Bakan'ı kızdıran akraba sorusu
Abone olMeclis KİT Komisyonu'nda CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in sorusuna Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın tepkisi sert oldu
Genç, kendi oğlunun TBMM'de çalıştığının
söylendiğini dile getirerek, ''Suat Bey'in kayınpederi
Şeyhülislam Ali olarak Başbakanlıkta çok yüksek yerlerde çalışıyor.
Kendisi bakan, karısı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda bir
KİT'te yönetim kurulu üyesi'' demesi üzerine Kılıç,
''Sayın Başkan, saygısızlığın bir ölçüsü olur. İnsanların
aile bireyleri şerefli insanlar tarafından Meclis gündeminde mevzu
bahis edilmez. İnsanların ailelerine hürmet edilir, saygı
gösterilir. Böyle bir nezaketsizlik, edep dışılık gösterilmez.
İnsanların eşinin kamuda çalışmasının, bir bakanın, bir
milletvekilinin ailesinin, kızının, gelininin, oğlunun kamuda
çalışması kabahat değil. CHP'de var, MHP'de var, AK Parti'de var.
İnsanlar kamuda çalışır, öğretmen olarak çalışır, doktor olarak,
avukat olarak çalışır'' ifadelerini kullandı.
Bakan Kılıç, herkesin çalışma özgürlüğü bulunduğunu
belirterek, şunları söyledi:
''Benim eşim hukuk fakültesi mezunudur, avukattır ve Ankara
Büyükşehir Belediyesi'nde çalışmaktadır. Bu da yeni bir hadise
değildir. Maaşı da ilgili kişiyi hiç alakadar etmez. Kayınpederimle
alakalı konuya gelince rahatsızlığının esas sorununu ben biliyor ve
tahmin ediyorum. Kayınpederim emekli oldu. Başbakanlık müşaviri
olarak görev yapmadı. Görevde bulunduğu süre içinde Diyanetten
Sorumlu Devlet Bakanı danışmanı, müşaviri olarak görev yaptı.
Donanımı, eğitimi bunun için yeterli olan birisi. İstanbul İlahiyat
Fakültesi mezunu bir din adamı.''
Bakan Kılıç'ın ''Senin oğlunla ilgili bir meseleyi ben
gündeme getirmiş değilim'' sözleri üzerine Genç, ''Senin partin
getirdi'' cevabını verdi.
Kılıç, ''Ben gündeme getirmiş değilim. Ben getirmişsem
şahsıma bir şey söylersin, getirmemişsem söylemezsin''
dedi.
Diğer milletvekillerinin de araya girmesi üzerine Kılıç, şu
ifadeleri kullandı:
''Sayın milletvekili, canını yakan ben olursam, beni eleştirebilir.
Beni yorumlayabilir. Ama kendisine zarar veren ben değilsem, bana
söyleyecek herhangi bir sözü olmamalı. Herhangi birimizin eş ve
çocuklarıyla ilgili kamuda çalışma durumu Meclis kürsüsüne
taşınacaksa şayet, sorumlu, saygılı ahlaklı siyasetin gereği odur
ki, o takdirde elinize listeleri alırsınız, çalıştıkları yerleri
söylersiniz. Eğer milletvekili ya da bakanların eş ya da çocukları
ve yahut birinci dereceden yakınlarının kamuda çalışmaları,
devletin ya da kamu iktisadi teşekküllerinden maaş almaları yasak,
ahlak dışı, siyasi etiğe aykırı ise benim 7 sülalemden kamuda
çalışan tek kişi eşimdir. Ben onunla ilgili gereken işlemi yaparım.
Ama o zaman sizlerde çıkacaksınız, kamuda ailenizden çalışan
herkesin işine son vereceksiniz. Son defa olarak bunu ifade
ediyorum; ayıptır, yazıktır ve günahtır. İnsanların eş ve çocukları
siyasete malzeme yapılmaz. Terör örgütlerinin bile bir mücadele
yöntemi vardır. Terör örgütü bile mücadelesine insanların eş ve
çocuklarını katmaz.''