Bakan’dan işverenlere müjde
Abone olEkonomi Bakanı Zafer Çağlayan, işverenlere müjde verdi.<br/>Çağlayan, Sivas’ta sivil toplum örgütleri ile istişare toplantısına katıldı. Bak...
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, işverenlere müjde verdi.
Çağlayan, Sivas’ta sivil toplum örgütleri ile istişare toplantısına
katıldı. Bakan Çağlayan, toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye
şimdi sivil bir anayasa yapmak zorunda durumundadır. Türkiye şimdi
bunu hak ediyor. Bunu yaparken de şimdi çıkmış olduğumuz yolda
ülkemizin daha fazla gelişmesi, daha fazla büyümesi ve kardeşlik
projemizin daha fazla gelişmesi için başlatmış olduğumuz çözüm
süreci son derece önemlidir. Bu ülke yıllarca ötekileştirerek,
yıllarca farklılaştırılarak çok şey kaybetti. 30 sene boyunca terör
bu ülkeye çok büyük bedeller ödetti. Binlerce gencimizi kaybettik.
Bunun parasal bir şekilde izahı asla mümkün değil ve anaların
gözyaşlarının dineceği bir dönemle karşı karşıyayız. Bu bir siyasi
cesaret ve siyasi bir risk ister. Keşke bugün Türkiye’de
yapılanlar, keşke bugün yapılan demokratik açılımlar, keşke 10 sene
önce, 15 sene önce, 20 sene önce yapılsaydı da onu yapanların
ellerini ben öpseydim ama maalesef bugün Türkiye geçmişte bugün
konuşulan konuları konuşmaktan bile korkulan ülkeydi. Tartışmaktan
korkan bir ülkeydi bu ülkenin Kürt’ü de, Türk’ü de, Laz’ı da,
Çerkez’i de, Arap’ı da, Alevi’si ve Sünni’si de bu ülkenin temel
direkleri, temel taşlarıdır. Çanakkale Şehitliğine gittiğiniz zaman
askerlerin, şehit olanların adları yazmaz, nereden geldikleri
yazar. Sivas’tan, Muş’tan, Diyarbakır’dan, Trabzon’dan,
Diyarbakır’dan, Hakkari’den, Şırnak’tan, Musul’tan, Erbil’den,
Bosna’dan gelmiş bu ülke için seve seve canını vermiş olan
şehitlerin hangi illerden geldiği yazar. Bu ülke hepimizin.
İnsanları etnik kökenlerine göre, inançlarına göre ayırmak bu
ülkeye çok şey kaybetmiştir. Bizim inancımızda da bunun gereği
yoktur. Bizi yaratılanı yaradan dan öte seven bir anlayışı sahibiz
ve bu anlamda ister Türk olsun, Kürt olsun, Arap olsun, Laz olsun,
Çerkez olsun, Alevi olsun, Sünni olsun, her ne olursa olsun yeter
ki bu ülkenin birliğinden beraberliğinden, bölünmez bütünlüğünden,
devletinin ve bayrağının tekliğinin yanında olsun kim olursa olsun
başımızın üstünde yeri vardır. Dönerek, tefrik ederek, ayrıştırarak
çok ciddi bedeller ödedik artık bu ülke bu bedeli ödemez.
Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden endişe edenleri dışarıdaki
güçlerin ve onların içerideki taşeronları Türkiye’ye çok ciddi
bedeller ödettiler” ifadelerini kullandı.
"Doğu’da yatırımlarda ciddi artış oldu"
Çözüm süreci ile birlikte Doğu’ya daha çok yatırım yapıldığını
ifade eden Bakan Çağlayan, ”Şükürler olsun çözüm süreci ile
başlayan bu dönemde Doğu ve Güneydoğu’ya yatırımlarda çok ciddi
artışlar oldu. Bingöl’de, Hakkari’de, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da
şu anda organize sanayi bölgelerinde yer yok. Yatırımcı yatırım
yapmak istiyor, niye? Güvenlik çözüm süreci ile beraber bir barış
ortamı ortaya çıktı. Yoksa buraya gelecek yatırım yapacak olan
birçok insan var. Altıncı bölgeye biz dönemimizin, tarihimizin en
yüksek teşvikini verdik. Çalıştırdığınız işçinin net ücretini
ödüyor, geri kalan bütün kamusal yüklerini devlet olarak biz
karşılıyoruz, niye? Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunu istihdamda,
yatırımda, üretimde zenginleştirelim istiyoruz. PKK terör örgütü
orada yatırım yapanların iş makinelerini yaktılar, yıktılar,
yatırım yapılmasın istediler ama bugün Türkiye bu çözüm süreci ile
beraber şimdi böyle bir düzene girmiştir. Şükürler olsun çözüm
sürecini konuşmaya korkanların olduğu bir ortamda ilk başlarda
halkımızın yüzde 58’i çözüm sürecine destek verirken, bugün bu
destek yüzde 70’leri geçmiştir ve bu ülkede şimdi herkes bu çözüm
sürecinin başarılı bir şekilde sonuçlanmasını istiyor. Tekrar ifade
ediyorum; her birimiz, her bir düşünce, her bir inanç, her bir
etnik köken bu ülkenin kendi temel unsurlarıdır. Şimdi Allah’ın
izniyle Türkiye bu barışı ve bu birlik ve beraberliği
sağlayacaktır, bunun başka çaresi yok. Bu konuda Sayın Başbakanımız
çok güzel ifade ettiler. ’Siyasi bedeli her ne olursa olsun Türkiye
bu barış sürecinin sonunu gerçekleştirecektir. Baldıran zehiri de
içsek bu barış sürecini gerçekleştireceğiz’ dedi. Keşke herkes
Türkiye ile ilgili bu duyarlılık bundan 10 sene, 15 sene, 20 sene
önce, gösterilmiş olsaydı ve Türkiye bu kadar şehit vermeseydi.
