Bankalara yeni vergi mi geliyor?
Abone olMerkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Washington'dan döndüğü gibi ayağının tozuyla açıklar yaptı...
Washington'da Dünya Bankası ve IMF toplantılarına
katılan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'dan Bloomberg HT'DE
Özlem Dalga'nın konuğu oldu...
Bir çok soruya içtenlikle yanıt veren Durmuş bankacılık sisteminin yeniden vergilendirilmesi konusunun üzerinde bir çalışma yapıldığını fakat gizli dosya olduğu için detay veremeyeceğini açıkladı...
Özlem Dalga: Bankalara vergi konuşuluyor. G20 Maliye Bakanları bu konuda karar vermek için topu liderlere attı. Haziran toplantısında onlar karar verecek. Bankalar vergi konusunda beklentileriniz neler? Bu Türkiye açısından ne anlama geliyor?
Durmuş Yılmaz: G20 ülkelerinin yaptığı toplantılarının 1. gündem maddesi "finansal düzenleme reformu" idi. Bu finansal düzenleme reformu çerçevesinde daha önce, gerekse IMF tarafından gerekse finansal istikrar kurumu tarafından başlatılmış olan çalışmaların tekrar bir gözden geçirilmesi yapıldı. Burada gündeme getirilen konular, sermaye yeterlilik oranları, sermaye oranlarının güçlendirilmesi, likidite oranlarının güçlendirilmesi, ücret politikalarının sistemde kriz yaratmaması için yeniden gözden geçirilmesi, bununla ilgili olarak yapılan düzenlemeler, türev ürünleri, türev ürünleriyle ilgili olarak uyarlamaların yapıldığı tezgâh üstü sistemden organize piyasalara geçilmesi, tartışılıyor.
Finansal İstikrar Kurumu Başkanı'nın burada söylediğine
göre, bunların artık somut öneriler halinde kurallar silsilesi
haline getirilmesi aşamasına gelindi. Bu nokta son derece
kritik bir nokta. Çünkü bu kurallar silsilesinin muhatabı bankalar
ve bankaların da bunu kurallar içinde içselleştirilmeleri
gerekiyor. Benim edindiğin intiba da bankalar bu kurallar dizisine
pek sıcak yaklaşmıyorlar. Dolayısıyla buradaki genel tavır
şu: Önceden bankaları dinlemeyelim, yapılması gerekeni yapalım
şeklindeydi ama şu anda gelinen noktada bankaları dinleyelim
onların taleplerini göz önde bulunduralım, yapılabilecek ne varsa
yapalım.
IMF'ye verilen bir görev var. O görev de bankacılık sisteminin yeniden vergilendirilmesi konusunun üzerinde bir çalışmayı içeriyordu. IMF bu konuda çalışmasını yaptı. Ve raporunu sundu. Bu rapor gizli bir rapor ve benden bu raporun detaylarına girmemi beklemeyin.
Ancak burada ortaya çıkan durum şu: Bankacılık sisteminin
yeniden yapılandırılması her ülkede bizim 2001 krizinden sonra
olduğu gibi bir kamusal yük getirdi.
Fakat genel çizgi, gelişmekte olan emerging market
ekonomilerinin bu konuya pek yaklaşmadıkları onun da ana nedeni
dolaylı yoldan sermaye maliyetlerinin artacak olması.
BANKACILIK SİSTEMİNE EKSTRA BİR VERGİ YÜKÜ MÜ
GELİYOR?
Özlem Dalga: Bizim bankacılık sistemine ekstra bir vergi
yükü gelecek mi ona ne diyorsunuz?
Durmuş Yılmaz: Bizim de bu konuda görüşümüz şu: Burada da dile getirdik. Bankaların sermaye yapıları güçlendirilsin. Özellikle kriz esnasında şokları emebilecek adi hisselerden oluşan sermaye yapısının güçlendirilmesi. Buna ilave olarak da bir verginin getirilmesi şeklinde bir yaklaşım. Bizim görüşümüz bu fakat dünya bunu tartışıyor. Dolayısıyla buradan çıkacak olan kuralların yeknesak olması hedefleniyor. Olup olmayacağı konusunda kesin bir şey söyleyemiyorum. Ama konu şu anda hararetli bir şekilde tartışılıyor.
TÜRK BANKALARA EKSTRA VERGİ Mİ GELİYOR ?
Özlem Dalga: Türk bankalarına yeni ekstra bir vergi
gelmiyor değil mi?
Durmuş Yılmaz: Bu konuda henüz bir karar alınmış değil.
YATIRIMCILAR "TÜRKİYE BU DURUMA NASIL GELDİ" ?
Özlem Dalga: Yatırımcılar Türkiye'ye dair en çok neyi
merak ediyor.
