Bakandan tepki çekecek 'bayrak' açıklaması
Abone olMilli Savunma Bakanı Yılmaz, Diyarbakır'da askeri bölgeden bayrak indirilmesiyle ilgili tepki çekecek bir açıklama yaptı.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Diyarbakır'ın Lice
ilçesinde yaşanan olaylar ve askeri alandan Türk bayrağının
indirilmesi ile ilgili olarak, tepki çekecek bir açıklama yaptı.
İsmet Yılmaz, "Geçmişte düşük yoğunluklu savaş var, şimdi de
milleti rahatsız eden görüntü var. Hangisi milleti daha çok
rahatsız eder?" diye sordu.
ÖNCEDEN DURUM DAHA KÖTÜYDÜ
Basın mensuplarının Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yaşanan olaylar ve
askeri alandan Türk bayrağının indirilmesine yönelik sorduğu
soruları cevaplandıran Yılmaz, "Barış süreci veya ülkenin doğusunda
da batısında da hiçbir kimsenin ölmemesi, anaların ağlamaması, ne
doğuda, ne batıda, ne kuzeyde, ne güneyde ocağına ateş düşmemesi bu
milletin talebidir. Bu milletin talebini aldık, biz icraata koyduk.
Biz barış ortamından bu ortama gelmedik. Bu ortamdan şikayet
edenlerin, bu ortamdan önceki, her eve ateş düştüğü hali düşünsün"
diye konuştu.
ÖNCEDEN SAVAŞ VARDI, ŞİMDİ TEPKİ ÇEKECEK GÖRÜNTÜ
Geçmişte ülkede birçoklarının bu ortamı düşük yoğunluklu savaş
olarak nitelendirdiğini hatırlatan Yılmaz, "Dolayısıyla aziz
milletim bugünkü duruma bakacak, bir de geçmişteki duruma bakacak.
Geçmişte düşük yoğunluklu savaş var, şimdi de milleti rahatsız eden
görüntü var. Hangisi milleti daha çok rahatsız eder? Hangisi
millete daha çok acı verir? Hangisi milletin yüreğini kanatır?
Hangisi milletin enerjisini boş yere harcar? Dolayısıyla ona dikkat
etmek lazım.
GÖRÜNTÜLER BİZİ DE RAHATSIZ
EDİYOR
Eskisi, en çok şehit cenazesine katılmış bir kardeşiniz olarak, bir
bakan olarak, Milli Savunma Bakanı olarak her gittiğim yerde şunu
duydum. 'Bu ateş benim evime düştü, başkasının evine düşmesin, bu
acı son olsun' diye. Bunun dışında milletin talebi olabilir mi?
'Ben yandım, başkası da yansın' diyebilir mi? 'Ben yandım, o iki
sefer yansın' denir mi? Bunun insanlıkla bağdaşır yanı var mıdır?
Dolayısıyla biz diyoruz ki, 'Artık evlere ateşler düşmesin.'
Bu gördüğümüz görüntüler bizi de rahatsız ediyor. Ancak milletimiz
sabırlı olsun" şeklinde konuştu.
OHAL DÖNEMİ HATIRLATMASI
Sıkıyönetim dönemlerini anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti: "Biz
yaklaşık 1984'ten bugüne kadar, 30 yıldır bu bölgeyi sıkıyönetimle
yönettik. Yani daha zor, hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı
dönemlerde yönettik. Sıkıyönetimden sonra olağanüstü hale geçtik. O
da temel hak ve özgürlüklerin kısmen askıya alındığı dönemdi.
Olağanüstü Hal Bölge Valisi'nin talebiyle köylerin boşaltıldığı,
köylerin birleştirildiği veya köylerin taşındığı oldu. Özelleşme
İdaresi Başkanı'nın kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olduğu
durumlar da var. Söyler misiniz hangisi temel hak ve özgürlüklere,
demokratik sisteme daha uygun?
MUHAKKAK Kİ RAHETSIZLIK OLAN TARAF
VARDIR
Biz o dönemlerden bu döneme geldik. Bu dönemden memnun değiliz,
muhakkak ki rahatsızlık olan taraf vardır. Ancak o düşük yoğunluklu
savaş diye temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, her an
evlatları askerde olan annelerin, 'Acaba yarın da kara bir haber
benim de yuvama, benim de kapıma birisi gelir mi?' diye beklediği
durumdan bu duruma geldik. Dolayısıyla milletim sabırlı olsun.
İnşallah çok daha iyi duruma gideceğiz. Bu sadece bu milletin
talebidir. Eğer bu milletin talebine uymayan kim olursa olsun,
ister Güneydoğu'da siyaset yapanlar, ister Türkiye'nin geri
kalanında siyaset yapanlar, millet bunları tasfiye eder. Milletin
iradesinin önünde durabilmek mümkün değildir. Çözüm süreci milletin
iradesidir, milletin talebidir. Bugün hiçbir muhalefet partisi
'Çözüm sürecine karşı değiliz, ama...' diyerekten gidiyor ama
geneli bu."
MİLLET ÇÖZÜM SÜRECİNİ DESTEKLİYOR
Çözüm sürecini milletin tamamının desteklediğini savunan Bakan
Yılmaz, "Tamamı desteklediği için de bu çözüm sürecinde öncülük
yapanlara bu millet, 'Sen yoluna devam et' dedi. Aziz milletim
biraz daha sabırlı olsun. İnşallah bu can sıkıcı olayları da
aşacağız. Ama biraz sabır gerekiyor. Bakın terör örgütünün
yöneticileri şöyle bir çağrıda bulunmuştu; eğer bir çözüm süreci 2
yıl önce başlasaydı, 3 bin tane kendi teröristleri
kaybetmeyeceklerini söylediler. Bu çözüm sürecinin ortadan kalkması
durumunda ortaya çıkan durum bundan daha farklı olmayacaktı.
Dolayısıyla hiç kimsenin, geçmişin bu temel hak ve özgürlüklerin
askıya alındığı ve kimin ne yaptığının bilinmediği, adeta bir
karanlık dönemi hiç kimse beklemez. Bunun hiç kimseye faydası
yoktur. Doğru olan nedir? Rahatsız eden durumlar var. Ancak
bunlardan sabırlı olmak lazım. Geçmişten daha iyidir. Çünkü bunun
alternatifini biz daha önce gördük. Çatışma ortamı. DÜşük
yoğunluklu savaş diye kimilerinin nitelendiği ortam. Onunla bu
durumu kıyaslarsak, iyi bir durumda olduğumuzu söyleyebilirim.
Milletimiz biraz daha sabırlı olsun. Millet olarak bu sürece sahip
çıktığımızı her yerde gösterelim." açıklamasında bulundu.