Türkiye bu kadar önemli değerlerini kaybetmemiş olsaydı inanıyorum
ki Mevlam çıkmış olduğumuz yolda bizi utandırmayacaktır. Bu noktada
Türkiye’de önemli bir konsensüsün olduğunu görüyorum. Akil İnsanlar
Heyeti’nin Başbakana kendi bölgeleri ile ilgili vermiş olduğu
raporlar, bu sürecin inşallah başarılı bir şekilde sona
erdirileceğini gösteriyor. Bu konuya başta temkinli yaklaşanların,
ihtiyatla yaklaşanların bu konunun karşısında olan birçok
insanların bugün bu konu etrafında birleştiğini görüyoruz. Elbette
muhalefet edenler olacak, demokrasinin gereğidir. Herkesin aynı
düşüncede, aynı kalıpta, aynı gözle bakmasını beklemek zaten doğru
bir demokrasi olmaz” dedi.
İşverene müjde
İşverene müjde veren Çağlayan, ”Meclis’te görüşülen Varlık Barışı
Kanunu çerçevesinde eski adı 584 olan, sonra miyadını doldurmuş ve
yeni uygulamaya giren yeni bir kanun da inşallah bugün
parlamentodan geçecek diye ümit ediyoruz. Bugün bitecek Allah’ın
izniyle. Bittiği zaman biz mevcut işletmelerimizde çalıştıran
işçilere işverenin üzerindeki yükü azaltıp daha fazla istihdamı,
daha fazla üretimi, daha fazla ihracatı sağlaması için
getireceğimiz düzenlemeyle yüzde 5’lik bir indirimi zaten
getirmiştik. Şimdi yüzde 6’lık bir indirim daha getirerek yüzde
11’lik bir indirimi sağlayacağız. Bu inşallah ülkemize, bölgemize,
Sivas’ımıza hayırlı uğurlu olsun. Bu konuda yetkiyi bakanlar
kurulundan alıyoruz. Bakanlar kurulunda hangi ile bölgeye ne kadar
süreyle ne kadar destek verileceğini belirliyoruz. Dediğimiz gibi
her noktada bir taraftan ekonomik standartları geliştirirken bir
taraftan da kardeşlik, barış, çözüm süreciyle beraber demokratik
adımları atıyoruz” dedi.
Yüksek faiz eleştirisi
Sivil toplum örgütü temsilcilerinin sorularını da yanıtlayan Bakan
Çağlayan, bankacıların aldığı yüksek faizleri de eleştirerek,
"Bankacılar için çok ağır söylemlerde bulundum. Söylemem gerekenin
yarısını iskonto ederek söyledim. Söylemem gereken daha fazlaydı.
Merkez Bankası Başkanının nihayet bir yıl ayak direterek daha sonra
faizleri düşürdüğü bir ortamda, bu faizlerin düşmesi eğer bankaya
yaramıyor ise, bankacılık sisteminin içine girmiyor ise benim
vatandaşım tüketici kredisinde, üreticim yapacağı yatırımda, esnaf,
köylüm, çiftçim aldığı kredide bu faiz düşüklüğünü yaşamıyor ise o
zaman bu işte bir yanlışlık var demektir. Bu yanlışlıkta maalesef
gözünü hırs bürümüş olan ve hırsı aklının önüne geçmiş olan bazı
bankalar tarafından yapılan yanlış uygulamalar ile yapılıyor.
Evelallah Türkiye ve ülkemiz sahipsiz değil. Biz vatandaşımızın
sanayicimizin, çiftçimizin, köylümüzün, esnafımızın hakkını sonuna
kadar sağlamak ile mükellefiz. Bu bizim bir boyun borcumuz. Keyfi
faizler ile ilgili düzenleme çok yakında parlamentodan geçecek.
Öyle faiş karlar olmayacak. Bankacılar elbette para kazanacaklar.
Gözümüz yok. Amma Allah bazılarının gözünü doyursun. Bazı bankalara
Allah vicdan, insaf versin. Bugün çok yüksek karlar ile çok yüksek
bedeller ödeterek vatandaşın, sanayicinin üzerinden elde etmiş
oldukları karın ben helal olduğu kanaatinde değilim. Bu bir yerde
gasp olarak geçiyor " ifadelerini kullandı.
Toplantı, sivil toplum örgütleriyle birlikte yenilen yemeğin
ardından sona erdi.
(İHA)