Bakan Süleyman Soylu: Kılıçdaroğlu Sivas'tan öteye geçemiyordu
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Van ziyaretinde yaptığı konuşmada “Kılıçdaroğlu sana söylüyorum. Öyle HDP'nin kalabalıklarıyla gelip de Doğu ve Güneydoğu’da gezmek olmaz, milletle gezmek olur. Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas'tan öteye geçemiyordu. Huzur geldi, kardeşlik geldi, şimdi Türkiye'nin her tarafına rahat rahat gidebiliyor. Adam teşekkür eder." dedi.
Öğlen saatlerinde Van’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
ilk olarak Edremit ilçesinde Evliya Çelebi Teknik Lisesi Uygulama
Oteli konferans salonunda düzenlenen partisinin ‘İl Danışma Meclisi
Toplantısı’na katıldı.
Burada konuşan Bakan Soylu, “En büyük mutluluk nedir diye bana sorarsanız, inanmış dava adamlarının bir ferdi olmaktır derim. Sizlere bakınca ne görüyorum biliyor musunuz? 1. Dünya Savaşı'nda 12-17 yaşlarında bu ülkenin hürriyeti ve bağımsızlığı için cepheye mühimmat taşıyan 120 Vanlı çocuğun samimiyetini görüyorum” dedi.
Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı: İnsanlarımızın acaba emekli maaşımı bu ay alabilecek miyim diye endişe ettiği bir Türkiye'den, gecenin bir yarısında kuyruğa girip ertesi sabah banka önünde maaşımı alabilecek miyim diye beklediği günlerden geliyoruz. Biz zor günlerden geliyoruz. Birilerinin gazete manşeti ile başbakanların itibarlarını almaya çalıştığı günlerden geliyoruz. Bir gecede yüzde kaçlık faizlerle Türkiye'nin kazancını, sizin birikimlerinizi Avrupa'nın ve dünyanın güçlü ülkeleri kendi kasalarına aktardığı günlerden geliyoruz.
"Akşam saat 16.00’dan sonra insanların sokağa çıkmaktan imtina ettiği, eve gitmek zorunda kaldığı zor dönemlerden geliyoruz. Siz büyük bir devrim gerçekleştirdiniz. Ben İstanbul'da doğdum ve büyüdüm. ‘Kimsiniz, nereden geldiniz?’ denildiğinde ‘Ben Kürdüm ama’ denilirdi.
"Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile beraber değişti"
Hiç kimse kendi etnik kökenini, kendi
mensubiyetini ifade edemezdi. Ne zaman değişti biliyor musunuz?
Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile beraber değişti. Herkesin kendisini
ifade ettiği, herkesin kendisini ortaya koyduğu, kimsenin
mensubiyetinden endişelenmediği, korkmadığı, acaba bana bir şeyler
mi söyler diye çekinmediği bir anlayışı siz yıktınız. Tayyip
Erdoğan'la beraber yıktınız. Zorla, kötülüklerle yapmadınız. Tam
tersi oyla, demokrasiyle ve milletle beraber yıktınız. Bu ülkede
insanlar kendi inançlarını ve değerlerini ortaya koymakta
zorlanırlardı. Ben dindarım demekten korkarlardı. İnsanlar
kıyafetlerinden dolayı ötekileştirilirdi. Altını çizerek söylemek
istiyorum, Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin Türkiye’si özgür
Türkiye'dir."
"Bugün herkes büyük bir özgüven içerisinde korkmadan, çekinmeden istediği kıyafeti giyebilen, başörtüsünü takabilen, üniversiteye gidebilen, devlet memuru olabilen, bana öteki muamelesi yapamazsın diye bütün dünyaya meydan okuyan bir Türkiye; bu meclislerden, bu istişarelerden, bu kardeşlikten geçti. Yetmedi, bununla da yetinmedi. Bu ülkede Alevi'yim demek suçtu. İnsanlar söyleyemezlerdi"
“Bu ülkeyi terör vasiyetinde boğmak isteyenlere, bu ülkeyi parlamenter sistem içerisinde boğmak isteyenlere, bu ülkeyi darbe vesayeti içerisinde boğmak isteyenlere karşı korkmadınız” diyen Bakan Soylu, şöyle devam etti:
“Kim ne söylerse söylesin o Ayasofya'nın minaresini biliyor musun, onun dik olduğu kadar başınız dik olsun. Daha yapacağımız çok işimiz var.
Kılıçdaroğlu sana söylüyorum. Öyle HDP'nin kalabalıklarıyla gelip de Doğu ve Güneydoğu’da gezmek olmaz, milletle gezmek olur. Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas'tan öteye geçemiyordu.
