerçekten üzüntü verici. Artık bu ülkede farklı sese yer olmadığı
her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
Basını hür olmayan bir ülkenin demokratik olduğunu iddia etmek ne
derece doğrudur. TRT"deki vahim gelişmeleri hep birlikte izliyoruz.
Devletin televizyonu iktidarın adeta borazanı halini almış.
TRT"deki bu gelişmeleri Ufuk Ötesi Gazetesi"nin Mayıs sayısında
Aybars Fırat detaylarıyla anlatmış. TRT"de Kürtçe, Ermenice
yayınların başlayacağı haberini veriyor. Avrupa Birliği"ne verilen
sözler arasında bunların da bulunduğu belirtiliyor. Bakın Aybars
Fırat ne diyor, “Önce Enine Boyuna, Ezber Bozan, Gündeme Dair gibi
yeni başlayan programlara bir bakalım. Bunlar, devam eden davalar
hakkında konuşmak da dâhil olmak üzere, suç işleyen, TRT yayın
ilkelerine aykırı yayın yapan RTÜK"ün TRT"yi cezalandırmasına bile
yol açabilecek programlar. Yine üçüncü sınıf televizyonların bile
itibar etmedikleri şiir programı vb programlar da nerede çaptan
düşmüş, ipten kazıktan kurtulmuş, fikri zikri belli adamların
yuvalanma mekanı olmuş… Türk Kültürüne hizmet edeceğim diye Türk
Kültürünü tahrip et, ezber bozacağım diye Türk Milletinin kafasını
karıştır, Türk Milliyetçiliğine saldır…”
Vatikan"ın “dinlerarası diyalog” konsülünün uzantısı programlar
bile artık TRT"de yer alıyor.
Ee böyle bir TRT yönetiminin Banu Avar"a tahammül etmesi tabiî ki
mümkün değil.
Türkiye"de Türkiye"nin menfaatlerini savunmak Türk Kültürüne sahip
çıkmak, en büyük suçlar arasında artık…
Banu Avar da bu suçu işleyenlerden… Kanlı paralarla Nobel ödülü
verenlerin iş yüzünü ortaya dökenlerden. Avrupa"nın bütün ikiyüzlü
politikalarını ekrana taşıyan meslek aşkıyla dolu bir yapımcı…
Ama Banu Avarlar sahipsiz değil… Bu ülkenin insanları Banu Avar"a
ve onun gibi düşünenlere tabiî ki sahip çıkacak. Duyduğum kadarıyla
hemen adresi açılmış ve Banu Avar"ın
programlarını severek izleyen insanlar bu e-maile destek mesajları
şimdiden geçmeye başlamışlar bile… Bu gelişmelere kayıtsız kalmamak
lazımdır. Banu Avar"a destek olmak için herkesin ama bu ülkeyi
düşünen herkesin kısa bir zamanını ayırıp bu e-maile mesaj atmasını
diliyorum.
Banu Avar"ın sözleşmesinin iptal edilmesiyle birlikte hazırladığı
iki önemli program da yayından kaldırılmış oldu. “Büyük Ortadoğu ve
Asya Projesi” isimlerini taşıyan programları artık
seyredemeyeceğiz. Acaba bu programlardan bizzat başbakan mı
rahatsız oldu? Büyük Ortadoğu Projesi"nin eş başkanı olarak. Bütün
bunlar kısa zamanda ortaya çıkacak.
Ama basınımızın bu kadar susturulmasına artık seyirci kalmayalım.
Demokratik haklarımızı kullanarak gazetecimize, televizyoncumuza,
sahip çıkalım.
Milletin müşterek sesi olmaya çalışan bu fedakâr ve cefakâr
insanların göz göre göre harcanmasını istemiyorsak herkes üzerine
düşeni yapmalı…
Kimseden zor bir şey istenilmiyor. Sadece “Aktif vatandaş,
katılımlı demokrasi” ruhuyla hareket edip, Banu Avar"ın şahsında
basın özgürlüğüne sahip çıkılmasını bekliyoruz.