Biliyorum, "Yahu ne gereği var. Neden iki de bir
Kılıçdaroğlu'nu yazıyorsun!" diye bana kızacaksınız
yine... Anlatsam inanmazsınız zaten!
Hem vallahi, hem billahi, Kılıçdaroğlu'nu yazmamak için özel bir
gayret gösteriyorum. Hani "Sakındığın göze çöp
batar" derler ya...
Benimki de o misal...
İnternette Cey Cey Okocha'nın Fenerbahçe'deyken attığı gollerin
videosunu ararken karşıma nasıl olduysa Kemal Kılıçdaroğlu
çıktı!
Mevzu bahis Kılıçdaroğlu olunca es geçemedim haliyle..
Ne söylemiş diye şöyle bir göz atıp sayfayı kapatacaktım ama ne
mümkün. Adam öyle şeyler söylüyor ki ne kadar ciddi analiz yapmaya
çalışsam da ortaya kabareleri aratmayan bir yazı çıkıyor!
Okurlar da, "Abi ne komik adamsın. Kılıçdaroğlu ile
ilgili komik yazılarını okuyunca gülmekten yerlere
yatıyoruz" diyor. Ben komik falan değilim kardeşim! Ben
tüm ciddiyetimle yazıyorum ama, adam komik ben ne yapayım?
Mesela dün orta yere atlayıp, "Türkiye’nin çıkarlarıyla bir
durum olursa... Mesela savaş hali söz konusuysa elbette
görüşeceğiz. Onun dışında Erdoğan ile bir görüşme arayışımız
olmayacak" demiş.
Ama nasıl bir hiddetle söylüyor, nasıl kabarıyor anlatamam.
Bildiğin ateşin üzerinde unutulmuş süt dolu kazan gibi
köpürüyor.
Yani biri çıkıp, "Allah aşkına etme eyleme. Abilik sende
kalsın, görüş be!" diye espri yapsa, "Bana ne,
bana ne görüşmicem işte, görüşmicem" diye direnecek ciddi
ciddi yav!
Gören de diyecek ki Erdoğan'la görüşmediği için ülkede ciddi bir
siyesi ve ekonomik tıkanıklık yaşanıyor! Hayır yani
Erdoğan'la görüşsen ne artın olacak, görüşmesen Erdoğan ne
kaybedecek muhterem?
Hem görüşsen ne olacak?
Üstün statejik bilginle savaşı kazanma taktikleri mi vereceksin?
Başına geçtiğin günden beri CHP her gün altın bir şafağa uyanıyor
sayende zaten! Seçim üzerine seçim, zafer üzerine zafer kazandın!
Biraz da ülke kazansın değil mi?
Hani olmaz ama, diyelim ki oldu...
Diyelim ki 2015 seçimlerini sen kazandın. Hükümeti kurma görevi
vermesi için Cumhurbaşkanı ile görüşmeyeceksin öyle mi?
İnanalım mı?
Daha önce, "Biz bu Meclis'te yemin etmeyeceğiz"
diye de söz vermiş, sonra tıpış tıpış yemin etmeye gitmiştin
partililerinle beraber...
Bu kez sözünü tut bari olur mu?
Hem sen görüşmeye gitmesen de olur Kemal bey. Meselenin aslını
astarını öğrenmek istersen, gizli ortağın cemaat Erdoğan ne
konuşuyorsa gizlice dinler, hem sana hem de ülke düşmanlarına
aktarır ne de olsa.
O da olmazsa derdini iç tüzük kitabına yazar, Engin Altay'a
verirsin. O da Çankaya Köşkü'ne fırlatır ve mesele böylelikle
çözülür hı?
Önerim için özel bir teşekkür beklemiyorum.
Öptüm, görüşürüz!