Baluken'den bomba provokasyon açıklaması!
Abone olHDP Grup Başkan vekili ve İmralı heyetinden İdris Baluken internethaber.com'un sorularını yanıtladı.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
HDP'nin seçim beyannamesinin demokratik bir
Türkiye'nin inşa edilmesinde çok büyük öneme sahip olduğunu
belirten İdris Baluken, beyannamenin tam anlamıyla bir demokrasi
reçetesi olduğunu söyledi.
Baluken,
internethaber.com'dan Nesrin Yılmaz'a yağtığı
açıklamada, seçim öncesi yapılan provokasyonlara dikkat
çekerek, bundan sonrası içinde provokasyon yapılacağı bilgisinin
kendilerine ulaştığını söyledi. "Irak sınırında Roboski'ye
yakın köylerde çok büyük bir askeri hareketlilik var"
diyen Baluken, AK Parti'nin çözüm sürecini seçim sürecine kurban
ettiğini ve bunun da faturasının AK Parti'ye ağır olacağını dile
getirdi.
Baluken'in açıklamaları
şöyle:
-Dün seçim beyannamenizi açıkladınız,
oldukça ses getiren vaatlerle doluydu, siz nasıl değerlendirirsiniz
beyannamenizi?
TAM ANLAMIYLA BİR DEMOKRASİ REÇETESİ
Özellikle HDP'nin seçim beyannamesi demokratik bir Türkiye'nin
nasıl inşa edilebileceğine dair gerçekçi çözüm önerilerini
barındırıyor, HDP, tam anlamıyla bir demokrasi reçetesi sunmuş
oldu. Bütün başlıklar Türkiye'nin mevcut sorunlarıyla ilgili çok
detaylı araştırmalardan sonra belirlendi ve onlara yönelik çözüm
önerileri yine çok titiz çalışmalarla ortaya kondu. Kadın, gençlik,
çocuk, halklar ve inançların demokrasi sorunu, çalışma alanı, emek
alanı, sosyal yaşamla ilgili alanlar, ekolojik duyarlılık, bütün bu
belirtilen hususlarda ortaya konan çözüm önerilerinin Türkiye'nin
önünü açtığını düşünüyoruz.
DEMOKRASİ ÇITASINI YUKARI
TAŞIDIK
Bu, salt seçim sonucu üzerinden değerlendirilecek bir husu da
değil. Bundan sonra Türkiye'deki bütün siyasi partiler için bizce
demokrasi çıtası HDP'nin beyannamesi ile yukarılara taşınmış oldu.
Tüm siyasi partiler bundan sonraki çalışmalarında belirleyeceği
politikalarda Türkiye halklarına gerçekçi çözümler üretmek için baz
alacakları bir yeni referansa sahip oldular. Dolayısıyla önümüzdeki
50 günlük süre içerisinde biz bu beyannamedki mevcut çözüm
önerilerimizi tüm halkımıza doğru bir şekilde aktarabilirsek, ben
bunun seçim sonrasında Türkiye siyasetinde yepyeni bir sayfa
açacağı kanaatindeyim.
-Başbakan Davutoğlu dün katıldığı bir televizyon
proğramında partinizi Gülen cemaatiyle işbirliği içinde olmakla
suçladı, ne söyleyeceksiniz?
PARALEL YAPIYLA İLGİLİ EN SON DEĞERLENDİRME
YAPACAK KİŞİ
Keşke Sayın Davutoğlu beyanname ile ilgili düşüncelerini,
HDP'nin ortaya koyduğu çözüm önerilerini ve bu konuda AK Parti'nin
çözüm perspektifinden uzak yaklaşımını değerlendirmiş olsaydı.
