Bakan Günay bu kez fena yanıldı!
Abone olKültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın başı 'taht belasından' bir türlü kurtulmadı!
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Topkapı Sarayı'nda müze müdürünün evine taşıttırdığı 3. Selim'e ait tahtı "kanepe" olarak nitelendirmişti. Bakanın "kanepe" dediği envanterde taht olarak geçtiği belirlendi.
Radikal'in, Topkapı Sarayı Müzesi Harem bölümünde sergilenen 3. Selim'e ait tahtı Müze Müdürü Yusuf Benli'nin lojmanına taşıttığını ortaya çıkarmasından sonra, Benli görevinden alınmıştı. Ancak skandalla ilgili tartışmalar aylardır bitmedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay en son 27 Ağustos'ta Zaman gazetesine verdiği demeçte, tahtın gerçek olmadığını, daha sonraki yıllarda temin edilmiş bir kanepe olduğunu ileri sürdü. Bunu da yazar Necdet Sakaoğlu'na dayandırdı.
TAHT MI KANEPE Mİ?
RESTERASYON ESERİ BOZMAZ! |
Taht son yüzyıl içinde iki kez restorasyona tabi tutuluyor. Her defasında üzerindeki kumaş eskisinde olduğu gibi 'Hereke' kumaşla değiştiriliyor. En son 1980'lerde sergilendiği yerde, Gülhane'den gelen sansarlar tarafından parçalanan kumaşının ve daha sonra uzmanlar tarafından değiştirildiği biliniyor. BAKAN GÜNAY'I YANILTMIŞLAR! Kumaşı değiştirildiği için orjinalliğini yitirse de tahtın gerçek olduğu ve tarihi eser niteliğini bozmadığı kesin. Uzmanlar da Ayasofya başta olmak üzere, pek çok tarihi binanın restorasyona tabi tutulduğunu ancak bu restorasyonların mimari yapıların eser olmasına engel teşkil etmediğini belirterek Bakan Günay'ın taht/kanepe konusunda yanıltıldığının altını çiziyor. |
Gerçek mi, değil mi yönündeki tartışmalar üzerine şihe Radikal gazetesinin yaptığı araştırmada Bakan Günay'ın yanıldığı ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu'nca Topkapı Sarayı Müzesi'nde 2006'da başlatılan ve 4 yıl süren sayıma dair rapora ve belgelere göre taht gerçek. Raporda Osmanlıca envanter kaydına defalarca atıfta bulunuluyor. 3. Selim tahtının 1924 yılında Topkapı Sarayı'nda yapılan ilk sayımdaki Osmanlıca envanter kayıtları ve eski fotoğrafları tahtın gerçek olduğunu gösteriyor. Taht olarak kayda giren eski eser için daha sonraki yıllarda Türkçeye çevrilirken kanepe olarak nasıl yazıldığı ise tam bir muamma. Eski müzeciler bunun Osmanlıca'dan Türkçeye çevrilirken sehven yapılan bir hata olduğunda birleşiyor.
PİRİ RESİ HARİTASIYLA KAYDA GEÇTİ
Uzun yıllar kapalı kalan Topkapı Sarayı'nda Atatürk'ün emriyle 1924'te sayım işlemlerinin başladığı biliniyor. Meşhur Piri Reis Haritası'nın da bulunduğu işte bu sayımda taht Genel Defter kaydına şu bilgilerle girdi:
Oda Numarası: 98; Eşya Numarası: 11430; Cinsi ve Nev'i: Taht; Adet: 1; Evsafı: Kenarları yıldızlı bir taht. Üzeri sabit yaylı bir minder ile mestur (örtülü) olup, üzerine krem üzerine mavi kırmızı, dal işlemeli Hereke kumaşıyla mefruştur. İşbu tahtta dört yastık ile iki kol yastığı mevzu (konulmuş) olup, aynı kumaştan mamuldür.
Kültür Bakanı Günay'ın kaynak olarak gösterdiği Sakaoğlu'nun 2005 yılında yayımladığı 'Saray-ı Hümayun Topkapı Sarayı' isimli kitabın Harem Mekanları bölümünün 369. sayfasında tek cümle ile şöyle bahsediyor:
''...Büyük kubbenin örttüğü kare planlı orta mekanda şirvanlı bir taht mahalli vardır. Buraya sembolik anlamda bir kanepe konulmuştur."
Türkiye'de fotoğrafçılık sanatının kurucusu olarak tanınan Abdullah biraderlerin tahminen 1 asır önce çektiği fotoğraflarda da taht, Harem bölümünde günümüzdeki haliyle sergileniyor.