Bakan Murat Kurum'dan zeytinlik alanlarıyla ilgili tartışmalara açıklama
Abone olZeytinlik alanlarında maden arama yetkisi verilmesiyle ilgili tartışmalara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıklama getirdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, son
günlerde zeytin ağaçlarının ve alanlarının zarar göreceğine dair
iddialarla milletin yanlış bilgilendirildiğini belirterek, "2002
yılına kadar, bu ülkede sadece 620 bin hektar zeytincilik alanı
vardı. 20 yıldır yaptığımız çalışmalarla 2021 yılı sonu itibarıyla
zeytin alanı büyüklüğümüzü tam 890 bin hektara çıkardık." dedi.
Kurum, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde düzenlenen Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) arasında iş birliği protokolü imza töreninde yaptığı konuşmada, bugünün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunu, bu kapsamda, Kadın İşçiler Hatıra Ormanı'na fidan dikeceklerini belirtti.
Bakanlık olarak en prestijli projelerde bilgisine, görgüsüne, estetik anlayışına yürekten inandıkları kadınlarla çalıştıklarını dile getiren Kurum, ülke olarak özellikle kadınların öncülük ettiği projelerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 20 yıldır dur durak bilmeden iklim değişikliğiyle ve olumsuz sonuçlarıyla mücadele ettiklerini bildirdi.
İklim değişikliğiyle mücadeleye güç katacak çok kıymetli bir protokolü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde imza altına aldıklarını aktaran Kurum, "Bugün ülkemizin her yerinde milyonlarca fidanımızı, kadınlarımızın yoğun ilgi gösterdiği ve sahiplendiği millet bahçelerimizde toprakla buluşturuyoruz. Şehirlerimizi yeşil koridorlarla, birbirine bağlıyor, ülkemizi yeşil ağlarla örüyoruz." dedi.
Erozyon sonucu toprak kaybına karşı gerekli önlemleri titizlikle
aldıklarını, arazi tahribatını önlemek amacıyla karar destek
sistemini güçlendirdiklerini anlatan Kurum, toprağı, havayı, suyu
ve çevreyi en güzel şekilde koruduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan Sıfır Atık Projesi'ne değinen Kurum, "Türkiye'nin en kapsamlı çevre ve kadın hareketi olan Sıfır Atık Projemizle israfın, doğa tahribatının ve çevre kirliliğinin önüne, siz değerli kadınlarımızla birlikte geçiyoruz. Ben başta Sıfır Atık olmak üzere, tüm çevre, doğa koruma ve iklim dostu projelerimizde yanımızda olan, yol arkadaşımız olan kadınlarımıza teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Bakan Kurum, Türkiye'de son iki yılda deprem, sel, yangın olaylarının yaşandığını anımsatarak, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin çok derin bir şekilde hissedildiğini kaydetti. Doğal afetlerde yaraların bir an evvel sarılması için etkin mücadele yürüttüklerini belirten Kurum, yanan, yıkılan evlerin, okulların, camilerin yenilerinin yapılması, doğanın rehabilite edilerek yeniden yeşillendirilmesi için çalıştıklarını söyledi.
"Koruma alanları daraltılmıyor,
genişliyor"
Antalya'da "Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye"
temasıyla istişare toplantısı, Konya'da da Türkiye'nin ilk iklim
şurasını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Kurum, yakında da
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'nin önündeki 100 yıllık çevre ve
iklim politikalarını şekillendirecek kararları millet ile
paylaşacağını bildirdi.
Kurum, daha yeşil bir dünya bırakmak için titizlikle çalışırken, zaman zaman aslı astarı olmayan, mesnetsiz, yalan ve yanlış açıklamalarla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Bir daha yangınlar olmasın, canlar yanmasın diye "Korunan alanların tespit, tescil ve onayına ilişkin" yeni bir yönetmelik yayınladıklarına işaret eden Kurum, şunları söyledi:
"Bu yönetmelik, sit alanlarına dair yeni bir ek düzenleme içermeyen, bunun tam aksine, şu anda korunan alanlarda devam eden faaliyetlere bile sınırlamalar getiren bir yönetmelik oldu. Tabi, ülkemizin, doğamızın geleceğini ilgilendiren her konuyu saptıran, çarpıtanlar yine boş durmadılar. Aynı insanlar, Salda Gölü'nde de sahneye çıkmışlardı. Ama bizim Salda'ya yönelik, dünyaya örnek olan çevre koruma projemiz tamamlandıktan sonra sesleri tamamen kesildi. Tıpkı Salda'da yaşadığımız gibi yine, 'Nitelikli Doğal Koruma Alanlarının tanımı değişti, artık daha fazla yapılaşma olacak' diyorlar. Yine her zamanki gibi doğa koruma ve çevre projelerimizi, doğru yanlış demeden politik bir argüman olarak kullanmaya devam ediyorlar. Halbuki bir kere olsun objektif olabilseler, 'rant' amaçlı bir yapılaşmanın kesinlikle söz konusu olmadığını göreceklerdi. Tamamen çevre-doğa-insan ortak menfaatinin gözetildiğini apaçık göreceklerdi."
