BAKAN KILIÇ, ÇÖZÜM SÜRECİNİ DEĞERLENDİRDİ
Abone olGençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, çözüm sürecine ilişkin, "CHP, MHP ya da diğer benzer çevrelerin bu sürece destek vermemesinin nedeni iç ...
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, çözüm sürecine ilişkin, "CHP,
MHP ya da diğer benzer çevrelerin bu sürece destek vermemesinin
nedeni iç siyasettir. Çünkü bugün Türkiye’de iç siyasetin tek
polemik enstrümanı terörle mücadeledir" dedi. Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın
hazırlayıp sunduğu "Ankara Gündemi" programına konuk oldu. İhlas
Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve Vatan Gazetesi Ankara
Temsilcisi Murat Çelik’in de sorularını cevaplayan Kılıç, gündeme
ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Programın başında İstanbul’da yaşanan 1 Mayıs olaylarına ilişkin
konuşan Bakan Kılıç, "AK Parti iktidarı 11. yılına girdi ve 7 seçim
geçirdik. İktidarın gücü elimizde olmasına rağmen, iktidar
imkanlarıyla ve fırsatlarıyla istediğimiz yerde miting yapabilme
koşulları oluşturabilecek olmamıza rağmen Taksim Meydanı’nı AK
Parti mitingi için kullanmadık. Miting zamanı Kazlıçeşme’yi
gösterdiler gittik orayı kullandık. Kazlıçeşme Meydanı, hem daha
rahat kullanılabilen bir alan hem güvenlik önlemleri daha rahat
alınabilen bir alan ve daha büyük hem de kent hayatını, kent
trafiğini olumsuz yönde etkilemeyen bir yöne sahip. Taksim’i biz de
kullanmadık. Taksim’i sendikalara kullandırmayıp da
Cumhurbaşkanlığı seçimi, yerel seçim veya milletvekilleri seçimi
için kendimiz kullanırsak o zaman bizi samimiyetsizlikle itham
edebilirler. Biz kendi mitinglerimiz için Taksim’i kullanmıyorken
bu yönde asayiş adına uyarıda bulunma hakkı iktidarda, kolluk
kuvvetlerinde veya İstanbul’u yönetenlerde vardır diye düşünüyorum"
dedi.
"YAŞANAN OLAYLAR, TÜRKİYE’NİN İMAJINI BOZAR"
İstanbul’da yaşanan görüntülerin arzu edilmediğini vurgulayan
Kılıç, "Çin Halk Cumhuriyeti’nde bile hiçbir olayın yaşanmadığı 1
Mayıs gününde Türkiye’de, İstanbul’da olayların yaşanması ve
yabancı ajansların bu olayları dünyaya servis etmesi Türkiye’nin
imajını bozar. Türkiye’deki emek barışı, çalışma barışı adına
yakışmayan görüntüler onlar. İstanbul 2020’ye aday bir ülkeyiz.
Böyle görüntülerin servise sunulması ayrıca olimpiyat açısından da
sorumsuz tavırlar olarak değerlendiriyorum. Ama nihayetinde
birbirini doğuran fotoğraflar var. Molotof kokteylin, demir
bilyelerin orada ne işi var? Demir bilyenin karanfil olduğunu biri
bize izah edebilir mi? Kaldırım taşları neden sökülüyor?" diye
konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Bakan Kılıç, CHP ve MHP’nin çözüm sürecine destek vermemesiyle
ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan’ın
muhalefete kapılara kadar açtığını ama MHP’nin cevabının "Biz bu
konuda asla müzakere etmeyiz, görüşmeyiz" olduğunu hatırlatan
Kılıç, "Başbakanımız, CHP Genel Başkanı ve çalışma arkadaşlarını AK
Parti Genel Merkezi’ne davet etti. Bu konuyu görüşmek üzere
’karşılıklı çalışma grubu oluşturalım, 3’er arkadaşımızı bu konuda
görevlendirelim ve bu arkadaşlarımız süreci yönetsinler,
şekillendirsinler’ dedi. Ama CHP’den 3 isim bildirilmedi,
oluşturulmadı. Demek ki kendi içlerinde bu konunun çözümüne ilişkin
bir fikir birliği yok" dedi.