"Huzur geldi, kardeşlik geldi, şimdi Türkiye'nin her tarafına rahat rahat gidebiliyor. Adam teşekkür eder. Adam der ki Allah razı olsun AK Parti'den, Tayyip Erdoğan'dan. Türkiye'ye huzur getirdi, birlik getirdi, beraberlik getirdi. 2023'te bir aday olsa da Tayyip Erdoğan onun çarıklarını bir tespit etse. Ben merak ediyorum, acaba ondan sonra genel başkanlığa devam eder mi? Eder, çünkü öyle bir yüzü var ki yeniliyor yeniliyor, yenilmeye doymuyor.”
“Eğer biz Amerika'nın ağzına baksaydık, eğer biz
Avrupa’nın ağzına baksaydık terörü bitirebilir
miydik?"
“2023'te Van’da bu büyük mücadelenin bayrağını 2053'e, 2071’e hep
beraber götürmeye hazır mıyız?” diyen soran Bakan Soylu, şunları
kaydetti:
“Van'da sandıkları doldurmaya hazır mısınız? Şunu söylemek isterim.
Hakikaten büyük bir devrim ve değişimin altına imza attınız. Hep
beraber buradaydık. Hep beraber yaşadık. Sizler çok şeyler
yaşadınız. Çok sıkıntılar çektiniz. Bugünleri hayal etmek bile
zordu. Diyarbakır'da da çarşılar, pazarlar şenlik içerisindeydi.
Cezeri’nin müzesini açtık. Yüzyıllar önce içimizden yetiştirmiş bir
bilim adamının bu topraklara kazandırdıklarının neler olduğunu
oradaki gençlerimize göstermek için müzesini açtık. Sadece o değil,
hanımeli pazarına açtık. Onlarca kadının el emekleriyle
ürettiklerini rahatça satabilecekleri bir pazar açtık. Onlarca,
yüzlerce güzel eserlerle buluşturduk. Aynen Van'da olduğu gibi. Bu
ülkede kimse etnik kökeninden dolayı ötekileştirilmiyor. Bu ülkede
Kürtçeyi rahat bir şekilde konuşma hakkına sahip mi insanlar? Bu
ülkede kendi etnik kökenini istedikleri şekilde söyleme
kabiliyetine sahip mi? Evet. Bu ülkede bütün bunlar yapılırken,
sanayi sitelerimizin sayısı gittikçe artıyor mu? Van'da,
Diyarbakır'da, Şanlıurfa'da, 2016'dan sonra Doğu ve Güneydoğu’da
üniversiteyi kazanan doktorların sayısı tam iki kat arttı.
2019-2020-2021, sayılar 3-5 ve 20'nin üzerine çıktı. Neden? Çünkü
huzur içerisindeler. Adıyaman'a indim, gençler etrafımı sardı. ‘Biz
ders çalışmak için kütüphane istiyoruz’ dediler. Şunu ifade etmek
istiyorum. Türkiye bambaşka bir noktaya doğru gidiyor. Eğer biz
Amerika'nın ağzına baksaydık, eğer biz Avrupa’nın ağzına baksaydık
terörü bitirebilir miydik? Ukrayna gibi NATO’dan bir şeyler
bekleseydik, Avrupa'dan bir şeyler bekleseydik, Birleşmiş
Milletler'den, NATO’dan ve diğer kulüplerinden bir şey beklemiş
olsaydık, şu an Türkiye'nin her tarafında insanların acaba yarın ne
olacak diye endişesinden sıyırabilir miydik. Elbette hayır. Van'dan
Diyarbakır'a kadar, Şanlıurfa'dan Adıyaman'a kadar bu bölgeyi bir
turizm potansiyeli yapma kabiliyetine sahip olabilir miydik.
Diyarbakır Eğil’de biliyorsunuz Hazreti Elyesa ile Hazreti
Zülküf'ün mezarları yan yana. Türkiye'nin her tarafında gençler
gelmişlerdi. Gençler niçin geldiniz dedim? ‘Biz Van’a da gittik,
biz Doğu ve Güneydoğu’yu böyle bilmiyorduk. Huzur var, insanların
yüzü gülüyor. Burada da bize bırakılmış büyük bir kültürel miras
var. Şunu söylemek istiyorum. O günlere bir daha geri dönmeyeceğiz.
Van'ın Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden mezun olan kardeşlerimizle
birlikte Türkiye’ye ve dünya mesaj vereceğiz. Şimdi ihracatımızı
arttıracağız. Çocuklarımızın daha iyi istihdamla iş bulabilecek
gelişmişliği ortaya koyacağız. Şimdi ne yapacağız? Çocuklarımızı
öğretmen, mühendis, doktor, hemşire, polis, asker ve bilgisayar
mühendisi yapacağız. Biz bu hedefler içerisine kendimizi koymamış
olsaydık, bu hedeflerin içerisinde olmamış olsaydık bugün PKK terör
örgütünün huzurumuzu bozan ve bizi oyuncak olarak gören anlayışın
içerisinde hep beraber debelenip dururduk.”
