Bankacılık sektörü sağlam
Abone olBDDK Başkanı Tevfik Bilgin, piyasalarda yaşanan son dalgalanmaları, "Paniğe gerek yok " diye değerlendirdi.
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, piyasalarda yaşanan son
dalgalanmaları, "Paniğe gerek yok. Oldukça sağlam, istikraralı
bankacılık sistemine sahibiz. Güven ve istikrar devam ettiği sürece
şu anda herhangi bir endişemiz yok" dedi.
Bilgin, kısa vadeli sermayenin sermayenin "kuzunun kalbine, filin
beynine, ceylanın bacaklarına" sahip olduğunun unutulmaması
gerektiğini söyledi.
MÜSİAD'ın perşembe toplantılarının bu haftaki konuğu BDDK Başkanı
Tevfik Bilgin oldu. Bilgin gazetecilerin ve katılımcıların
sorularını yanıtladı. Yıllardır söylenen, yazılan, çizilen
ekonomistlerin bahsettiği sıcak para, dengeler, bilançolar
büyüklükleri ithalat ve ihracat büyüklüklerinin bilinerek
analizinin yapılması gerektiğini kaydeden Bilgin, "Bu dengeler
bilinerek özellikle kısa vadeli sermayenin, küresel sermayenin
kuzunun kalbine, filin beynine, ceylanın bacaklarına sahip olduğunu
unutmayalım. Dengelerin bunu gerektirdiğini bilmek yeterli" diye
konuştu.
"SAT-ÇIK FORMÜLÜ TÜRK BANKA PATRONLARINA UYGUN DÜŞMÜYOR"
Bilgin yabancıların finan sektöründeki payına ilişkin bir soruyu
yanıtlarken, yabancı bankaların krizlerden sonra, kriz yaşayan
ülkelere ilgisinin arttığını belirtti. Yabancı sermayenin disiplin,
ülkeye yeni kaynak getirme ve bankacılık yapış şeklini değiştirme
gibi artılarının olmasının yanı sıra, kriz döneminde geri çekilme,
en iyi müşteriyi seçme gibi eksilerinin de bulunduğunu anlattı. Şu
anda sektörde yabancı sermayenin oranının yüzde 14.5 olduğunu, bu
oranın yabancıların İMKB'de aldıkları hisselerle birlikte yüzde
28'ler düzeyine çıktığını kaydeden Bilgin, bu oranın artma
eğilimide olduğunu ve artacağını tahmin ettiklerini dile
getirdi.
Bilgin, potansiyel alıcılarla tek tek konuştuklarında, "Türkiye'de
kalıcı olmalarını, sadece tüketici kredilerinden kar elde edip
zamanı gelince terk edip gitmememlelerini istediklerini,
Türkiye'nin KOBİ kredileri ve kurumsal kredilere ihtiyacı olduğunu"
söylediklerini belirtti.
Bilgin şöyle konuştu: "Otoritenin her zaman orda olduğunu bunlara
söylüyoruz. Yabancılarla görüşmeler oluyor ama yönlendirme
yapamayız. Bankalarla görüşmeye başladığımız zaman bize iletin,
getirin, tanıştırın, ondan sonra açıklmamanızı yapın. İMKB'ye veya
kamuoyuna yapılan açıklamaların bizim nezdimizde hiçbir değeri
yoktur. En son kararı BDDK verir. BDDK'nın 7 üyesinden 4'ünün
imzası yoksa o bankanın satışı gerçekleşmez. Bunu bankacılarımızın
çok iyi idrak etmesi lazım. Maalesef bazı Türk banka patronları
kendi güçlerini küçümsüyorlar. O kadar kriz geçirmiş, o kadar
engelleri aşmış, bankasını belli noktaya getirmiş patronlarımız
kendi kaynaklarını idrak ekmekten kaçınıyorlar. Bunun muhtelif
etkileri olabilir. 'en iyi fiyattan buldum ordan satıyım'... bana
göre belli bir dönem getirilmiş olan 5020 sayı kanun etkilerinden
uzaklaşmak istemek gibi nedenlerle hareket eden patronlar var. Bu
sat-çık formülü Türk banka patronlarının krizlerden geçirip bu
noktaya getirdiği bankalarını, satmada kullanmaları uygun
düşmüyor."
İNGİLİZCE YAZILAR
Bilgin bazı bankaların BDDK'yla yazışmalarını İngilizce yapmalarını
da eleştirdi. Bu tür yazıları yırtıp attığını belirten Bilgin,
"Bizlerle aynı dili konuşan kişiler çalıştıracaksınız. Bu hususlara
dikkat etmek lazım" dedi.
Tevfik Bilgin, BDDK'nın yakından izlediği ve 5 Mayıs'ta 9.2 milyar
dolar olan bankalarn bilanço içi açık pozislyonunun dalgalanma
sonrasında 6.6 milyar dolara düştüğünü, bunun da bankaların
piyasadan dolar aldığını gösterdiğini kaydetti.
"KREDİ FAİZİNE MÜDAHALE YOK"
Bilgin, BDDK'nın bankaların konut kredisi faiz oranlarını
yükseltmesine müdahale edemeyeceğini söyledi. Bilgin, piyasalardaki
dalgalanmalarının 6 aylık bilanço sonuçlarına nasıl yansıyacağının
ise haziran sonunda belli olacağını söyledi.