Durmuş Yılmaz: Biz burada resmi görevlerimizin dışında yani G20 toplantılarına ve IMF'nin toplantılarının dışında yatırımcı gruplarıyla da görüşüyoruz. Onlara Türkiye ekonomisini anlatıyoruz. Burada tabii en çok sorulan sorulardan biri özellikle mali disiplin konusunda biz çok fazla soru geliyor. Biz yaptığımız prezantasyonlarda söylediklerimizden sonra insanlar fazla soru sormuyorlar. Sadece herhalde içlerinden yüz ifadelerinden belli oluyor sordukları soru şu: Türkiye bu noktaya nasıl geldi.
TÜRKİYE BİR BEDEL ÖDEDİ...
Türkiye bir bedel ödedi. Ödediğimiz bedel de az değildi. Kolay bir
bedel de değildi. Üst üste yüzde 6,5'luk faiz dışı fazla
hedefledik, bunu tutulamasak bile 6,5'e yakın bir hedefini
tutturduk. Dolaysıyla da borçluluk oranımız yüzde 95'li
seviyelerden bugün bulunduğu noktaya getirdik.
Bize sorulan soru şu: Biz açık ve net şekilde neyi ve ne ölçüde yapacağımıza açık bir şekilde söyledik. Ancak söylemediğimiz bir şey var. Ne zaman yapacağımızı söylemedik. Bize en çok sorulan soru bunun zamanlamasıyla ilgili. Dünyada olaylar çok hızlı gelişiyor. Dolayısıyla önceden bu çıkışı bir zamana bağlamak son derece riskli bir durum doğru da olmaz.
Burada tabii geçiş dönemi son derece önemli. Uluslararası bankalarda finansal istikrar kurumundan da bu gözetme ve denetimle ilgili kurallarını uygulamaya koyulurken makul bir geçiş süreci istiyorlar.
BANKALARIMIZA MAKUL BİR SÜRE
TANIYACAĞIZ
Biz de likidite ile yönetimi ile ilgili olarak bankalarımıza makul
bir geçiş süreci vereceğiz. Bunu da söylüyoruz ve buna da peyderpey
uygulamaya koyacağız. Biz mümkün olduğu kadar sürpriz yapmadan açık
anlaşılabilir ve şeffaf bir şekilde. Bankalarımıza kendi
bilânçolarını yeniden ayarlayabilcek zamanı onlara
tanıyabileceğimizi söyledik.
"ULUSLARARASI CAMİADA SON DERECE DİKKATLİ VE İHTİYATLI DAVRANMALIYIZ"
Özlem Dalga: TCMB olarak lira ve faiz açısından yatırımcı ne beklemeli?
Durmuş Yılmaz: Gerek IMF kendi bünyesinde yaptığı toplantılarda gerekse G20'nin yaptığı toplantılarda gündem maddelerinin bir tanesi de sermaye akımları ile ilgiliydi.
Türkiye de bunun dışında değil. Son 1,5 -2 aydır ülkemizde de önemli sermaye girişleri oldu ve bunun da kur üzerinde yansımalarını görüyoruz. Bu nedenle biz de uluslararası camia gibi bu konuda son derece ihtiyatlı ve dikkatli davranmak zorundayız.
Özlem Dalga: Güçlü liraya devam mı?
Durmuş Yılmaz: Ben bu konuda bir şey söylemiyorum. Kur riski piyasanın üzerinde. Kuru arz ve talep üzerinde belirliyor. Ve Merkez Bankası rezerv birikimleri açısından uygun gördüğünde piyasadan döviz alıyor. Ortaya çıkan duruma göre Merkez Bankası durumunu tekrar gözden geçirecektir diyoruz.
AYAĞA DÜŞMEMEMİZ GEREKİYOR
Özlem Dalga: Komşuda olanlar bize yansır mı?
Durmuş Yılmaz: Mali disiplin son derece önemli. Reel ekonomide ortaya çıkan olumlu gelişmeleri gölgeleyen hususlardan bir tanesi de bu kamu mali disiplini ve borç yükünün sürdürülebilir konusundaki endişeler. Bu konular IMF'nin gündeminde uluslararası camianın gündeminde bu konuda dikkatli çalışmalar var. Fakat Yunanistan'la ilgili olarak yapılması gerekenler bu platformlarda herkesin önünde tartışılmıyor. Bence ayağa da düşmememiz gerekiyor. Son derece nazik bir konu. Bu işin maliyeti giderek artıyor. Ne kadar hızlı hareket edilirse maliyet o kadar düşecek diyorum.
Yunanistan Türkiye'yi nasıl etkileyecek konusunda da kısa vadede ve dar çerçevede. Bizim Yunansitan'la olan dış ticaretimize ithalatımıza ihracatımıza turizm, hareketlerine sermaye hareketlerine baktığımızda biliyorsunuz Yunanistan'ın Türkiye'de iki bankası var. Buralarda önemli bir sorun yaşanmayacak. Bankalarımız son derece güçlü ve sağlam. Dış ticaret ve turizm açısından bir olumsuzluk yaşanmayacaktır. Hatta Türkiye bundan faydalanabilir.