Bakan’dan PKK’lı Ok’a yanıt
Abone olMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, PKK’lı Sabri Ok’un “Hükümet 15 Ekim’e kadar adım atmazsa ateşkes bozulur” açıklamasına ilişkin, “Millet b...
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, PKK’lı Sabri Ok’un “Hükümet
15 Ekim’e kadar adım atmazsa ateşkes bozulur” açıklamasına ilişkin,
“Millet barış istiyor, millet kavga görmek istemiyor bu tür sözleri
ciddiye almamak gerekir” dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz karayolu ile Ankara’dan Sivas’a
geldi. Bakan Yılmaz’ı valilik önünde Sivas Valisi Zübeyir Kemelek
karşıladı. Bakan Yılmaz daha sonra AK Parti Sivas İl Başkanlığına
geçerek burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın
mensubunun PKK’lı Sabri Ok’un “Hükümet 15 Ekim’e kadar adım atmazsa
ateşkes bozulur” sözünün hatırlatması üzerine Bakan Yılmaz, “Millet
barış istiyor, millet kavga görmek istemiyor. Bu tür sözleri
ciddiye almamak gerekir” dedi.
“Öncelikle bu çözüm süreci milletin talebi. Sadece bizim veya
sadece dağda olanın talebi değil milletin talebi dolayısıyla gerek
bizim bu ülkede tek bir insanın dahi burnunu kanamamasını isteyen
herkesin talebi milletin talebine uymaktır” diyen Bakan Yılmaz,
şunları söyledi:
“Millet barış istiyor, millet sulh istiyor, millet kavga görmek
istemiyor. Hiçbir ocağın ateş düşmesini istemiyor. Dolayısıyla o
sözün bu milletin talebiyle uyuşmadığı görüşündeyim. Dolayısıyla
millet bu tip kendi isteğinin dışında görüş ifade edenlere itibar
etmez millet karşısında da bir karşılığı olmaz. Dolayısıyla
sözlerini ben ciddiye alınmaması gerektiğini söylüyorum. Ancak
Türkiye hiç şüpheniz olmasın, her geçen gün bir önceki dönemden
daha çok insan hak ve hürriyetlerinin kullanması yolunda ileri
gidiyor. Bizim yapacağımız demokratik çalışmaların hiçbiri bir
yöreye ilişkin değildir. 76 milyonun hepsine ilişkindir.
Yapacağımız düzenlemelerden Hakkari’deki insanda faydalanacak
Edirne’de olan da faydalanacak. Biz etnik milliyetçilik
yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yapmayacağız, bölgesel
milliyetçilik yapmayacağız. Düzenlemelerimizi de etnik
milliyetçiliğe yönelik olarak, etnik dinciliğe yönelik olarak veya
bölgesel bir çalışmaya yönelik olarak ta yapmayacağız” ifadelerini
kullandı.
Türkiye 780 bin kilometre kare her adımında demokratik standartları
yükseltmek için çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Yılmaz,
“Geçmişte biliyorsunuz Kürtçe 3-5 tane kelime bile söylenemezdi
bugün TRT Şeş diye bir devlet televizyonu 24 saat Kürtçe yayın
yapabiliyor. Dünya Tv diye özel bir televizyon var pekala Antep’te,
24 saat Kürtçe yayın yapıyor eskiden bunların hiç birisi mümkün
değildi. Şimdi işte bugün Başbakanımız Şırnak’ta havaalanı açıyor
yine bu yılın sonuna doğru Hakkari’de havaalanı açacağız. Biz
sadece 75 milyonun hükümeti olaraktan bize oy versin oy vermesin,
biz milletvekili çıkartalım veya çıkartmayalım. Mesela Hakkari
bizim milletvekili çıkarmadığımız 3 ilde bir tanesi ama Hakkari’ye
de havaalanı yapıyoruz. Iğdır diğer milletvekili çıkarmadığımız il
ama Iğdır’a da havaalanı yaptık hizmette dolayısıyla biz 75 milyon
insanımızı bir tutaraktan, eşit tutaraktan, bize oy versin vermesin
herkese hizmet götürmekle hükümlü görüyoruz ve 75 milyonun temel
hak ve hürriyetlerini, demokratik standartlarını yükseltmek
doğrultusunda çalışıyoruz. Bu demokratik standartlardan
Güneydoğu’daki de yararlanacak, Karadeniz’deki de, Doğu
Anadolu’daki de faydalanacak; Trakya’daki de faydalanacak” diye
konuştu.
