Bankadan kredi çekecekler dikkat! Yargıtay'dan emsal karar
Abone olİhtiyaç kredisi çeken müşterinin kanser hastası olduğunu bilen banka şubesi, hayat sigortası karşılığında talep edilen parayı tüketici hesabına yatırdı. Bir süre sonra müşteri hayatını kaybedince banka, mirasçılar hakkında icra takibi başlattı, devreye Yargıtay girdi.
İhtiyaç kredisi çekmek isteyen kanser hastası tüketici,
banka şubesine gitti. Talep ettiği tutar hayat sigortası poliçesi
karşılığında müşterinin hesabına yatırıldı. Bir süre sonra kanser
hastası müşteri hayatını kaybedince banka alacağı tahsil etme
telaşına düştü. Hayat sigortası poliçesini düzenleyen şirkete
müracaat yerine banka, mirasçılar hakkında kredi borcunun
ödenmediği gerekçesiyle icra takibi başlattı.
Aile, reddi miras kararı çıkartarak icra takibini itiraz etti. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yolunu tutan banka avukatı bu kez iptalin kaldırılmasını talep etti. Davacı banka, davalıların babaları ile imzalanan İhtiyaç sözleşmesi doğrultusunda vefat eden borçlunun mirasçılarına muacceliyet ihtarnamesi tebliğ edildiğini, bakiye borcun 1 hafta içerisinde ödenmesi için süre verildiğini, verilen süre içerisinde borç ödenmediğinden borcun tahsili için murisin yasal mirasçıları hakkında icra takibi başlatıldığını dile getirdi. Mirasçıların bu takibe itirazda bulunduğunu ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istedi.
Kredi borcuyla sarsılan acılı aile ise kredinin hayat
sigortası poliçesi kapsamında çekildiğini zaten kendilerinin reddi
miras kararı çıkarttıklarını belirtmelerine rağmen dertlerini
bankaya anlatamadı. Mahkeme, davanın reddine karar verdi. Banka
avukatı bu kez kararı temyiz etti.
Devreye giren Yargıtay 13. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara
imza attı. Kararda, bankanın kredi talebinde bulunan
müşterinin kanser hastası olduğunun bilindiğine vurgu yapıldı.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Kredi kullananın yaşamsal riski karşısında
sigortalandığını, riskin gerçekleşmiş olması nedeniyle ödenmeyen
borcunun sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiği dile
getirilmiştir. Mahkeme de hayat sigortasının teminat süresi
içerisinde vefatın yani rizikonun gerçekleştiği, davacı bankanın
poliçede daini mürtehin (rehin alacaklı) sıfatı bulunması sebebiyle
vefat tazminatının dava dışı sigorta şirketinden talep etme
hakkının davacı bankada bulunduğu ancak kullanılmadığına dikkat
çekmiştir. Somut olayda hayat sigortası yapıldığı ve priminin
ödendiği, murisin poliçeler üzerinde banka lehine dain ve mürtehin
hakkı tesis ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı banka
mirasçılara karşı icra takibine geçtiğini ve davalıların takibe
haksız olarak itiraz ettiklerini beyan ederek eldeki davayı açmış
ise de sigorta poliçelerinin üzerinde davacı Banka'nın adına dain
ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin olumsuz
yanıtına karşı hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden
mirasçılara karşı takip başlatılması yerinde değildir. Mahkemece,
bu husus gözetilerek vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın
usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde
hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını
gerektirir. Bozma nedenine göre davacı ve davalıların sair temyiz
itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.”
Emsal nitelikteki kararla benzer konularda bankalar ölen kişinin
mirasçılarına değil hayat sigortası yapan sigorta şirketlerinin
kapısını çalacak.