BAKANLAR FATİH İÇİN BİR ARAYA GELDİ
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fatih Sultan Mehmet’in yüce şahsiyetinin ayak izlerini takip eden bir siyaset yürüttüklerini ifade ederek,...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fatih Sultan Mehmet’in yüce
şahsiyetinin ayak izlerini takip eden bir siyaset yürüttüklerini
ifade ederek, “Bu devlet, kökü asırlara doğru inen köklü bir
siyaset geleneğinin devlet geleneğinin şahikası olan Osmanlı
Devleti’nin mirası üzerine kurulmuştur” dedi.
Fatih Sultan Mehmet’in 532. ölüm yıldönümü nedeniyle, Gebze Hünkar
Çayırı’nda tören düzenlendi. Törene Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Kocaeli
Valisi Ercan Topaca, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim
Karaosmanoğlu, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker ve binlerce
vatandaş katıldı.
Törende bir konuşma yapan Bakan Davutoğlu, Fatih Sultan Mehmet’in
ayak izlerini takip eden siyaset yürüttüklerini ifade ederek şöyle
konuştu: “Yürüttüğümüz siyasete hakaret edasıyla Yeni Osmanlıcılık
nidasıyla itham cümleleri kullananlar oluyor, hem içeride hem
dışarıda. Bre gafiller, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı
olmaktan, bakanı olmaktan, hadimi olmaktan gurur duyduğumuz bu
devlet, konjonktürel şartlarda çıkmış nevzuhur bir devlet değildir.
Bu devlet kökü asırlara doğru inen köklü bir siyaset geleneğini,
devlet geleneğinin şahikası olan Osmanlı Devleti’nin mirası üzerine
kurulmuştur. Ve biz o mirasın sahipçisi olmakla sadece gurur
duyarız. Kim ne derse desin."
"ONUN AYAĞININ TOZU OLMAK..."
Fatih Sultan Mehmet Hanın o şahika devletin zirve şahsiyeti
olduğunu anlatan Davutoğlu, "Nebiler nebisinin öğüdüyle müjdelediği
bir sultanın takipçisi olmak, onun adıyla anılmak bizim için en
büyük onurdur. Onun ayağının tozu olmak bizim için sadece ve sadece
şereftir. İşte burada kim ne derse desin tekrar ederek söylüyoruz,
’biz bu yüce sultanın, bu ulu hakanın, bu cihana hükmeden hünkarın,
bu bilgehanın davasının takipçisiyiz. Bu davanın takipçisi
olacağız, Din-i İslam’ın mücerret hedefi hep adalet olmuştur.
Bundan sonra da biz bu davanın takipçisiyiz. Biz bu aşkın takipçisi
olacağız. Bu aynı aşkın aşığı olacağız, aynı aşkın yolcusu
olacağız.”
Geçen hafta Kazakistan’da Hoca Ahmet Yesevi’nin huzurunda olduğunu
ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Hünkar Çayırı’ndayım. Hoca Ahmet Yesevi’nin huzurunda
Türkistan’da, onun 63 yaşına geldikten sonra gözünü aydınlığa
kapattığı ve çekildiği çilehanede kalmak şerefine nail oldum. İşte
oradan buraya bu mesajı getiriyorum. Bu aşk ebediyete kadar
sürecektir. Fatih Sultan Mehmet’i Fatih Sultan Mehmet yapan
Akşemsettin, onun hocası Hacı Bayram-ı Veli, onun hocası Hoca Ahmed
Yesevi bizim çizgimizi temsil eder. Sadece onlar temsil eder, biz
onlarla gurur duyarız" diye konuştu.
"ONUN BİLGİSİNİN TALEBESİYİZ"
Fatih Sultan Mehmet Han’ın, o bilge sultanın takipçisi olduklarını
anlatan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Onun bilgisinin talebesiyiz, onun külliyesinin talebesiyiz ve biz
Fatih Sultan Mehmet Han’ın kurduğu şehirlerin, inşa ettiği
mescitlerin hadimiyiz. Bütün büyükelçilerimize, Balkanlar’daki
büyükelçilerimize ve bütün diyarlardaki büyükelçilerimize
verdiğimiz talimat şudur. ’Ecdad mirası olan tek bir mescitten, tek
bir köprüden, külliyeden, aş evinden, tek bir taş sökülse dünyada
ve ahirette hesabını veririz. Onun için bunları sonuna kadar
muhafaza edeceğiz’. Biz onun idare olarak gerçekleştirdiği adaletin
takipçileriyiz. Nerede mazlum varsa onun yanındayız ve yanında
olmaya devam edeceğiz. Nasıl ki ulu sultanın fermanıyla fethettiği
diyarın Hıristiyanlarına huzur ifade etmiş ve tahaayyüd etmişse biz
de onun Hünkar Çayırı’ndan bütün dünya mazlumlarına şunu tahayyüd
ediyoruz. Nerede olursanız olun. Kudretli ve şefkatli devletimiz
yanınızda olacaktır. İster Filistin’de, ister Suriye’de, ister
Myanmar’da, ister Somali’de. Nerede bir mazlum varsa onun yanında,
onun kalbinde, onun duasında olmaktır bizim siyasetimiz. Çünkü
Fatih Sultan Mehmet Han’ın hükmü fermanı budur. Biz bu fermana
uyacağız. Ve son olarak işte bu Hünkar Çayırı’ndan o yüce sultanın,
o bilge hakanın maneviyatına sesleniyorum. Nasıl ki sen bir Anadolu
Devleti, kısmi bir Rumeli Devleti olarak görülen Osmanlı
Devleti’ni, Devlet-i Aliye-yi Osmaniye olarak bir cihan devleti
haline dönüştürdün. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bir uzun
savaşlardan sonra Anadolu’ya sığınarak kurduğumuz bu devleti cihan
devleti haline çevirmekte boynumuzun borcudur Bu gerçekleşene kadar
bize uymak haramdır. Bize durmak beklemek, başkalarının telkin
ettiği gibi ’Bekle Gör’ politikaları takip etmek haramdır. Bu yolda
yürümeye devam edeceğiz. Fatih Sultan Mehmet Han’ın davası
davamızdır. Aşkı aşkımızdır. Bilgisi irfanı kutsal emanetimizdir.
Adaleti, şehirleri yolumuzdur, işaretimizdir. Ve yüce devleti 21.
yüzyıla taşıdığımız bu devletimizdir. Son olarak bu yüce Hakan’ın
maneviyatına sizler adına sesleniyorum. Ey sultanlar sultanı, ey
Yüce Han, Yüce Hünkar, Bilge Sultan, makanın cennet olsun, ruhun
şad olsun. Sen seni müjdeleyen ve öven yüce peygambere komşu ol.
Bize de sana komşu olmayı Rabbim nasip eylesin”
Konuşmaların ardından Bakanlar Davutoğlu ve Ergün, Hünkar
Çayırı’nda toplanan binlerce vatandaşla birlikte çimlerin üzerinde
Fatih Sultan Mehmet için gıyabi cenaze namazı kıldı.
(İHA)