“Bugün herkes Tayyip Erdoğan’a bel
bağlamış”
PKK defterini kapattıklarını da söyleyen Bakan Soylu, “Buradan
tekrar söylüyorum, o defteri kapattığımızdan emin olun. Nasıl bir
defter açtık Doğu ve Güneydoğu’da. Bakın bir örnek vereceğim. PKK
terör örgütü 1975 ve 85 arasında İspanya'da aynen PKK gibi oranın
huzurunu bozan bir anlayış ortaya koydu. Toplam kişi başına gelir
seviyesi o bölgede yüzde 25 düştü. O bölge büyük bir huzursuzlukla
karşı karşıya kaldı. Ne zaman Avrupalılar oradaki terör örgütüne
terör örgütü dedi, ne zaman Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu
kararı verdi, ne zaman Eta terör örgütü İspanya yendi, Madrid'den
sonra en zengin olan yer şu anda İspanya'da o bölgedir. Ben Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'yu karış karış gezen bir kardeşiniz olarak
söylüyorum. Ne söylerlerse söylesinler, ne ortaya koyarlarsa
koysunlar, onların bu coğrafyaya dayatmak istediği sürecin
defterini biz kapattık. İster arkalarında Amerika olsun, ister
arkalarında Avrupa olsun, kim olursa olsun yeni bir defter açtık.
Eğer biz savunma sanayinde yüzde 20’lerden 80’lere gelmeseydik bu
sözleri söyleyemezdik. Eğer biz ayaklarımızın üzerinde durup 3 bin
dolarlardan 10 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesine
gelmeseydik bu sözleri söyleyemezdik. Biz Karabağ'da, Azerbaycanlı
kardeşlerimizle beraber Karabağ hamlesini yapamazdık, Kıbrıs'ta
Kapalı Maraş’ı açık Maraş haline getiremezdik, Doğu Akdeniz'de
hakkımızı savunamazdık, Libya’da orada karşı karşıya bırakılan bir
oldu bittiyi kabul etmek zorunda kalırdık. Eski Türkiye değiliz
artık. Etrafındaki coğrafyadaki ilgi alanlarını etki alanlarına
döndüren bir Türkiye’yiz. Bunu hep beraber sağlayabilecek bir
Türkiye’yiz. Dünyada son iki buçuk yıldır pandemi yaşıyor muyuz?
Peki dünyanın en büyük zengin ülkeleri hiçbir şey ortaya koydular
mı, bir yol bir çözüm önerisi ortaya koydular mı? Birbirlerine
maskeyi sakladılar. Aşı yaptılar, fukara ülkelere vermediler. Başka
ülkelere vermediler. İnsanlar ölsün dediler. Tayyip Erdoğan'a
kızıyorlar, niçin Şehir Hastanesi yaptın diye. Amerika'da insanlar
koridorlarda hayatlarını pandemi sebebiyle kaybederken, Türkiye'de
insanlar şehir hastanelerinde 5 yıldızlı otellerde karşılandılar.
Bu AK Parti sayesinde, sizin sayenizde oldu. Bunu hep beraber
gerçekleştirdik. Başka ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızı
hastanelere dahi almazken, biz ambulans uçaklarımızı gönderip kendi
ülkemizin vatandaşlarına sahip çıktık. Bu dünyaya teslim olmayalım.
Bu dünyaya bel bağlamayalım. Etrafımızdaki coğrafyayla birlikte biz
bunu yapabilecek bir kabiliyete sahibiz. Siz şunu yaptınız, Tayyip
Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye'de Almanya'ya, Avrupa'ya,
İngiltere'ye teslim olmadınız. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz
dediniz. İkili ilişkilerimizi diğer ülkelerde ortaya koydunuz.
Bölgesel ilişkilerimizi ayakta tutmaya çalıştınız. Ticaret
ilişkilerimizi, sosyal ve siyasal ilişkilerimizin yanında tarihin
bize bıraktığı bütün ilişkileri yeniden canlandırma anlayışını
ortaya koydunuz. Bugün herkes bel bağlamış. Niye bel bağlamışlar,
Tayyip Erdoğan acaba bu savaşı durdurur mu? Rusya ile Ukrayna
arasında arabulucu olur mu? Bu savaşın dünyada zarar vermesini
engeller mi? Bunu nasıl yaptı biliyor musunuz? Tam 20 yıldır ortaya
koyduğu politikalarla sağladı” diye konuştu.