Bilgin, pazar payı kapmak amacıyla çok analiz ve derinlemesine
tahlil yapmadan kredi verilmesinin bankaların risk alması anlamına
geldiğini kaydederek, özellikle bireysel kredilerde Tüketicileri
Koruma Kanunu gereğince sabit faiz uygulanması gerektiğini
hatırlatarak, "Eğer faizler yükseldiyse -bugün bir miktar yükselmiş
durumda- bankalarımız eskiden düşük faizle verdikleri kredilerde
zarar yazmak zorunda kalabilirler" dedi.
"KONUT KREDİLERİ İLK DEFA KREDİ KARTLARINI GEÇTİ"
Bilgin, konut kredilerinin ekonomik canlanmayı ve istihdamı
sağladığını, bankaların bilançolarını büyüttüğünü kaydetti.
2004-2005 döneminde konut kredilerinin yüzde 371 oranında arttığını
belirten Bilgin, 5 Mayıs itibariyle de 18 milyar YTL seviyesine
geldiğini bildirdi. Bilgin, "Konut kredileri ilk defa kredi
kartlarını geçti. Bunun devam edeceğini düşünüyoruz" dedi. Bu yılın
şubat ayında 333 bin 465 kişinin konut kredisi kullandığına dikkat
çeken Bilgin, halkın daha fazla faiz ödememek için konut kredisinde
uzun vadeye girmediğini, 5-6 yıl vadeyle kredi almayı tercih
ettiğini söyledi.
"BEDAVA BANKACILIK DÖNEMİ BİTTİ"
Bankacılık sektörünün şeffaflığı sağlamakta çok yol kat eederek
belli noktaya geldiğini belirten Bilgin, reel sektörün de şeffaf
olması ve standartlara yakın bilançolar açıklamaları gerektiğine
dikkat çekti. Bankaların faaliyet dışı gelirlerinin de arttığını
söyleyen Bilgin, bedava bankacılık döneminin artık bittiğini,
bankaların en küçük ilişkilerde bile müşterilerinden belli bir
ücret alacağını kaydetti.
"BDDK GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ"
Bilgin, reel sektörün açık pozisyonlarını izlemediğene yönelik
eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Reel sektörün bir açık
pozisyonu var. Bu rakamlara yansıyor. Bunun gerçek miktarını en iyi
bilen kurum Merkez Bankası'dır. Eleştiriyi yapan kişiler Merkez
Bankası'nın eski çalışanları veya Hazine'dir. BDDK bunu takip
edecek en son kurumdur" diye konuştu.
Tevfik Bilgin, 2001 krizinde 90'lı yıllarda gerekli müdahaleyi
yapmayan diğer kurumlar kenara çekildikten sonra BDDK'nın günah
keçisi ilan edildiğini vurgulayarak, "İmar'da da bunu yaşadık, bir
daha bunu yaşamak istemiyoruz. Reel sektörün açık pozisyonu vardır,
takip edecek öncelikli kurum BDKK değildir. Uygulanan politikalar
sonucunda belli bir kur seviyesinden, belli bir açık pozisyon
yaratılmışsa, lütfen kitabı tersten okumayın diyorum" dedi.
"HALKMIZ YETERİ MİKTARDA TASARRUF YAPMIYOR"
Bilgin, halkın yeterli miktarda tasarruf yapmadığınıbu nedenle de
mevduatın bankaların pasifi içindeki ağırlığının azaldığını
kaydetti. Bilgin, "Bankalar kaynak bulamazsa, bu tüketimi nasıl
fonlayacak, nasıl kredi verecek. Cevabı yurtdışından alınan
krediler. Şubat 2006 itibariyle yurtdışından 16.2 milyar dolarlık
sendikasyon ve sekrizasyon kredileri alındı" dedi. Bankacılığın bir
risk alma sanatı olduğunu, riskin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan
Bilgin, bankaların açık pozisyonlarına bir şekilde limitlemek,
yakından takip etmek ve belli marjda oynaması sağlamak gerektiğini
dile getirdi.
"BANKALARIN ÜZERİNE TİTREMEMİZ LAZIM"
BDDK Başkanı Bilgin, Türkiye'deki 4'ü katılım bankası toplam 51
banka bulunduğunu kaydederek, "Bunların üzerine titrememiz lazım.
Bunların birindeki yara tüm Türkiye'yi etkiliyor" dedi. Bilgin,
Türkiye'de güven ve istikrar devam ettiği sürece bankacılık
sektürünün ekonomik büyümeden daha hızlı büyüyeceğini ifade
etti.
Bankaların verdiği toplam kredilerin 170 milyar YTL'yi bulduğunu,
bunların yüzde 68'ini ticari ve kurumsal, yüzde 30'unun ise
bireysel kredilerin oluşturduğunu belirten Bilgin, eleştirilere
rağmen bankaların KOBİ'leri fonlamaya devam ettiğini kaydetti.
Bireysel kredilerde doyuma ulaşıldığına dikkat çeken Bilgin,
bankaların artık parıyı KOBİ'lere, işletmelere satmak zorunda
olduğunu ifade etti.
MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat da piyasalarda yaşanan son gelişmeler
nedeniyle reel kesime sağduyu çağrısı yaptı. Bolat, "Tetikleme
yabancı bankalardan gelmiştir. Yabancı bankalara sınırlama
getirilmelidir. Bankaların kar açıkladıkları bir ortamda, ısrarla
yabancılara banka satmalarını yadırgıyoruz" dedi.
Kaynak:Hürriyet