Paralel yapıyla ilgili değerlendirme yapacak en son kişi Sayın
Başbakan ve AKP hükümetidir. Çünkü, "Ne istediler de
vermedik" diyen bir hükümetler karşı karşıyayız, parsel
parsel Başkentin peşkeş çekildiğini itiraf eden bir anlayışla karşı
karşıyayız, 12 yıl boyunca kol kola bütün toplumsal kesimleri
sindirmek için adeta sokak ortası terör boyutuna varan uygulamaları
yapan bir anlayışla karşı karşıyayız. Ve bütün bu uygulamalardan en
fazla nasibini alan siyasi gelenek de şu anda HDP'nin içerisinde
bulunan Kürt siyasi hareketi ve Türkiyenin demokrasi güçleri
oldu.
BAŞTA HDP OLMAK ÜZERE ÖZÜR
DİLEMELİ
Dolayısıyla bu konuda hükümetin eğer paralel yapıyla gerçekten bir
yol ayrımı durumu söz konusuysa önce bir kendi pratiği ile
yüzleşmesi ve başta HDP olmak üzere bütün bu toplumsal kesimlerden
özür dilemesi gerekirdi. Çünkü bizim siyasi geleneğimizdeki
seçilmiş insanlarımızın, milletvekillerimizin, belediye
başkanlarımızın, belediye il genel meclis üyelerimizin dahil olduğu
10 bine yakın arkadaşımız hükümet ve bu paralel yapı ittifakı
neticesinde siyaset yapma hakkından alıkonulmuşlardı, cezaevine
atılmışlardı. Ben, Başbakan'ın açıklamasını özrü kabahatinden büyük
bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Aslında çok fazla ciddiye
alınacak bir yanı da yok.
-Selahattin Demirtaş seçim öncesi provokasyonlara dikkat
çekmişti, Roboski'de katırların öldürülmesi, Ağrı'da yaşananlar,
seçim öncesi başka provokasyon olacağına dair endişe taşıyor
musunuz?
ROBOSKİ'YE YAKIN KÖYLERDE ASKERİ
HAREKETLİLİK VAR
Evet, kesinlike taşıyoruz. Şu an itibariyle Irak sınırında
Roboski'ye yakın köylerde çok büyük bir askeri hareketlilik var,
sınır boylarında, daha önce askerin hiç gitmediği yerlerde pusulama
faaliyetleri var. Deyim yerindeyse Ağrı'daki mevcut durumu çok aşan
bir provokasyon arayışı devam ediyor. Bu hem çözüm sürecine, hem
Türkiye'nin toplumsal barışına, demokratik geleceğine yönelik adeta
bir kendi altına dinamit yerleştirme işidir. Bu provokasyonel
tutumların özellikle seçim sürecine denk getirilmiş olması en
azından bütün kamuoyu tarafından neyi hedeflediği itibariyle bence
tartışılmış ve bu yönüyle teşhir edilmiştir. Dolayısıyla teşhir
olunan bir yöntem üzerinden AKP'nin bu arayışlarda ısrar etmesi
sadece toplumsal barışı ve mevcut demokratik zemini berhava etme
dışında hiçbir işe yaramayacaktır.
PROVOKASYON OLACAĞINA DAİR BİZE YANSIYAN
BİLGİLER VAR
Önümüzdeki günlerde de bu tarz provokasyonların bölge genelinde
devreye konabileceğine dair hem kaygılarımız kuşkularımız hem de
bize yansıyan bazı bilgiler var. Hükümet şu anda hükümet olduğunu
unutmuş durumda. Yani, Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut hükümeti
pozisyonunu bir kenara bırakmış, bir siyasi partinin seçim
çalışmalarına, daha doğrusu bir tek kişinin Başkan olmasına
endekslenmiş bir pratik ortaya koyuyor, bu çok tehlikeli bir
yaklaşım. Seçim dönemlerinde mevcut hükümetler bir yönüyle mensup
oldukları siyasi partilerin bazı seçim çalışmalarını organize
edebilirler, katuılabilirler, o yönlü bir faaliyet içerisinde
olabilirler ama asıl büyük enerjileri yine ülkenin yönetimiyle
ilgili mevcut sorunların çözümüyle ilgili bir arayış içerisinde
olur. AKP hükümeti umarım bu yanlıştan vazgeçer, hükümet olduğunu
kendilerine hatırlatmak gerekir sanırım.
