Bakan Güler, büyük provokoasyonu açıkladı
Abone olİçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı’nın bir çatışma alanı haline getirilmek istendiğini belirterek, "Önceki gün orada benzin bidonlar...
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı’nın bir çatışma alanı
haline getirilmek istendiğini belirterek, "Önceki gün orada benzin
bidonlarıyla çadırların yakılması, bir kaç gencin veya Allah
korusun daha fazla gencin ölümüne sebebiyet verilerek bir büyük
kargaşa ortamının yaratılmasına dahi çalışıldı" dedi.
İçişleri Bakanı Güler, Gölbaşı Vilayetler Evi’nde gerçekleştirilen,
“Uyuşturucu Bağımlılarını Topluma Kazandırma Eylem Planı
Toplantısı”na katıldı. Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını
cevaplayan Güler, başlangıçta Gezi Parkı’nda çadır kurarak orada
bulunan kesimlerin, Gezi Parkı’nın boşaltılmasını müteakip
eylemlerini yaygınlaştırdıklarını, Türkiye’nin bir çok ilinde
benzer protestoların yapıldığını anlattı. Gezi Parkı’nın kamuya
açık, herkesin yararlanması gereken bir alan olduğunu ancak 1
Haziran’dan bu yana belli insanların çadırlarını kurarak
hayatlarını orada geçirdikleri bir alana döndüğünü ve başkalarının
buradan yararlanmasının engellendiğini ifade eden Güler, "Bunun
hiçbir şekilde sürdürülebilirliği yok. Bunu kendileri de
biliyorlar. Ayrıca Taksim alanındaki, Atatürk anıtındaki işgalin,
buraya açılan 12 ana arterin barikatlarla kapatılmasının o bölgeye
getirdiği sıkıntıları görmek lazım" diye konuştu.
"PROVOKASYONLARLA POLİSİ ORADAKİ İNSANLARA ZARAR VERMİŞ GİBİ
GÖSTERİYORLAR"
Taksim bölgesindeki otellerde olayların ardından doluluk oranının
yüzde 70-80 oranında düştüğünü anlatan Güler, bunun
sürdürülemeyeceğini herkesin bildiğini ifade ederek, "Yapılan
ikazlara rağmen arkadaşlarımız bu konudaki direnişlerini
sürdürdüler ve meydanda önceki gün bir temizleme yapıldı. Şu anda
gerekli görülen önlemler sağlandı. Şunu özellikle ifade ediyoruz.
Hak arayışı, meşru sınırlar içindeki talepler, kanuna uygun
toplantı, gösteri ve basın açıklamaları, hangisi olursa olsun,
kanunu sınırlar içinde kaldığı sürece polisin herhangi bir
müdahalesi yok. Ancak Gezi Parkı’ndaki olayın bu şekilde devam
etmeyeceğini, bunun artık sonlandırılması gerektiğini de ifade
ettik. Ben önceki gün özellikle polisin Taksim alanını temizlemesi
sırasında marjinal grupların, illegal örgütlerin neler yaptığını
bütün kamuoyu gördü. Benim bunu söylememe gerek yok. Orada polise
taşlarla, molotofkokteylleriyle, havai fişeklerle, sis
bombalarıyla, çelik bilyelerle yapılan saldırıyı herkes gördü.
Orada yapılan gösteriler, Gezi Parkı’ndaki arkadaşlarımız dayanak
yapılarak, onların üzerinden bir ideolojik direnişe döndürülmeye
çalışılıyor. Oradaki çocuklarımızın isteklerini kendi ideolojik
istekleriyle birleştirerek, onları da adeta siper yaparak polisle
çatışmaya girmek isteyenler var. Gezi Parkı’nı bir çatışma alanı
haline getirmek istiyorlar. Oradaki provokasyonlarla polisi oradaki
insanlara zarar vermiş gibi gösteriyorlar. Önceki gün orada benzin
bidonlarıyla çadırların yakılması, bir kaç gencin veya Allah
korusun daha fazla gencin ölümüne sebebiyet verilerek bir büyük
kargaşa ortamının yaratılmasına dahi çalışıldı. Bunu biz biliyoruz.
Ama polisle herhangi bir çatışma ortamına girilmeden, sağduyuyla
hareket ederek taleplerini sayın Başbakan’a ilettiklerini de
biliyoruz. Artık bu işin kamuoyunda başka gerginliklere sebep
olmadan sona erdirilmesi lazım. Bu olaylarda kaç kişinin
yaralandığını, kaç kişinin öldüğünü biliyorsunuz. Bunlar bir
demokraside kabul edilebilecek, hukuki zeminde kabul edilebilecek
hareketler değildir. Ülkenin böyle gerginliklerle marka değeri
düşürülüyor, Türkiye ekonomisi zayıflatılmaya çalışılıyor. Bu
amaçların gerisindeki arayışları biz biliyoruz. Vatandaşlarımızın
da bunları görmesini bekliyoruz. İnşallah akıl hakim olacaktır ve
burada gençlerimize bir zarar gelmeden buradaki hayat herkesin
faydalanabileceği bir ortama kavuşacaktır" değerlendirmesinde
bulundu.
"POLİSE YAPILAN ŞİDDETİ DE GÖRSÜNLER"
Güler, orantısız güç kullandığı iddia edilen polislerle ilgili
soruşturmanın akıbetinin sorulması üzerine şöyle konuştu:
"Orantısız güçle ilgili bir takım iddialar var. İstanbul’da,
Ankara’da, İzmir’de ve diğer yerlerde polisin orantısız güç
kullanımına ilişkin incelemeleri mülkiye müfettişlerimiz, polis
müfettişlerimiz beraber yapıyor. Kanunun gereği yapılır. Bu konuda
kimsenin bir endişesi olmasın. İncelemeler başladı. Ancak sadece
polisin orantısız güç kullandığını gösterip vandalizm
görüntülerini, yakıp yıkmayı bunun gerisinde tutmanın bir manası
yok. Bunu görenler, öbür tarafta polise yapılan şiddeti, kamu
düzeninin, genel hayatın etkilenmesini, yakılan, yıkılan yerleri
görsünler, tek açıdan bakmasınlar diye vatandaşlarımızdan rica
ediyorum."
(İHA)