Bakan Soylu'dan bildiriye sert tepki: Bize ültimatom veremezsiniz!
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu 104 amiralin imzaladığı darbe imali bildiriye ilişkin soruları cevapladı. Bakan Soylu bu bildirinin seçilmiş hükümete karşı anlayış ortaya koyan bir bildiri olduğuna dikkat çekerek, "Bu bildiri bir fitne bildirisidir, bu bir istismar bildirisidir." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu bildiri hakkında "Kendi amirallik sıfatlarını
kullanarak gece yarısı yapılan bildiri "darbeyi işaret eden" bir
bildiridir" ifadelerini kullanırken bildiride vesayetin izlerinin
bulunduğu ifade etti. İçişleri Bakanı Soylu, bildirinin
yayınladığı gece sabaha kadar uyumadıklarını ve irtibatları ortaya
çıkardıklarını belirterek, "Bir gece yarısı bildirisiyle bize
ültimatom veremezsiniz. Biz vatanseveriz, aynı zamanda kafamızı
kuma gömmeyiz." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, A Haber ekranlarında yayınlanan 'Memleket Meselesi' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Soylu'nun konuşmasından öne çıkanlar:
Böyle bir tabloyu yorumlamak bizim için bir sorumluluk gerektiriyor ve vatandaşımıza gerçekleri aktarmamız gerekiyor. Kendi amirallik sıfatlarını kullanarak gece yarısı yapılan bildiri "darbeyi işaret eden" bir bildiridir. Bildiride vesayetin izleri bulunuyor.
"Hükümete karşı anlayış ortaya
koyuyorlar"
Seçilmiş hükümete sınırlar çizen bu
bildiride "Ben belirleyiciyim" deniliyor. Bu bildiri bir fitne
bildirisidir, bu bir istismar bildirisidir. Seçilmiş hükümete karşı
anlayış ortaya koyan bir bildiridir.
Google'dan Samet Kuşcu diye girin. 58'de bunlar darbe planlıyorlar. Samet Kuşçu gidip bunu ihbar ediyor. Bunlar bir kalkışma içerisindeler diyor. Bunlar yakalanıyorlar ve beraat ediyorlar. Bu kişiler 1960 darbesinde yer aldı.
"Darbelerin siyasi operasyon merkezleri
vardır"
Darbelerin muhakkak birlikte iş tuttuğu siyasi operasyon merkezleri
vardır. Bütün darbelerin birbirine benzeyen ilişkileri vardır.
Bundan 3 gün önce Ticaret Bakanımız bir açıklama yaptı ve "Bütün
dönemlerin en büyük ihracatını gerçekleştirdik" dedi. Bir taraftan
salgınla karşı karşıyayız. Vatandaşımızın karşılaştığı sıkıntılar.
Üretim, tedarik... Tüm bu zincirleri koparmamak için herkes elinden
gelen fedakarlığı yapıyor. Bu çerçeve içinde Türkiye 18,5 milyar
dolarlık bir Mart ayı ihracatı gerçekleştirdi.
Bu 104 kişi, temel özelliği kurmay subay. Bunlar denizci. Biz Doğu Akdeniz'in ne demek olduğunu biliyoruz. Aldığımız inisiyatif, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir rüyaydı. Libya da attığımız adım da öyle.
Şimdi biz Azez, Cerablus'tayız... Burada ne yapıyoruz? Huzuru ve güveni sağlıyoruz. Burayı DEAŞ'tan ve PKK/PYD dahil olmak üzere tüm terör örgütlerinden temizlemek için varız. Peki bu kurmay subaylar; Türkiye'nin bu seviyeye geleceğini tahmin edebilir miydi?
"Bize ültimatom veremezsiniz"
Bir gece yarısı bildirisiyle bize ültimatom veremezsiniz. Bu mesele
sadece bizimle alakalı değil. Ne üniversite öğrencimize, ne
ihracatçımıza ne milletimize ne de sporcumuza bunu yapamayız. Biz
vatanseveriz, aynı zamanda kafamızı kuma gömmeyiz. Bu millet
zamanında Başbakanı'nı, Bakanlarını şehit verdi.
