Balık etinde hayat var
Abone olKırmızı et ile aynı proteine sahip olan balık etinin yüzde 90'ı vücudumuz tarafından kullanılabiliyor.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karakaya, kırmızı ete göre
çok daha ucuz olan ve eşdeğer proteine sahip balık etinin
tüketiminin toplumda yeterince yaygın olmadığına dikkat çekerek,
yetişkinlik döneminde ortaya çıkan birçok hastalığın, gelişme
çağındaki yetersiz beslenmeden kaynaklandığının bilimsel
araştırmalarla ispatlandığını söyledi. Karakaya, yüksek protein
içeren balık eti tüketiminin artırılması için ulusal kampanyalar
başlatılması gerektiğini ifade etti. Balık etinin bir özelliğinin
de, kırmızı ete oranla yok denecek kadar az yağ içermesi olduğunun
altını çizen Karakaya, "Bu olumlu özelliğinin yanı sıra orkinos,
kılıç balığı ve uskumru gibi bazı balık türlerinde A ve D
vitaminleri kırmızı ete oranla en az iki kat daha fazladır" dedi.
Mutlaka balık tüketin Prof. Dr. Karakaya, gelişme çağındaki
çocuklara balık yağı içirilmesinin sayısız faydaları olduğunu da
vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Kırmızı ete eşdeğer protein
içeren balık eti, özellikle kışın sofralardan eksik edilmemelidir.
Bu mevsimde bol miktarda balık eti tüketilmesi, soğuk havalarda çok
fazla gereksinim duyulan vücut direncinin artmasını sağladığı gibi,
içerdiği yüksek orandaki kalsiyum, fosfor ve iyot ile vücudun
mineral dengesini korumasına da yardımcı olur. Vücudun kışın daha
da artan A, B1, B2 ve D vitamini ihtiyacını da balık tüketimi ile
karşılamak mümkündür'' Balık etinin biyolojik değerinin yüksek ve
dengeli olduğunu kaydeden Karakaya, şu bilgileri verdi: ''Vücudumuz
çok besleyici olan balık etinin yüzde 90'ını kullanabilmektedir.
Fasulyede de protein vardır, fakat balık etindeki protein değeri,
içinde bulunan aminoasit oranının fazlalığı nedeniyle diğer protein
içeren gıdalardan çok daha fazladır. Bu özelliği nedeniyle balık
eti, sindirim sistemi açısından da birçok olumlu özelliğe
sahiptir.'