Bakandan önce DTP ile görüşmüş
Abone olÖnce DTP'liler ardından İçişleri Bakanı Atalay usta yazar Yaşar Kemal'le bir araya geldi. Kemal, Kürt açılımına bakışını DTP'lilere anlattı, sonra da Bakan aradı...
İçişleri Bakanı Atalay, dün 12 gazeteci ve akademisyenle bir araya gelmişti. Atalay, dün gece de dünyaca ünlü bir yazarımızla buluştu... Atalay, bugün usta yazar Yaşar Kemal'le görüştüğünü açıkladı...
Bakan Atalay, "Sayın Yaşar Kemal bizim büyük edebiyatçımız. dünya çapında ülkemizin gururu olan bir yazarımız. Kendisiyle görüştük. Bu sürece özel olarak ilgi gösterdi... Basında sorunlarla ilgili mülakatları çıkmıştı... Çok değerli görüşleri oldu. Yararlandığım görüşleri oldu" dedi.
Bakan Atalay'ın randevu istediği Yaşar Kemal, tıpkı Atalay'ın da dediği gibi geçtiğimiz günlerde ezber bozan açıklamalarıyla manşetlere çıkmıştı, uzun süren sessizliğini bozarak Radikal gazetesine röportaj vermiş, tam da bu konuyu konuşmuştu. Röportajında Gül'ün başlattığı açılımın iyiniyetli olduğunu kaydetmişti...
Yaşar Kemal'in yakın dostu olan Zülfü Livaneli de Vatan
gazetesindeki yazısıyla CHP'ye açık mektup yazmış ve Kürt açılımına
kapıları kapattığı için partisini eleştirmişti...
DTP'LİLER DE YAŞAR KEMAL'İN KAPISINI ÇALDI
Atalay, Yaşar Kemal'le görüştüğünü açıklarken 1 hafta önce de DTP'lilerin usta yazarın kapısını çaldığı ortaya çıktı. Yaşar Kemal, DTP lideri Ahmet Türk ve DTP Milletvekili Sırrı Sakık'la bir araya geldi...
DTP'LİLERE HÜKÜMETİ SAMİMİ BULDUĞUNU SÖYLEDİ
Yaşar Kemal'in yemek sırasında Türk ve Sakık'a Kürt açılımı konusunda hükümeti samimi bulduğunu ilettiği öğrenildi.
Yaşar Kemal'in görüşmede Türk ve Sakık'a sorunun çözümü konusunda tek proje üzerinden hareket edilmesini tavsiye ettiği ve Bakan Atalay'a buluşmasında da tek proje üzerinde duracağını söylediği belirtildi. Kemal, ayrıca CHP'nin 1989 yılındaki çizgisine dönmesini umduğunu da söyledi.
Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın da katıldığı görüşmede Yaşar Kemal, süreci olumlu bulduğunu ve katkı sunmaya hazır olduğunu kaydetti. 1 Eylül Barış Günü nedeniyle Diyarbakır’da 1 milyon kişinin katılacağı bir mitinge hazırlanan DTP, Yaşar Kemal’i mitinge davet etti. Yaşar Kemal sağlık durumu iyi olursa mitinge katılacağını söyledi.
BABA EVLAT GİBİYİZ, ARADA BULUŞUR KONUŞURUZ
DTP Siirt Milletvekili Sırrı Sakık, “Yaşar Kemal’le yıllara dayalı bir hukukumuz var, baba evlat ilişkimiz var. Zaman zaman oturur konuşuruz” dedi.
Sakık, Yaşar Kemal’in Kürt sorununun çözümüne yönelik yaşanan süreci olumlu bulduğunu, ortaya konulacak projenin Türkiye’yi kapsayan bir proje olması gerektiğini ve her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğunu söylediğini kaydetti. Sakık, Kürt açılımıyla ilgili ise “ Ortada henüz hayata geçirilecek bir proje yok. Biz de projenin Türkiye’yi kapsayan bir proje olmasını istiyoruz. Kürtlerin de bir tek projesi olması, A projesi olmalı. B, C projeleri olmamalı. Her konuda açık olmalıyız, hükümetin de demokratik haklar konusunda ciddi bir projeyle ortaya çıkmalı. Kafalarda soru işaretleri var, bu proje soru işaretlerini gidermeli. Sayın Yaşar Kemal de bu çerçevede sürece destek veriyor ve katkı sunmaya hazır olduğunu söyledi.” dedi.
İŞTE YAŞAR KEMAL'İN KÜRT AÇILIM SÜRECİNE GÖZ KIRPAN O AÇIKLAMALARI...
[PAGE]Peki son röportajında ne demişti Kürt kimliğiyle öne çıkan usta yazar?
"Cumhurbaşkanı iyi niyetli. Kürt sorunu Türkiye’nin baştaki sorunudur. Kürt sorunu Türkiye’nin çağdaşlık sorunudur. Kürt sorunu Türkiye’nin demokrasi sorunudur" diyerek aslında hükümetin sürece nasıl da doğru bir ad taktığının sinyalini vermişti.
Bugüne dek hiçbir yöneticinin Kürtler'i görmediğini belirterek atılan adımının ne denli önemli olduğuna işaret etmiş, "80 yıl bu adamlar niye dağdadır, diye bir kere düşünmedik, bir insanı yok saymak, öldürmekten beterdir Cumhuriyet kurulduğundan bu yana yöneticilerin gözleri Kürtleri görmemiş" demişti.
İşte Yaşar Kemal'in röportajından satırbaşları...
- Çözümün ne olduğunu herkes biliyor. Hiç değilse o çözümü üretebilecek konumda olan herkes. Bugünün uygar dünyasının vaz geçilmez hak olarak kabul ettiği insan haklarının tanınması. Azar azar, yavaş yavaş, korka korka değil gerçek bir çağdaş demokrasinin gerekleri olarak tanınması. Herkesin diline, kültürüne, doğasına özgürce sahip olması. Bunun bahşedilen bir lütuf değil bir ülkenin zenginliğinin açığa çıkması olduğunun herkesce anlaşılması. Kısaca Türkiyenin çağdaş bir demokrasi olması.
- Bu ‘Akil adamlar” konusu çok tartışılır oldu. Ben de düşündüm elbette ne yapabilirim, elimden ne gelir diye. Ama demem gerek ki çözümün özü bu kadar açık seçikken akil adam, arabulucu filan gerekmiyor. Gereken tek şey kararlı bir siyasi irade. Korku ve şiddet üzerine kurulu her politikanın çözümsüzlük üreteceğini gören cesur bir siyasi irade. Demokrasiye, insan haklarına, insan onurunun değerine sözde değil özde inanan bir siyasi irade.