Bakan Varank'tan TOGG açıklaması! 2025'e dikkat çekti
Abone olSanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, katıldığı televizyon programında "10 yıl içerisinde amaç 1 milyon araca ulaşmak. 2025'ten itibaren ihracaata yönelecek. Bu kadar ilgi olursa tabii ki fabrikanın kapasitesi yeterli olmaz." dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Habertürk'te
Sena Alkan'ın moderatörlüğünde Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Yeşilkaya ve Habertürk yazarı Kemal Öztürk'ün sorularını
yanıtladı.
İMECE uydusunu Türkiye'nin 'uzaydaki gözü' olarak niteleyen Bakan Varank, Türkiye'nin otomobili Togg'la ilgili olarak da "Hedefimiz yılda 200 bin otomobil üretmek" dedi. Bakan Varank, TGC Anadolu gemisiyle ilgili olarak da bazı ülkelerden talepler geldiğini açıkladı.
Bakan Varank'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Burası Türkiye'nin uzay ve havacılık temalı ilk bilim merkezi.
Çocuklar ve gençler olmak üzere herkese uzayı, havacılığı,
teknolojiyi sevdirmeye çalışıyoruz. Biz uzay ve havacılık alanında
Türkiye'nin kabiliyetlerini geliştirmek istiyor. Gençlerimizden
başlayarak bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Buraya gelen genç
arkadaşlarımız farklı deneyimleri yaşadılar. Atölye faaliyetleri,
'dene öğren' eğitim merkezleri var. Türkiye'nin uzay ve havacılık,
teknoloji alanında insan kapasitesini geliştirmeyi hedefliyoruz.
Burası Bursa Büyükşehir Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası ile
TÜBİBAK'ın bir araya gelmesiyle oluştu. Gökmen burası ilk
kurulurkan biraz da yerelden üretilmiş isimdi. Uzay yolcularımızın
ismini daha koymadık, hala tartışılıyor. Türk Dil Kurumu'nun
tartışmaları var. Birkaç isim gündeme geldi. Şu anda hala
netleşmiş bir ismimiz yok.
"Türk vatandaşını uzaya göndermiş olacağız"
Uzayda hangi alanlar var, hangi alanda çalışmalar yapılabiliyor. Çocuklar bunları deneyimleyebiliyor. Türkiye milli uzay programı çerçevesinde farklı adımları atacak 10 ana hedefimiz vardı. Bunlardan bir tanesi de bir Türk vatandaşımızın uzaya gönderilmesiydi. İnşallah 2023 senesi içerisinde Türkiye'nin Yüzüncü Yıldönümü içerisinde bir Türk vatandaşını uzay istasyonuna göndermiş olacağız. 2 astronot adayı şu anda ABD'de eğitimde. Sayın Cumhurbaşkanı inşallah o vatandaşımızın ismini kamuoyuna açıklayacak önümüzdeki günlerde. Uzaya göndereceğimiz uzay yolcuları adaylarımızın seçim süreçleri çok zorluydu. Fiziki, psikolojik testler. ABD'den gelen astronotların yaptığı mülakatlarla belirlendi. İlk başvurular binleri buluyordu. Eleye eleye süreci bitirmiş olduk. Son düzlüğe geldiğimizde aşağı yukarı 14 aday vardı. Son testlerde bu iki adayla karar kıldık. Sayın Cumhurbaşkanımız bir kadın olmasını çok istedi, biz de çok istedik ama maalesef test süreçlerinde kalamadı.
İmece Türkiye'nin uzaydaki gözü olacak
İMECE uydusu gözlem uydusu. Uzayda 680 kilometre yörüngede
dönüyor. Dünyadan herhangi bir yerden yüksek çözünürlüklü
fotoğraf çekebiliyor. Afet, tarımla ilgili alanlarda
kullanılabiliyor. 6 sene önce başladığımız proje. Bundan önce
Türkiye uzay işletmeciliği yapan ülke değil. Satın aldığımız
uyduları uzaya gönderdik. İMECE uydusu yerli ve milli imkanlarla
geliştirilmiş, test edilmiş ilk uydumuz. Türkiye çok önemli
kabiliyetler kazandıracak. Türkiye'nin uydu alanındaki
yeteneklerini daha ileri noktalara götüreceğiz. Uydu pazarı şu anda
dünyada gitgide artan pazar. Biz bununla bu pazarda Türkiye
Cumhuriyeti olarak biz de varız diyebiliyoruz. Bu uyduyla ilgilenen
başka ülkeler dee var. Bu uydunun tasarımı, içerisindeki
tasarımları tamamen yerli. İçindeki yazılımlar, bilgisayarlar
tamamı yerli ve milli olarak geliştirildi.