“Türkiye'de demokrasinin, kardeşliğin ve zenginliğin
üssü yapmak zorundayız”
Muhalefet partilerini de eleştiren Bakan Soylu, “Bir masanın
etrafına oturmuşlar, biri haniye gider biri Konya gider, biri
Mersin'e gider biri tersine gider. Eski Türkiye'nin koalisyon
alışkanlıklarını Türkiye’ye vermeye çalışıyorlar. Türkiye o günleri
eskide bıraktı, bir daha hükümetlerin sabahtan akşama kadar
sarsıldığı, bir daha birilerinin tehdidi ile beraber hükümetlerin
devrildiği günlere dönemeyiz artık. Şunu söylemek istiyorum,
pandemiden geçtik mi? Şu anda dünyada ekonomik, göç, salgın ve
enerji konusunda sıkışıklık var mı? Peki var, şunu söylemek
istiyorum. Bütün bu sıkışık içerisinde Türkiye'de bir hükümet krizi
yaşıyor muyuz? Eğer koalisyon dönemlerinde olsaydı, bir hükümet
krizi yaşar mıydık? Her gün yaşardık. Peki yarın öbür gün
Türkiye'yi önerdikleri sistemle Türkiye karşı karşıya kalınca
Amerikan'ın ve Avrupa'nın vesayeti içerisinde istedikleri gibi
bizle oynayabilecekleri bir anlayışa bizi itmeye çalışıyorlar. Buna
düşmeyin, bunu hep beraber sağlayabilecek bir anlayışı
gerçekleştirelim. Özellikle sizden şunu istiyorum, çok çalışacağız,
çok gayret göstereceğiz, çok mücadele edeceğiz. Eğer 2023'te
birilerinin hevesine kurban edersek, Türkiye eski günlerine geri
döner. Van’ı iyi biliyorum, terör örgütünün insanlardan, esnaftan
sabah akşam dükkanlarına girip onlardan haraç aldıkları günleri
unutmuş değilim. Çocuklarımızın, evlatlarımızın dağa götürülmek
için ailelerin tehdit edildi günleri unutmuş değilim. Hiçbirimiz
unutmadık. Annelerin yüreğinin yanında günleri unutmuş değiliz.
Şimdi de söylüyorum, Van'da atmamız gereken adımları bugüne kadar
güçlü bir şekilde attık. Sadece bu bölgeye huzur getirmeyeceğiz.
Etrafımızdaki bölgede huzur getireceğiz. Suriye’de olup bitenleri
görüyorsunuz. Eğer güçlü bir Türkiye olmazsa, oraya barış gelmez.
Bağdat'ta Irak'ta olan bitenleri biliyoruz. Sadece buraya huzur
getirmeyeceğiz. Allah şahittir, Suriye'den Irak’a kadar
etrafımızdaki coğrafyaya hep beraber huzur getireceğiz. Hep beraber
getireceğiz. Sadece kendimiz için değil, etrafımızdaki coğrafyaya
musallat olanların etrafımızdaki coğrafyadan ellerini çekmeleri
için bunu başarmak zorundayız. Dünyanın her tarafına, mağdurlara ve
mazlumlara elimizi uzatmak zorundayız. Sizin çektiklerimizi gelecek
nesillerimiz bir daha çekmesinler diye başarmak zorundayız. Aynı
teraneleri, aynı senaryoları bir daha yaşamasınlar diye başarmak
zorundayız. Türkiye'de demokrasinin, kardeşliğin ve zenginliğin
üssü yapmak zorundayız. Bugüne kadar getirdik, bundan sonra da
getireceğiz. Bunu hep beraber hazır olduğumuza inanıyorum. Siz
Türkiye'yi geriye götürmüş değil, ileri götürmüş bir davanın
mensuplarısınız. 2023'te Türkiye’ye kumpas kurmaya çalışanlara
karşı Türkiye’yi 2053 ve 2071’den, büyük Türkiye'den yoksun kılmaya
çalışanlara karşı AK Parti'nin gençleri, AK Parti'deki dava
arkadaşlarım hep birlikte 2023'te Van'ı sokak sokak gezmeye ve
Van'da her çıkan oydan Cumhur İttifakı ile beraber AK Parti’yi
yeniden iktidara taşımaya hazır mısınız? Helal olsun. Van'ın
ahdine, sözüne, sadakatine olan inancımız tamdır. Çok çalışacağız.
Van sokaklarında inşallah beraber dolaşacağız. 2023'te
Cumhurbaşkanlığı seçimi akşamında bugün Türkiye’ye burun
kıvıranlara evet Tayyip Erdoğan seçimi kazandıktan sonra nasıl
önünde sıra sıra dizilenleri nasıl o büyükelçilerin biz yaptık sen
etme Tayyip Erdoğan diyecekleri günü hep birlikte sağlayacağız
inşallah” dedi.