Balbay günlükleri haberin Allahıdır
Abone olDarbe günlükleri medyayı ikiye böldü. Balbay'ın notlarını görmeyen gazeteciler Hasan Cemal'in hedefinde.
Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Temsilcisi ve yazarı Mustafa
Balbay'a ait olduğu öne sürülen günlükler tartışılmaya devam
ediyor.
Kimi gazeteciler günlükleri es geçti. İşte bu durum Milliyet yazarı
Hasan Cemal'i kızdırdı. Bir kez daha Balbay günlükleri ve
medyanın halleri üzerine... başlıklı yazısında Cemal'in
hedefinde meslektaşları ve darbe severler vardı.
İşte Cemal'in 13 başlıkta topladığı ve gazetecilere adeta ders
niteliğindeki yazısı.
(1) Balbay günlükleri haberin Allah’ıdır.
(2) Böylesine büyük bir haberi tümüyle görmezlikten gelmenin
gazetecilikte yeri yoktur.
(3) Balbay günlüklerini yok sayan medya yöneticilerinin gazetecilik
dersinden alacakları not sıfırdır.
(4) Balbay günlüklerine burun kıvıran ya da haberi kerhen, yasak
savarcasına gören gazete yöneticilerinin notu da kırıktır.
(5) Gazeteci milletini de bağlar hukuk. Ama hukukçu değildir
gazeteci! Bazen kamu yararı öylesine ağır basabilir ki, bedelini
ödemeyi göze alır ve yürüyüp gider gazeteci, eğer gerçekten
gazeteciyse...
(6) Ulusal çıkarlar, ulusal güvenlik... Ve gazetecilik, basın
özgürlüğü... Avrupa’sı da, Amerika’sı da dahil bizim mesleğin hiç
bitmeyen tartışma konusudur bu. Devletler ve hükümetler, bu
klişelerin arkasına sığınıp bizim mesleğin kolunu kanadını kırmaya
çalışırlar. Bazen başarılı, bazen başarısız olurlar.
(7) Bu bakımdan Türkiye’de ise siyasal iktidarların başarı oranı
çok yüksektir. ‘Devletin âli menfaatleri’ dendi mi, bizde akan
sular sular durur. Türkiye’de özellikle asker kaynaklı baskı ve
ricalar, basın özgürlüğünün alanını fazlasıyla daraltır.
(8) Oysa neyin haber, neyin haber olmadığına karar verecek olan
gazetecilerdir; ne iktidar sahipleridir, ne büyük paşalardır, ne de
patronlardır. (9) Mustafa Balbay günlüklerinin içeriği, bir
gazetecinin, bir gazete başyazarının ne yapmaması,(veya bir
gazetenin ne olmaması) gerektiği konusunda çarpıcı örneklerle
doludur.
(9) Bu örnekler, gazeteciyle haber kaynakları arasındaki olağan
ilişkinin ne kadar aşıldığını sergiliyor. Bu örnekler, darbe
tertipleri konusunda ‘askere hizmet arzı‘nın hüzünlü ipuçlarını
veriyor. Bu örnekler, ne yazık ki, darbe tertiplerinde taraf
olmanın çizgilerini de taşıyor.
(10) Gazetecilik nedir diye sorduğunuz vakit, gerçek bir
gazeteciden ancak, “Balbay günlüklerinde okuduklarınız gazetecilik
değildir” diye yanıt alırsınız.
(11) Darbeye teşebbüs suçlamasına muhatap olanları, ‘basın
özgürlüğü’ne sokarak savunmaya kalkışmak ise bir başka yanlıştır,
talihsizliktir.
(12) Tayyip Erdoğan iktidarı Türkiye’de ‘sivil darbe’ kotarıyor,
buna karşı ‘askeri darbe’ meşru ve haklıdır diyenleri biliyorum.
Onlara karşı yıllardır elimden geldiğince demokrasi mücadelesi
veriyorum. Bu yazı bu gibiler için değil.
(13) Bu yazı daha çok kafası karışıklar için; laiklik ve
demokrasiden yanayım derken darbeseverlik çizgisine düşenler
için...
Cumhuriyet gazetesindeki selefim ve gazetecilikte benim elimi
tutanlardan biri olan Genel Yayın Müdürü rahmetli Oktay
Kurtböke‘nin böyleleri için sempatik bir deyimi vardı:
Safoşlar!
Balbay günlükleri inşallah böylelerinin ayılmasına, uyanmasına yol
açar.