Yönetmeliği eski haliyle karşılaştırdıklarında düzenlemelerin izinleri genişletmediğini, tam aksine daha çevreci hale getirdiğini çok iyi göreceklerini vurgulayan Kurum, yönetmeliğin yangınlara karşı tedbirleri de güçlendirdiğini kaydetti.
"Zeytin alanlarının zarar göreceğine dair yeni bir
yalanla karşı karşıyayız"
Doğal alanlarda yeni bir yol
güzergahı açmanın yasak olduğunu belirttiklerini ancak söz konusu
kesimin "yol açacaklar, başka amaçları var" şeklinde açıklamalar
yaptığını dile getiren Kurum, yangınla mücadele edilecek adımları
yönetmeliğe yazdıkları halde çarpıttıklarını ifade etti.
Zeytinlik alanlara zarar verileceği iddialarına da değinen Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son günlerde, zeytin ağaçlarının ve alanlarının zarar göreceğine dair yeni bir yalanla, milletimizi yanlış yönlendirmeye çalışıyorlar. 3 başlık vererek, milletimizin vicdanına ve şaşmaz ferasetine seslenmek istiyorum. Birincisi 2002 yılına kadar, bu ülkede sadece 620 bin hektar zeytincilik alanı vardı. 20 yıldır yaptığımız çalışmalarla 2021 yılı sonu itibarıyla zeytin alanı büyüklüğümüzü tam 890 bin hektara çıkardık. İkincisi, ülkemizde bizden önce 101 milyon zeytin ağacı varken, 2021 yılı sonu itibarıyla bu sayıyı tam iki katı arttırarak, 192 milyona çıkardık. Üçüncüsü de 20 yılda Türkiye çiftçisiyle, emekçisiyle el ele vererek, zeytinine gözü gibi bakmış, korumuştur. Hem zeytin hem de zeytinyağı üretiminde dünya 5'incisi olmuştur. Bu rakamlar da gösteriyor ki zeytin ağaçlarımız bırakın azaltmayı, yaptığımız desteklerle gün be gün daha da artmaktadır."
Kurum, bakanlık olarak yaklaşık 55 bin çiftçiye 595 milyon metrekare yüzölçümlü hazine arazisini, başta zeytin olmak üzere ceviz ve badem üretimi için tahsis ettiklerini vurguladı. Şimdi yeni bir hedef daha belirlediklerini söyleyen Kurum, şunları kaydetti:
"Çiftçimize bir müjde olarak Antalya'mızdan veriyorum. 2022 yılında, çok daha büyük oranda hazine arazimizi yine başta zeytin ve ayçiçeği olmak üzere, organik tarımın her türü için, çiftçimizin kullanımına açacağız. Zeytin üreticisi kardeşlerimiz, çiftçilerimiz rahat olsun, müsterih olsun. Sadece zeytinde değil tüm bitki ve meyve çeşitlerinde, evelallah daha da stratejik adımları, geliştirici adımları, zeytinin alanını genişletecek adımları, çiftçimizle, üreticimizle el ele vererek, kararlılıkla atacağız. Birilerinin söylediklerinin aksine, Türkiye'de koruma alanı bırakın daralmayı, bırakın yok edilmeyi her dakika genişliyor. Bakanlık olarak ülkemizin korunan alan büyüklüğünü, toplam yüzölçümümüzün yüzde 9,6'sından yüzde 11,9'a çıkardık. İşte oran ortada, rakam ortada. Biz kararlıyız. korunan alan büyüklüğümüzü önce yüzde 17'ye, ardından yüzde 30'lara kadar da çıkaracağız."
Türkiye'nin yaklaşık 3'te 1'ini koruma altına almak gibi bir hayalleri olduğuna işaret eden Kurum, bunu da kadınlarla, gençlerle başaracaklarını bildirdi.
Bakan Kurum daha sonra Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile iş birliği protokolünü imzaladı.