"680 kilometreden görüntü alabileceğiz"
Güvenlik güçlerimize yönelik önemli bir kabiliyeti ülkemize kazandırdık. Bugün sınırötesi operasyonlar yapan bir ülkeyiz. Her sınır ötesinde gözlem yapma kabiliyetimiz yok. Zaman zaman havadan kaynaklanan birtakım kısıtlarımız vardı. Bununla onu aşıyoruz. Bu uyduyla 680 kilometreden yüksek çözünürlüklü bir görüntü alabileceğiz. Sınırlarımızın ötesinde duyum aldığımızda kendi uydumuzu gönderebileceğiz. Bu uydu dünyanın etrafında günde 14 kere dolaşıyor. Dolaşım esnasında bu görüntüleri elde edebileceğiz. Bu uyduyu tarımsal amaçlarla kolay şekilde kullanabileceğiz. Görüntü işleyerek netice alabileceğiniz her türlü işte bu uyduyu kullanabileceğiz. Kaçak yapılarla, depremle, afetlerle mücadelede kullanabilirsiniz. Deprem zamanda bir şaiya, iftira yayıldı; Türkiye görüntü sistemini İsrail'den alıyor dendi. Biz kendi görüntülerimizi kendimiz aldık.
"Şu anda 500 bilim insanı 100 projeye çalışıyor"
Afet döneminde gerek başka ülkelerin uydularından faydalandık, kendi halihazırdaki uydularımızdan, İHA'lardan faydalandık. Fayların tespit edilmesi, yeni fay hatlarının belirlenmesiyle ilgili. Deprem felaketi sonrasında TÜBİTAK çağrıya çıktı, Türkiye'nin her tarafından 500'ün üzerinde bilim insanları 100'den fazla projeyle sahada afete dönük çalışmalar yapıyor. Şu anda bilimsel faaliyet yoğun şekilde devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK'la sanal konferansla kamuoyuna, bilim dünyasına tanıttık. Yurt dışından özellikle afetle ilgili Türkiye'ye çok büyük ilgi ve merak var. Dünya tarihinde görülmemiş afetten bahsettiğimiz için bilim insanları bu afeti anlamaya çalışıyorlar.
"Bakanlarımız beni arayıp teşekkür ediyor"
Türkiye'nin otomobili Togg'a çok ciddi teveccüh var. 7'den 77'ye herkesin gündeminde aslında otomobil varmış, bunu rahat bir şekilde anlayabiliyoruz. İşte Türkiye'nin otomobili yollarda. Kısmet olursa, nasip olsa arabaya beraber binsek. Yolda giderken el sallayanlar, arabanın önüne kendi araçlarını kıranlar, 'bir kere dokunayım' diyenler, arabanın başında sayın Cumhurbaşkanımıza dua edenler. Gerçekten bizim açımızdan da gurur verici durum. Bursa Togg'in başkenti diyebiliriz. Gemlik'te fabrikada üretimler devam ediyor. Bakanlarımızın hepsine birer makam aracı olarak Togg gitti. Hepsi çok memnun beni arayıp, teşekkür ediyorlar.
"Togg'da müthiş bir ön sipariş var"
Biz bu aracı ilk tanıttığımızda 'Bu araçların fabrikası nerede' dediler. Fabrikanın temelini attık. Siz bu fabrikayı bitiremezsiniz dediler. Fabrikayı tamamladık bu sefer de dediler ki siz bize bina gösteriyorunuz bunun içinde üretimi hattı yok, siz bunları İtalya'dan getiriyorsunuz. Bu kez araba ortaya çıkınca bu araçlar çok pahalı olur kimse satın almaz dendi. Müthiş bir ön sipariş rakamı var. Bursa'da, Gemlik'te geziyorum. Her gün bir arkadaşımıza rastlıyorum 'Sayın Bakanım ben Togg'un fabrikasında çalışıyorum' diyor. Hemen soruyorum 'Sen İtalyan mısın' diye. 'Yok ben Gemlikliyim' diyor.
