Bakan Varank: Hedefimiz Türkiye'yi uzay alanında bir üst lige çıkarmak
Abone olTÜRKİYE'yi ileriye taşıyacak çalışmaları da asla ihmal etmediklerini, gelecek 10 yıllık hedefleri ve yol haritasını içeren Milli Uzay Programı'nı ilan ettiklerini ifade eden Bakan Varank, 'Hedefimiz Türkiye'yi uzay alanında bir üst lige çıkarmak.' dedi.
SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Bilimsel ve
Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından düzenlenen
'Covıd-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri,
Sorunlar ve Çözümler' başlıklı konferansa video konferansla
katıldı. Varank, uzaktan alışverişin pandemi süreciyle birlikte
daha yoğun bir şekilde insanların hayatına girdiğini söyleyerek,
"Artık daha az nakit kullanıyor, kartla daha fazla alışveriş
yapıyoruz. Kredi kartı ile yapılan market ve alışveriş merkezleri
harcamaları pandemi öncesi döneme göre yaklaşık yüzde 60 artmış
durumda. E-ticaret hacmi ise Ticaret Bakanlığımızın yayınlandığı en
güncel veri olan Haziran 2020 itibarıyla bir önceki yılın aynı
ayına göre yüzde 93 gibi rekor bir artış gösterdi" dedi.
'Hedefimizi Türkiye'yi uzay alanında bir üst lige
çıkarmak'
Bakan Varank, bu dönemde Türkiye'yi ileriye taşıyacak çalışmaları
da asla ihmal etmediklerini, gelecek 10 yıllık hedefleri ve yol
haritasını içeren Milli Uzay Programı'nı ilan ettiklerini bildirdi.
Varank, "Hedefimiz Türkiye'yi uzay alanında bir üst lige çıkarmak.
Sanayi üretimi bakımından, pandemi sürecinde tüm dünyaya örnek bir
performans gösterdik. Haziran ayıyla birlikte sanayi üretimimiz
yıllık artışta pozitife geçerek, güçlü bir büyüme eğilimi yakaladı.
Böylece yılın son çeyreğinde G-20 ve AB ülkeleri arasında sanayi
üretimini en çok artıran ülke olmayı başardık. 2020 yılını pozitif
ekonomik büyüme ile kapatacak birkaç ülkeden biri olacağımız bu
verilerle artık netlik kazanmış oldu. İmalat sanayimizin yurt içi
ve yurt dışı taahhütlerini gerçekleştirme noktasında salgın
döneminde ortaya koyduğu bu örnek performans, tüm dünyanın ve
küresel yatırımcıların ülkemize yönelik ilgisini de artırıyor. 2021
yılına ilişkin öncü göstergeler, geleneksel pazarlarımızdaki ikinci
dalga tedirginliğine karşın imalat sanayimizin 2020 yılı son
çeyrekte yakaladığı ivmeyi koruduğunu gösteriyor. Yakında ilan
edeceğimiz hukuk, demokrasi ve ekonomi alanındaki reform paketleri
ile ülkemizi doğrudan yatırımlar bakımından çok daha cazip hale
getirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
'Bakanlık olarak öncülük ediyoruz'
Bakan Varank, Kalkınma Ajansları aracılığıyla, Covid-19 salgınının
bölgelerdeki sosyo-ekonomik etkilerinin hafifletilmesine dönük
çalışmalar yürüttüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Ajanslarımız salgından en çok etkilenen sektörler ve toplum
kesimleri için değerlendirme raporları hazırlayarak bölge düzeyinde
etkili politika tedbirlerinin geliştirebilmesine destek oldular.
Yine kalkınma ajansları bünyesinde Covid-19 ile Mücadele ve
Dayanıklılık Programını ilan ettik. Bu programla, salgın riskinin
ülkemizde yayılımını en aza indirmeye yönelik acil çözüm sunan
projeleri destekledik. Bu kapsamda şu ana kadar 63 projeye 42,9
milyon lira katkı verdik. TÜBİTAK aracılığıyla, Stajyer Araştırmacı
Burs Programı (STAR) kapsamında çağrıya çıkarak 300 genç
araştırmacımızın Covid-19'la ilişkili Ar-Ge projelerinde bursiyer
olarak görev almalarını sağladık. Covid-19 için yerli ve milli aşı
ve ilaç çalışmalarına da Bakanlık olarak öncülük ediyoruz. Ar-Ge ve
yenilik sisteminde birlikte geliştirme, birlikte başarma odaklı
yaklaşımımızın güzel bir örneği olarak, salgın başlar başlamaz
COVID-19 Türkiye Platformunu oluşturduk. 47 farklı kurum ve
kuruluştan, 436 araştırmacı aşı ve ilaç geliştirme odağında bir
araya geldi. Bu platform aracılığıyla; aşı, ilaç ve tanı kitleri
alanlarındaki Ar-Ge projelerini fonluyor ve koordine ediyoruz."
TÜBİTAK Başkanı: 682 başvuru aldık
Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal
ise aşı, ilaç, tedavi yöntemleri, tıbbı cihazlar konusunda
teknolojik odaklı çözümler içinde olduklarını söyledi. Mandal,
şöyle konuştu:
"Ama Covid-19 süreci teknoloji boyutunun ötesinde çok daha
sistematik güçlük içeren bir boyutta. Dolayısıyla bunun içinde
sosyal ve beşeri bilimlerin içinde olmadığı bir çözüme gitmek
mümkün değil. Covid-19 süreci birçok disiplinin birlikte çalışma
gerekliliğini ortaya koydu. İşbirliği ve disiplinlerarası yaklaşım
bunun en kıymetli yönlerinden birisi. Pandemi döneminde sosyal ve
beşeri bilimler çok daha önemli. Bizim desteklenen projelerimizin
yüzde 5,5 sosyal ve beşeri bilimler alanında geliyor. Ama bu
dönemki covid süreciyle beraber 2020 yılında desteklenen
projelerimizin yüzde 15,6'sı sosyal ve beşeri bilimler alanında.
Ama bu yeterli mi? Yükseköğretim verilerimize göre Türkiye'de
sosyal ve beşeri bilimler alanında araştırmacı sayımızın yüzde 38'i
bu alanda. Proje sayımızın yüzde 5,5'ten, yüzde 15'lere çıkıyor
olması sosyal ve beşeri alanında önemli bir artış ama
potansiyelimizi değerlendirdiğimiz zaman hala Türkiye'de sosyal ve
beşeri bilimler alanında yapılacak çok fazla potansiyelimizin ve
buna bağlı olarak da görevimizin olduğunun farkındayız. Nisan
ayında Türkiye'den sosyal ve beşeri bilimler alanında 'Covid-19 ve
Toplum' başlığı altında proje önerisi olarak 682 tane başvuru
aldık. Bunlardan 97'si desteklendi."