"AKİL İNSANLAR MAHALLE BASKISI İLE KUŞATILMAK İSTENİYOR"
Akil İnsanlara gittikleri yerlerde çok büyük baskıların olduğunu,
siyasi partilerden kaynaklanan provokasyonların olduğunu dile
getiren Kılıç, "Ziyaret yapmalarını engelleyen, insanlarla temas
kurmalarını, görüşmelerini engelleyenler var. Bu ülke demokratik
bir ülke değil mi? Bu ülkede dilediğimiz vilayete gitmek,
dilediğimiz sivil toplum örgütleriyle görüşmek, uygun alanlarda
toplantılar düzenlemek, insanlara derdimizi anlatmak ya da
dertlerini dinlemek gibi bir hakkımız yok mu? Türkiye’de birkaç
sene öncesine kadar ’mahalle baskısı’ diye bir kavram vardı ve
mahalle baskısı yapmakla suçlanan iktidardı. Bugün iktidarın çözüm
sürecine karşı attığı her adıma bir mahalle baskısı oluşturulmaya
gayret ediliyor. Akil İnsanlar mahalle baskısı ile kuşatılmak
isteniyor, hareket edemez hale getirilmek isteniyor, konuşamaz hale
getirilmek isteniyor" ifadelerini kullandı.
"CHP VE MHP’NİN BU SÜRECE DESTEK VERMEMESİNİN NEDENİ İÇ
SİYASETTİR"
"MHP ve CHP bu sürece iyi niyetli destek verseydi bu iki parti
tarafından çok eleştirilen Akil İnsanlar sürecine belki de gerek
duyulmayacaktı" diyen Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
"Çünkü parlamentoda temsil edilen bütün siyasi görüşlerin tabanına
o partiler üzerinden mesaj iletiliyor olacaktı. AK Parti’nin yüzde
50’nin üzerinde oyunun olmasına rağmen tek başımıza su süreci
yönetmemiz toplumsal dinamiklerin nabzının tutulması adına doğru
olmazdı. Toplumun çok farklı katmanlarına mesaj verebilecek
kimselerin birinci kaynaktan yani hükümette bu işi yönetenlerden
bilgi almalarını ve toplumla o bilgiyi paylaşmalarını biz önemli
bulduk. CHP, MHP ya da diğer benzer çevrelerin bu sürece destek
vermemesinin nedeni iç siyasettir. Çünkü bugün Türkiye’de iç
siyasetin tek polemik enstrümanı terörle mücadeledir. Türkiye’de
terörün bittiğini, terör meselesinin çözüme kavuştuğunu, aklımızın
yarısının terörle mücadelede kalmadığını, enerjimizin yarısını
terörle mücadeleye ayırmadığımızı, kaynaklarımızın önemli bir
kısmını terörle mücadele için harcamadığımızı düşünün, Türkiye’yi
tutana aşk olsun. Böyle bir tablonun muhalefetin işine çok
gelmediğini kanaatindeyim. Aksi taktirde bu sürece destek
vermemenin hangi makul gerekçesi olabilir. "
"ÖCAL’IN SERBEST KALMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, programda Abdullah Öcalan’ın serbest
kalacağı iddialarına da cevap verdi. Öcalan’ın serbest kalmasının
mümkün olmadığını belirten Kılıç, Başbakan Erdoğan’ın da bu konuda
çok net konuştuğunu kaydetti. 2012 yılı yazında Samsun’da 6 şehit
cenazesine katıldığını dile getiren Kılıç, "Bu yangını, bu yürek
acısını en iyi anne, babaları, eş ve çocukları ile o şehit
cenazelerine iktidar milletvekilleri olarak katılan ve belli
gruplar tarafından organize biçimde protesto ettirilen iktidar
milletvekilleri bilir. Biz bu acıyı yaşadık. Her defasında
şehitlerimizin analarının elini öptük, babalarının elini öptük,
kucaklaştık, gözyaşlarımızı ortak akıttık. Şehit aileleri her
defasında ’Artık bu işi bitirin. Bizim yüreğimiz yandı, başka
anaların babaların yüreği yanmasın’ dedi. Şehit ailelerindeki
hassasiyet bu. Bu meseleyi başka türlü kaşımaya kimsenin hakkı yok"
şeklinde konuştu.
(İHA)