-HDP barajı geçer mi tartışmalarını sanırım geride
bıraktık, aklınızda bir oy oranı var mı?
SANDIK BAŞINDA HER TÜRLÜ HİLE OLABİLİR
Şunu ifade edeyim; karşımızda her şeyi göze almış, bu
konuda her türlü çılgınlığı yapabilen bir AKP hükümeti var. Ülkenin
demokratik geleceğini ve toplumsal barışını bile bu konuda feda
edebileceğini göstermiş olan bir anlayışla seçim sürecine giriyor.
Dolayısıyla bu anlayış, son saniyeye kadar sandık başında her türlü
hile, her türlü oyun ve sonucu değiştirmeye yönelik
manipülasyonlara kesinlikle başvuracaktır.
ŞU ANDA BARAJ SORUNUMUZ YOK
AMA...
Sandığa giden seçmen sayısı itibariyle bizim şu anda baraj
sorunumuz yoktur. Ancak AKP'nin hileleriyle net olarak başa
çıkmamız için bizim net olarak barajın en az 3-4 puan üstünde bir
oy oranını yakalamamız gerekir. Bu şekilde sandıkla ilgili bu
oyunları boşa çıkarabiliriz. Dolayısıyla bizim şu andaki hedefimiz
asla yüzde 10 bandına yaklaşıp onu geçmek değil, onun en az 3-4
puan ötesine çıkıp, olası bir takım manüpilasyonlara karşı almış
olduğumuz tedbirlerin dışında bu şekilde garantici bir yöntem
kullanmaktır.
-AK Parti'nin seçim beyannamesinde çözüm sürecine ilişkin
bir açıklama yoktu, Başbakan bu sayfaların matbaaya giderken yolda
düştüğünü söyledi, siz heyetteki bir milletvekili olarak, bu konuda
çözüm süreci açısından ne düşünüyorsunuz?
HALKLARIN VİCDANINA HAVALE
EDİYORUM
Ben bunu Türkiye halklarının vicdanına havale ediyorum, çok
ciddiyetsiz bir yaklaşım. Düşünün ki 40 yıllık çatışmalı bir süreci
tamamen devreden çıkarma, bitirme aşamasına gelmişiz, atılacak
birkaç pratik adımla KCK Türkiye Cumhuriyeti içerisinde silahlı
mücadelenin bittiğini ilan edecek kongre toplamaya hazır olduğunu
ifade ediyor. Tam da bu noktada AKP hükümetinin samimiyetsiz,
ciddiyetsiz seçim endeksli yaklaşımları ortaya çıkıyor. Hele hele
bu son seçim beyannamesinde çözüm süreci ile ilgili olarak tek bir
cümlenin geçmemiş olmasının kendisi zaten büyük bir
ciddiyetsizlikti ama Sayın Başbakan'ın devlet ciddiyetiyle asla
bağdaşmayan, toplumun zeka seviyesiyle adeta dalga geçer şekilde
yapmış olduğu açıklamada bu ciddiyetsizliğin bir yönüyle tescili
oldu. Bu ciddiyetsizlie halkımız gerekli şekilde yorumlayacak ve
taktir hakkını kullanacaktır, bizim çok fazla bir yorum yapmamıza
gerek yok.
BUNU FATURASI AKP'YE SON DERECE AĞIR
OLACAKTIR
Çözüm sürecinin, seçim süreciyle ilgili hesaplar nedeniyle şu anda dondurulmuş olması, rafa kaldırılmış olması kabul edilemez bir yaklaşım. Bu kadar büyük emeklerle, özverilerle, belki de Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük müzakere yöntemi ve barış çabasını getirip bir seçim hesabına kurban etmenin faturası bence AKP'ye son derece ağır olacaktır. Gittiğimiz her yerde de biz AKP'ye yönelik bu tepkileri halkımızdan çok net bir şekilde alıyoruz.