Bakım şarttı yoksa köprüler çökerdi
Abone olİkinci köprüdeki onarım ile vatandaş çıldırdı. Uzmanlar bu gereksizdi dedi. Ama Ulaştırma Bakanı Yıldırım çok net konuştu.
İstanbul’da Haliç Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde başlayan ve 3 ay sürecek onarımlar nedeniyle trafik felç.
Vatandaş tepkili...
Uzmanlar "gereksizdi" dedi.
Peki işin aslı ne?
2. köprüye bakım mı yapılıyor asfaltlama mı?
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım son noktayı koydu;
-“Bakım yapmasak bedeli çok ağır olurdu. Risk almayız. Seneye de Boğaziçi Köprüsü’ne bakım yapılacak. O bakım daha kapsamlı olacak”.
İşte Yavuz Oğhan'ın Posta'da yayınlanan röportajı;
OTOMOBİL ÇOK, PARK YERİ YETERSİZ
YOLCU ÇOK, TOPLU TAŞIMA YETERSİZ
İstanbul’da trafik bir gün kilitlenip kalacak diye korkuyorum!
Öyle bir risk var! İstanbul’a yeni projeler yapılmıyor olsa o dediğin olur. İstanbul’da motorlu araç sayısı 2 milyon 900 bin civarında. Bu yetmezmiş gibi o araçları park edecek yer de pek yok. Yolların yüzde 40’ı park olarak kullanılıyor. Bu da yolların kapasitesini azaltıyor. Toplu taşıma araçlarıyla günde 11 milyon kişi seyahat ediyor. Bir o kadar da kendi aracıyla seyahat eden var.
Trafik sıkışıklığının çözümü ne?
Toplu taşıma araçlarının daha yaygın kullanılması… Şu metrobüsü millet çok önemsemiyor ama, o otobüsler her gün 800 bin kişiyi taşıyor. Kadıköy’den Avcılar’a 27 dakikada gidiliyor.
Herhalde çözümün en büyük parçası metro?
Şu anda hafif raylı sistem ile birlikte devam eden 170 kilometreye yakın metro ağı var. 2023 hedefimiz 600 kilometrenin üzerinde metro ve hafif raylı sistem. Bunlar yapılırsa İstanbul rahatlar. Rahatlamadan kastım şudur; akışkan, katlanılabilir bir trafiğin olması. Trafik bütün büyükşehirlerin derdi. Bizdeki olumsuzluk toplu taşımada. Toplu taşımada özel aracın sağladığı konforu, esnekliği sağlayamıyoruz. O nedenle toplu taşıma tercihi istediğimiz düzeyde değil.
“KÖPRÜLERİ BAKIMA ALDIK
BİLEN BİLMEYEN KONUŞTU”
Varolan trafiğin üstüne bir de köprülerin 3 ay gibi geniş bir zamana yayılmış bakımı eklendi…
Hayır, yok öyle bir şey! Bilen de bilmeyen de konuşuyor. Çok adam, çok iş demek değil. Ne yapacağını bilen adamlar olması lazım. Gün gün bunun iş planı var. 18 Haziran’dan 17 Eylül’e kadar ne iş yapılacağı belli. Karambol halinde iş yapılmaz ki; “İstanbul’da ne kadar adam varsa bir el atsın, bu işi bir an önce bitirelim” denilebilir mi? Tabii kamuoyu baskısı, insanların yaşadıkları sıkıntılar görevlileri de endişelendiriyor. Ama biz düşündük taşındık ve ‘Bu en uygun zamandır, bunu bugün yapmazsak yarın bunun bedeli daha büyük olacak’ dedik kararımızı verdik.
Yoksa 24 yıllık Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde çökme riski mi var?!
Şu anda bir risk yok. Ama bu 10 yıllık kapsamlı bakımı yapmasaydık böyle bir risk oluşabilirdi.
39 yaşındaki birinci köprüde durum ne?
Seneye de aynı bakım orada yapılacak. 30 yıl bakımı. Bu nedenle o bakım daha kapsamlı olacak.
Seneye yaza daha çok insanın tatile gitmesi gerekecek!!! Köprüler bakıma girip trafik sıkıştığında Karayolları Genel Müdürü’nün yaptığı ‘İstanbullular tatile çıksın’ çağrısına kızdınız mı?
Yaz ayları tatil aylarıdır… İnsanlar tatile giderse bizim işimiz kolaylaşır diyor… Ama tabii ki milletin ne zaman tatile çıkacağına karar vermek bize düşmez. Maksadını aşan bir ifade olmuş.
3. köprüde durum ne?
Üçüncü köprünün temelini sene atacak noktaya gelmeyi hedefliyoruz. Başladıktan sonra üç yıl gibi iddialı bir süre koyduk bitirmek için. Sadece köprü değil 125 km. de bağlantı yolları olacak.
Garipçe’ye içim gitti doğrusu… Tipik bir Karadeniz köyü bozulacak, yeşillik kaybolacak diye…
3. köprü ile orası daha da güzel olacak. Biz oraya hiçbir zarar vermeyeceğiz.
Proje çok güzel kurgulandı, hiç oraların doğal güzelliğine zarar getirmeyecek.
“KÖŞKE ÇIKMAK ERDOĞAN’IN HAKKI,
GÜL İÇİN BEN BİR ŞEY DİYEMEM”
Başkanlık sistemi için ne düşünüyorsunuz?
Türkiye yarı başkanlık sistemi ile yola devam etmeli. Şu anda fiilen bu sistem uygulanıyor zaten.
Hiçbir değişiklik yapılmadan devam edilebilir mi?
Anayasada cumhurbaşkanı ve başbakanın yetki alanları biraz daha netleştirilebilir… Kesişmeler varsa o kesişmeler ortadan kaldırılırsa bu şekilde devam edilebilir.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanı olmalı mı?
Olmalı tabii. En doğal hakkı ve bence herkesten önce hakkı. Toplumda da böyle bir beklenti var.
Cumhurbaşkanı Gül için ne dersiniz?
Onun adına ben nasıl karar vereyim ki?
Partide devam edebilir mi, parti tabanında bir karşılığı var mıdır sizce?
O konuya benim yorum yapmam yakışık almaz.
İZMİR’E BELEDİYE BAŞKANI
OLACAKMIŞ GİBİ ÇALIŞIYOR
Son dönemde İzmir’den milletvekili seçildiniz. Yerel seçimde İzmir’den belediye başkanlığına
aday olacağınız konuşuluyor. Çalışma temponuz da bu doğrultuda. Aday olsanız kazanır mısınız?
Olmayan bir şey üzerine tahmin yürütemem. Yani şimdi, şu anda yerel seçim gündemde değil.
İstemez misiniz İzmir’de belediye başkanı olmak?
Hizmet her yerde yapılır. Zamanı geldiğinde çok değerli adayların çıkabileceğini düşünüyorum.
Onlardan birisi de siz olabilirsiniz…
Fazla zorlama… Orası önemli ama, orayla ilgili ben herhangi bir şey konuşmak istemiyorum.
“BAŞBAKAN İLE ÇALIŞANLAR
ONU TANIYANA KADAR BOCALAR”
Başbakan ile ilişkiniz nasıl?
İyi.
Sert midir mizaç olarak?
Başbakan çok titizdir, detaylara iner, her işi takip eder, gece gündüz demez bir aksilik gördü mü hemen arar, onu sorar bu iş niye böyle oldu, niye yapılmadı diye, takipçi bir insan.
Zor mudur birlikte çalışması?
Tanıyan için zorluk yok ama tanıyana kadar bir bocalama dönemi herkesin olabilir.