Balbay ve Haberal'in tahliye talepleri reddedildi
Abone olÜye hakimler, Balbay ve Haberal'in tahliye olmak için milletvekili seçildiklerini öne sürerken, tahliye yönünde oy kullanan Mahkeme Başkanı Şengün, Sebahat Tuncel örneğini anımsattı.
Balbay ve Haberal CHP'den milletvekili seçilmişlerdi (foto: ntvmsnbc)
Ergenekon davasının görüldüğü mahkeme, CHP'den milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tahliye taleplerini reddetti.
Balbay'ın avukatı bir üst mahkemede itiraz edeceklerini açıkladı.
12 Haziran seçimlerinde Mustafa Balbay İzmir'den, Mehmet Haberal da Zonguldak'tan milletvekili seçilmişlerdi.
MHP'den İstanbul milletvekili seçilen, emekli general Engin Alan'ın başvurusu ise Balyoz davasının görüldüğü mahkeme tarafından yarın görüşülecek.
Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan Balbay ve Haberal'ın avukatlarının vekillerinin mazbatalarını almalarının ardından yaptıkları başvuruyu inceleyen savcılık talebin reddi yönünde görüş bildirmişti.
Dosyayı inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oyçokluğuyla taleplerin reddine karar verdi.
Kararda, ''herhangi bir yasal dayanağı olmayan tahliye taleplerinin reddine'' ifadesi kullanıldı.
Kararda, dosya kapsamı, sanıklara ayrı ayrı isnat edilen suçlamalar ve bunlarla ilgili sevk maddeleri, delillerin tamamının toplanmamış olması, dosyadaki belgeler ve raporlar, atılı suçların işlendiği konusunda kuvvetli suç şüphe sebeplerinin varlığının devam etmesi, bu suçların CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması ve bir kısım sanıkların savunmalarının alınmamış olmaması gerekçeler arasında sayıldı.
'Tahliye için seçildiler'
Mahkemenin üye hakimleri, Hasan Hüseyin Özese ile Sedat Sami Haşıloğlu, milletvekili seçilmenin tahliye sonucu doğuracağı savına itibar ederek, ''sırf bu nedenle'' milletvekili seçildiklerini öne sürdükleri Balbay ve Haberal'ın tahliye edilmesinin hak ve eşitlikle bağdaşmayacağını savundular.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise, karara muhalefet gerekçesinde, her iki sanığın da sorgu ve savunmalarının tamamlandığını kaydetti.
Kendisinin her 2 sanık ile ilgili olarak aylardır ''suç vasfı, delil durumu, savunmalarındaki anlatımları, kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmamasını dikkate alarak tahliye edilmeleri yönünde oy kullandığını anımsatan Şengün, milletvekili seçildikleri için sanıkların dokunulmazlık da kazanmayacağını anımsattı.
Sebahat Tuncel emsali
Mahkeme Başkanı Şengün, TBMM üyeliğine yasal bir seçim sonucu ve demokratik yollardan seçilen bu kişilerin kazanmış oldukları nitelikleri sebebiyle kaçma, saklanma ve delilleri karatma ihtimallerinin kalmadığının da altını çizerken, 22 Temmuz 2007'deki benzer bir dosyaya atıf yaparak şöyle devam etti:
''Kaldı ki aynı suçlamalarla yargılaması tutuklu olarak yapılmaktayken 22 Temmuz 2007'deki milletvekili genel seçiminde bağımsız olarak milletvekili seçilen Sebahat Tuncel, anayasanın 14. maddesi doğrultusunda değil, milletvekili seçilmesinden dolayı kazanmış olduğu temsil niteliğinden dolayı da tahliye olmuş ve son seçime kadar da parlamentoda görev yapmıştır. Bu durumda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarındaki açık kriterlerle birlikte bir emsal olarak değerlendirilmesi de gerekir.''
''Yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı daha önce ifade ettiğim tahliye gerekçelerine ilave olarak her 2 sanığın TBMM'ye üye olarak seçilmiş olmaları karşısında, bu kişilerin bu niteliklerinden dolayı da artık kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin de kalmamış olduğu dikkate alındığında tutuklu sanıklar Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tahliyelerine karar verilmesi görüşünde olduğumdan, aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne muhalifim.''
Mahkeme heyeti, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararın bir örneğinin acilen TBMM'ye gönderilmesini hükme bağladı.
'Hukuk garabeti'
Kararın açıklanmasının ardından CHP Merkez Yönetim Kurulu olağanüstü toplandı.
Toplantı öncesinde NTV'ye konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, kararı ''tam bir hukuk garabeti, skandal'' olarak niteledi.
Milli iradeye ipotek konulduğunu kaydeden Altay, ''Bu hakimlerin kime hizmet ettiğini anlamak mümkün değil. Hiçbir şey milletin üstünde olamaz'' görüşünü dile getirdi.