Bakan’dan dershane uyarısı
Abone olBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dershanelerin kapatılması konusunda uyarılarda bulunarak, henüz yasaklaşmış bir durum olmadığ...
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dershanelerin
kapatılması konusunda uyarılarda bulunarak, henüz yasaklaşmış bir
durum olmadığını ve taslak halindeki bir konu üzerinden konuşmanın
yanlış yönlendirmelere sebep olacağı uyarısında bulundu.
Bakan Ergün, Hatay Valilisi Celalettin Lekesiz’i ziyaretinde
yaptığı açıklamada barış süreci için herkesin çaba göstermesi,
destek vermesi gerektiğini belirtti. Ergün, “Tabi ki barış sürecini
Türkiye’de hiç kimsenin barış olmasın gibi bir yaklaşımla ele
alması mümkün değildir. Barış herkese kazandırın bir şeydir. Herkes
barış sayesinde kabiliyetini gerçekleştirebilir. Potansiyelini
barış ortamının da gösterebilirler. Barışın olmadığı yerde aslında
akılda kaybolmuştur büyük ölçüde. Halbuki bizim duygudan çok akılla
hareket etmeye ihtiyacımız var. Bu ülkeyi geliştirecek olan şey
akıldır, duygu değildir. Barış yoksa, kavga varsa orda akıldan çok
duygular vardır. Duyguların çoğu da iyi duygular değildir. Kin
duygularıdır, nefret duygularıdır. Bunlar insanı bir yere götüren
duygular değildir. Barış herkesin kazanacağı bir şeydir.
Diyarbakır’da gerçekleşen buluşmanın barış sürecine oldukça katkısı
olacaktır. Bir yıldır kan akmaması çatışma olmaması insanların daha
aklıselim düşünmelerini sağlamaktadır. Kan döküldükten sonra artık
ondan sonrası ortalığı toparlamak zor olur, ne yapıp ne edip kan
akmaması engellenmelidir” dedi.
DERSHANELERİN KAPATILMASI KONUSU
Bakan Ergün, dershanelerin kapatılması hakkında yaptığı açıklamada
ise yasalar henüz taslak halinde iken yapılan haberlerin ve
yorumların çıkacak olan yasa hakkında yanlış yönlendirmelere yol
açacağını ifade etti. Bakan Ergün açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yasalar taslak olarak bakanlıklar tarafından önce çalışılır.
Bakanlık bürokrasisi çalışır. Daha sonra bunun olgunlaştırılması
aşamasına geçilir. Ham çalışmalar nihai çalışmalar gibi takdim
edilemez. Edilirse bunlar üzerinden haber üretilirse, bunlar
üzerinden sonuç alınmaya çalışılırsa çok yanlış istikamete gider
her şey. Dolayısıyla taslak safhasında insanlar birçok şeyi
yazabilirler, birçok şeyi konuşabilirler. Ama nihayetinde işler
olgunlaştırma safhasına geldiğinde başka bir tablo ortaya çıkar.
Nedir o tablo? Bir probleminiz var. Yani eğitim sistemi içerisinde
paralel mekanizmalar oluşuyor. Neden? Eğitim sistemimizde
sorunlarımız var. Çünkü yarışmacı bir liseye giriş sistemimiz var.
Yarışmacı bir üniversiteye giriş sistemimiz var. Bu yarışma belli
ki devam edecek. Yarışmanın şekli değişebilir, soruları
değişebilir, yöntemi değişebilir. Bu yarışma devam ettiği müddetçe
okulların dışında performansı arttırmak için birçok öğrenci özel
okullardan bile dershaneye gitme ihtiyacını hissediyor. Çok popüler
özel okulların öğrencileri bile dershane yoluyla bu yarışmada
performanslarını arttırmak istiyorlar. Ama bu da zaman içerisinde
soruna dönüşüyor. Yani okullar dershaneler şeklinde ikili bir
eğitim sistemi. Bu ikili eğitim sistemini bir şekilde daha uygun
bir modele dönüştürmek gerekiyor. Bunun için bir çalışma yapmak, bu
ikili sistemi süreç içerisinde normal bir sisteme çevirmek
çalışması kimsenin yadırgayacağı bir çalışma olmamalı. Bir
problemimizi çözerken kuşkusuz başka problemler icat etmek gibi bir
niyetimiz yok. Bizim hükümetimiz hiçbir zaman böyle bir yaklaşımın
içerisinde olmadı. Hiçbir konuda olmadı. Yani var olan bir problemi
çözerken birçok makul yol vardır. Bir tane yol yoktur. O makul
yollardan bir tanesine ulaşılır, problem çözülür. Onun için bence
ham metinlerden yola çıkarak çok büyük bir problem algılaması
meydana getirmekte doğru değil. Onun için Türkiye’de birçok problem
en nihayetinde makul yollarla çözülmüştür. Ham metinlerle
çözülmemiştir. Onun için ham metinler sizi yanıltmasın.”
(İHA)