"Darbeyle ilgili imanın zihinlerden geçmemesi
gerekiyor"
Bu bildiriyi kim yayınlıyor? Generaller yayınlıyor. Bütün bunlar
bizim ufakta olsa büyük de olsa, darbeyle ilgili herhangi bir imaya
karşı koymalıyız. Darbeyle ilgili imanın zihinlerden geçmemesi
gerekiyor. Türkiye bu maceralara bırakılacak kadar ehemmiyetsiz bir
ülke değildir. Türkiye güçlü bir ülkedir, coğrafyasına umut olan
bir ülkedir.
"Darbenin kaybedeni, Türkiye, siyaset ve
demokrasidir"
Özellikle şunu ifade etmek istiyorum, CHP'li seçmenlere de aynı
şeyi söylemek isterim: Darbenin kaybedeni, Türkiye, millet,
siyaset, siyasi partiler ve demokrasidir. Eğer darbe bu kadar
kaybettiriyorsa, bunu sadece Türkiye'nin ekonomisine, umuduna,
geleceğine dair bir kayıp ortaya kaymıyor. Türkiye'nin siyasetini
de aşağıya çekiyor. Bunlara destek vermek, siyasete yapılabilecek
en büyük kötülüktür.Bir siyasi hesabınız varsa çıkarsınız meydana
hesabınızı görürsünüz. Eksik, gizli iş yapmıyoruz. Hepsini
vatandaşımızla paylaşıyoruz.Kelle koltuk bir mücadele ortaya
koyuyoruz. Niye? Bizim çektiğimizi başka nesillere çekmesin
diye.
CHP'li vekiller buna nasıl imza atar? Bizi eleştirebilir, icraatlerimizi beğenmeyebilirsiniz ama her yerinde darbe iması kokan bir bildirinin altına nasıl imza atarsınız?
Türk demokrasisi ve siyaseti o saf dönemden çıktı. Bu bildiriye sahip çıkıyorlarsa tarihin ders vermediğinin kanıtıdır.
Türkiye güvensizlikle karşı karşıya kalsın
istediler
Türkiye bu coğrafyada sadece stratejik konumu nedeniyle saldırılara
maruz kalmıyor. Türkiye ayrıca değerler simgesidir. Dönem dönem
Türkiye ekonomik saldırılarla karşı karşıya kaldı. Zayıflatılmak ve
istikrarsızlaştırmak isteniyor. Darbelerle zayıflatılmak istendik.
Türkiye güvensizlikle karşı karşıya kalsın istediler.
Bildiriyi yayınlayanlar, bundan ötesine gitme imkanı
bulamayacak
İlk akşamdan itibaren, hemen bir takım tespitler yaptık. Kimler,
niçin ve neden yapıyor? Bir taraftan bizi PYD ile komşu yapmak
istiyor. Kamuoyu merak etmesin. Biz 15 Temmuz'da çok rahat şekilde
çözümledik. Bu da rahat bir şekilde çözümlenecek. Milletimiz rahat
olsun. Bildiriyi alelacele yayınlayanlar, bundan ötesine gitme
imkanı bulamayacaklar.
Milletimiz 15 Temmuz'da da bugün de ilk andan itibaren yanımızda. Bugün yüzlerce sivil toplum örgütü, hem bir taraftan bildiri yayınladı hem de topyekun suç duyurusunda bulundu. Bunlar Türk demokrasisi ve geleceği açısından değerlidir. 15 Temmuz'da vatandaşımız el koydu meseleye, şimdi de sivil toplum örgütlerimiz bu konularda gerekli adımları attılar. Bu 'Millet bizimle beraber. Aklınızı başınıza alın. Yoksa ağır daha ağır bedel ödersiniz' demektir. Darbelerin kökü aynıdır, hepsi aynı kuyudan beslenmektedir.