"Hedefimiz yılda 200 bin otomobil üretmek"
10 yıl içerisinde amaç 1 milyon araca ulaşmak. 2025'ten itibaren ihracaata yönelecek. Bu kadar ilgi olursa tabii ki fabrikanın kapasitesi yeterli olmaz. Hedefimiz yılda 200 bin otomobil üretmek. Çok hızlı bir şekilde piyasada yol alabilir, dünyada bu aracı satabilirsiniz. Gören herkes beğeniyor, teşekkür ediyor. Herkes bu işe büyük gururla bakıyor. Dua edenler var. Doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yaptık. Elbette burada özel sektörümüz elini taşın altına koydu. Büyük bir vizyon ve cesareti ortaya koydular. Ama sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesi asıl iradesi noktaya koyan iş oldu. Nasıl Devrim otomobili yolda kaldı, ilerleyemedi, çok vizyoner bir işti. O zaman da bizim mühendislerimiz, teknisyenlerimiz sıfırdan bir arabayı tasarladılar, ürettiler. O arabayı birileri maalesef tarihin tozlu sayfalarına gönderdi. O projeyi nasıl gömdüler? Siyasi irade arkasında duramadığı için.
"20 bin aracı alacak isim şu anda belli"
Fiyatı yüksek bulmak bir ürünü muadilleriyle kıyasladığınızda düşük ya da yüksek diyebilirsiniz. Bugün baktığınızda dünyadaki onlarla gayet rekabet edebilen; hatta düşük kalmış bir araç diyebiliriz. Kendi segmentinde yarıştığı araçlarla, hatta içten yanmalı araçlarla fiyatı rekabetçi bir ürün. Bu şirketin yaşaması, hayatını devam ettirmesi gerekiyor. Bu bir sosyal sorumluluk projesi değil. Burada platformda farklı modeller geliştirilebilir. Farklı piyasadaki araçlarla rekabet ereç ürünler geliştirilebilir. Daha ucuz bir Togg modeline bağlı. O fiyat segmentindeki araçları bununla kıyasladığınızda daha rekabetçi olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığımız kamu bankaları ile görüştü. Yakın zamanda Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Şu anda 20 bin aracı alacak isim zaten belli.
"Türkiye'nin şarj altyapısını tamamlıyoruz"
Elektrikli araçların en büyük avantajı o araçları akşam evinize gidince şarj etmeniz. Yakıt maliyetleri benzinle karşılaştırdığınızda beşte bire kadar inecek. Evde farklı şarjlı ünetilerle süreleri kısaltabilirsiniz. Bu maliyetler evde şarj edince çok aşağı geliyor. Daha yavaş ama daha ucuzamal oluyor. Karayolu ile seyahat ederken yüksek hızlı şarjlarla bu araçları şarj edebiliyorsunuz. Burada maliyetler biraz daha yüksek olabiliyor. Şu anda 900'e yakın yüksek hızlı şarj istasyonları mevcut. Daha yavaş şarjlardan da 3 binin üzerinde tüm Türkiye'de var. Apartman, site, AVM'lerde ticari olmayan binlerce şu anda şarj ünitesi var. Bu işin altyapısıyla ilgili olarak biz bakanlık olarak bir detek programını başlattık. Şu anda onların kurulumları devam ediyor. Bu araçlar piyaada yaygınlaştığında Türkiye'nin şarj altyapısı uygun hale gelecek.
"Togg'un dağıtımında torpil yok"
Zaman zaman düşünmüyor değilim, sonuçta bu şirketin patronları var. Birilerine diyeceğim ki, 'Sen bir tane eksik al, birisini bana sat' demeyi düşünüyorum. Elektrikli araçların ÖTV'lerine vergilendirmelerine baktığımızda teşviği var diyebiliriz. Orada bir avantaj zaten var. Araçları özendirmek için teşvik edersiniz. Zaten bu araç 170 bin ön siparişi almış. Zaten vatandaşlar aracı almakta tereddütleri yok. Devlet bunun finanman paketini yapabilir. Yüzde 10'luk vergi diliminden bahsediyoruz. Bu vergilendirmenin sadece iç piyasaya dönük birtakım yansımaları yok. İthalata etkisini, farklı etkilerini de mutlaka değerlendirmek lazım. Bu işler yüksek çerçevede bakılması gereken işler. Bu işlere biraz daha soğukkanlı bakabilmek lazım.