Çözüm sürecini sürdürmekte kararlı oldukları ifade eden Bakan
Yılmaz, şunları söyledi:
“Bizim partimizi millet kurdurdu bunu söylerken de inanarak
söylüyoruz. Yolumuzu da millet çizdi. Biz milletin dediğine
gidiyoruz. Millet ne istiyor çözüm sürecinde takip et diyor
herkesin desteği böylemidir talebi böylemidir çok azınlıkta olanlar
var, şüpheleri olanlar var biz o şüpheleri izale etmeye
çalışıyoruz. Bizim söylediğimize itibar edin ta ki aksine ispat
edene kadar böyle bir şey var mı yok sadece sözün dışında hiçbir
şey söylemiyorlar. Bu milletin zerrece hakkına helal getirecek
hiçbir anlaşma ve görüşmede bulunulmamıştır. Milletin hiçbir hakkı
da zerrece zarar görmez bu sürecin sonunda ama sürecin sonunda 76
milyonun, 76 milyonu da huzurlu olur, rahat olur hiç kimsenin
ocağına ateş düşmez. Biz bunu sürdürmeye kararlıyız. Ancak bu
sürecin kolay olmayacağını da söyledik niçin söyledik gerçekten
uzun, ince, zor bir yol diye çünkü sadece o yapı teröre bulaşmış
yapı bir taraftan kontrol edilebilen bir yapıda değil bir ara
kendileri iradelerin bir yerde olduğunu söylüyorlardı. İradeleri
çözüm sürecinden yana olduğunu ifade ediyor. Niçin söyledik
gerçekten uzun, ince, zor bir yol diye. Çünkü sadece o yapı, teröre
bulaşmış yapı bir taraftan kontrol edilebilen bir yapı da değil.
Bir ara kendileri, iradelerinin bir yerde olduğunu söylüyorlardı.
İradeleri bu çözüm sürecinden yana olduğunu ifade ediyor.
Dolayısıyla da bu iradeleri bunu ifade ederken idarelerinin dışında
başka birilerinin, başka bir şey koymaları, şarta bağlamaları em o
iradelerinin talebine uygun değildir, hem milletin talebine uygun
değildir diyor. Dolayısıyla biz milleti esas alaraktan inşallah bu
süreci tamamlayacağız.”
Muhalefetin demokrasi paketinde tutumunu eleştiren Bakan Yılmaz,
“Türkiye’de muhalefet yok diyerek” sözlerini şöyle sürdürdü:
“Muhalefet dediğim gibi sadece muhalefet yapmış olmak için bir
şeyler yapmaya çalışıyor. Onu da seslerini yükselterek yapmaya
çalışıyorlar. Bakın Gezi Olayları da gösterdi ki Türkiye’de bir
muhalefet yok. Zaten doğru dürüst bir muhalefet olsaydı belki
birçok ifade edilmesi gereken şeyler Gezi’de ifade edilmeyebilirdi.
Gezi’yi de gördükten sonra muhalefet diyor ki Türkiye’nin bir
muhalefete ihtiyacı var. Benim bir şeyler yapmam lazım. Hiçbir şey
yapamıyor. Yaptığı şeyde bilmediği konu hakkında; bilgi sahibi
olmadan fikir sahibi olmak derler ya işte o tam bizim Türkiye’deki
muhalefet için söylense yeridir. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi
oluyorlar. Demokratikleşme yaparsın ona karşı çıkarlar,
demokratikleşme yapmazsın ona da karşı çıkarlar; çünkü bir uyum yok
bir ahenk yok, tek bir fikir yok. Bir gün birisinin a dediğine bir
gün birisi z diyebiliyor. Ha buna da muhalefet diyorlar. İşte nedir
o. İki günü birbirine eşit olmayanlar. Öyle diyelim. Ancak biz
inşallah milletimizin sağduyusuna güveniyoruz. Milletimizin talebi
doğrultusunda inşallah bu süreci huzurla, barışla; biz bir barışa
ulaştırmayı amaç ediniyoruz. Niyetimiz bu. Niyet hayır akıbet hayır
olur diyoruz inşallah.”