Bakanlıktan sit alanı açıklaması
Abone olKültür ve Turizm Bakanlığı, sit alanları ile ilgili yeni düzenlemeye gerek duyulmasının nedenleri şöyle sıraladı
Sit alanları ile ilgili yapılan yeni düzenlemelerin, sit
alanlarının yok edilmesine değil, aksine planlı bir şekilde
koruma-kullanma dengesi içerisinde değerlendirilmesine yönelik
olduğu kaydedildi. Sit alanlarında kamulaştırma yapılamadığı için
sit alanında özel mülkiyet sahibi vatandaşların mağduriyetlerinin
giderilmesi amaçlandığı bildirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı
açıklamaya göre, sit alanları ile ilgili yeni düzenlemeye gerek
duyulmasının nedenleri şöyle sıralandı: "- Vatandaşların, doğal sit
alanı olması dolayısıyla, kendi mülkiyet haklarını kullanması
kısıtlanmaktadır. - Kamulaştırmayı yapacak Kültür ve Turizm
Bakanlığı'nın bunu gerçekleştirmeye yetecek mali gücü yoktur. Daha
da genellersek, Türkiye'nin bile toplam bütçesi bunu
gerçekleştirmeye yetmeyecektir. - Vatandaşımızın ilgili mevzuat
çerçevesinde hem mülkiyet hakları kısıtlanmakta, hem de
kamulaştırma yapılamadığından mağduriyeti söz konusu olmaktadır.
Ayrıca kamulaştırma bedel tespitleri suiistimallere neden
olmaktadır. - 2863 sayılı kanunda doğal sit kriterleri
bulunmamakta, bir başka deyişle doğal site ilişkin derecelendirme
ve uygulamalar ilke kararları ile belirlenmektedir." Yeni yapılan
düzenleme ile vatandaşların mağduriyetinin bir nebze de olsa
giderilmesi amacıyla, 2863 sayılı kanun kapsamında 1. derecede
doğal sit alanlarının koruma planlarının Koruma Kurulları'nca
onaylanması, Koruma Kurulları'nca yapılanma projelerinin uygun
görülmesi koşuluyla 1. derecede doğal sit alanlarında yüzde 6
yapılanma olanağının getirildiği belirtildi. Yeni düzenleme ile
eski düzenlemeye göre bir limit getirilirken, bu düzenlemenin
ayrıca ormanlarda ve çevre özel koruma bölgelerinde olduğu gibi
paralel bir düzenlemeyi sit alanları için gerçekleştirildiği
vurgulandı. Doğal çevreyi koruyan Özel Çevre Koruma Kanunu, Orman
Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Boğaziçi Kanunu gibi kanunların da
halen yürürlükte olup istismarı ve bu tür malların yok edilmesini
önleyici hükümleri içerdiği hatırlatıldı. Bu değişikliğin yalnızca
doğal sit alanlarını içerdiği, tarihi, arkeolojik ve kentsel sit
alanlarını kapsamadığı bildirildi. Ayrıca 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile sit şartlarına ve koruma
planı hükümlerine aykırı uygulamalar için getirilmiş olan hapis
cezası içeren cezai hükümlerin geçerliliğini koruduğu
kaydedildi.