Bakan Gül 3 Ekim'i garanti görüyor
Abone olAvrupa Birliği'nde çatlak seslerin yükselmesini Bakan Abdullah Gül'ü önemsemiyor. Bu konuda rahat olan Gül, müzakerelerin neden başlayacağını da açıkladı.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye
ile AB arasında müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlayacağı
konusunda şüphesinin bulunmadığını söyleyerek, "Türkiye bu konuda
gayet dikkatli ve Avrupalı gibi hareket etti" dedi. Gül ayrıca,
KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın AB'nin Türkiye'ye, Yunanistan
ve Rumların baskısıyla tarih verebileceğini öne sürerek, "Ama
Türkiye'yi tam üye yapmazlar" şeklindeki sözlerine ise,
"Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda konuşmak Denktaş'a düşmez"
diyerek tepki gösterdi. Hafta sonunu Kayseri'de babaevinde geçiren
Bakan Gül, bağevinde düzenlediği basın toplantısında önemli
açıklamalarda bulundu. "3 Ekim'de Türkiye ile AB arasında
müzakerelerin başlayacağı konusunda şüphem yok" diyen Gül, "Çünkü
Türkiye gayet dikkatli hareket etti. Bir Avrupalı gibi hareket
etti. Üstüne düşen sorumlulukları yerine getirdi. 17 Aralık
kararına bakarsanız, o karara imza atan devlet ve hükümet
başkanları, bugün işbaşındadır. Bugün yine Avrupa'yı yöneten
liderlerdir. O kararda Türkiye, yapması gereken tüm kararları
yerine getirmiştir. Bunu en iyi şekilde tespit eden Avrupa
Birliği'nin genişlemeden sorumlu komiseridir. Dikkat ederseniz,
AB'nin genişlemeden sorumlu komiserinin Türkiye ile ilgili üst üste
yaptığı açıklamalarında, Türkiye'nin üzerine düşen her şeyi yerine
getirdiğini, müzakerelere başlanacağından hiç şüphesi olmadığını
söylemektedir; hatta bütün AB ülkelerini dolaşarak bu açıklamaları
yapmaktadır. Dolayısıyla müzakereler başlayacaktır diyorum" dedi.
AB liderlerinin iç politikalarda karşılaştıkları bazı sıkıntılar
veya problemlerden dolayı dünyayı ilgilendiren global ve stratejik
politikaları gölgeleyecek ya da göz ardı edecek davranışlara
girmeyeceklerine inandığını dile getiren Bakan Gül, "Çünkü
Türkiye'nin AB müzakerelerine başlaması biraz farklı olaydır.
Şüphesiz ki, üyelerin hepsi birbirinden kıymetlidir; ama
Türkiye'nin özellikle global açıdan AB'ye, dünya barışına,
Avrupa'nın daha da güçlenmesine, ekonomik, stratejik güvenleri ve
dünya barışı açısından katkıları çok farklıdır. AB liderlerinin
bunu en iyi şekilde bildiklerinden eminim. Çünkü 17 Aralık kararını
bunları göz önünde bulundurarak aldılar. Bu açıdan konjonktürel
problemlerden veya sıkıntılardan dolayı bu büyük stratejik vizyonun
kurban edileceğine ihtimal vermiyorum" diye konuştu. "AMBARGO,
AB'NİN İLKELERİNE AYKIRIDIR" Bakan Gül, Kıbrıs ile ilgili olarak
da, Kıbrıs'ta uzlaşmayanların Rum tarafı olduğunu ifade etti. Gül
konuyla ilgili olarak ise şunları söyledi: "Kıbrıs ile ilgili son
günlerdeki açıklamalar aslında çok tutarlı değildir. Çünkü, Türkiye
ve Kıbrıs Türkleri bu problemin çözümü için dünyayı şevk edecek
şekilde üstlerine düşeni yapmışlardır. Burada şunu söylemek
istiyorum. Başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere, AB ve tüm
dünyanın üstüne mutabakat vardığı planı reddeden Rumlar olmuştur.
Bu vesileyle Rumlar, Avrupalı'nın ruhuna, AB prensip ve ilkelerine
aykırı hareket etmiştir. Burada şu açıklamayı yapmak isterim ve tüm
dünya kamuoyuna şunu duyurmak isterim, AB'nin üyelik dayanışması
muhakkak anlaşılan bir iştir. Rumların bu problemi, AB içine
getirmelerinin faturasını Rumlar ödemelidir. Türkiye ve Kıbrıs
Türkleri üzerlerine düşen görevleri yapmışlardır. Bundan sonra
barış için yapmaya devam edecektir. Ama AB'yi bu problemlere,
sıkıntıyı sokanlar da artık üyeliğini sorgulamaları gerekir. AB,
ilke ve prensiplerine aykırı olan bir uygulamayı üyelerinden biri
yapıyorsa, onun dikkatini çekmeleri gerekir. Buradan şunu söylemek
istiyorum. Ambargo uygulamaları AB'nin ruhuna, ilkelerine
aykırıdır. Bildiğiniz gibi bizlerin bir süredir, tüm dünyaya ilan
ettiğimiz bir şey var. Kıbrıs'taki bütün kısıtlamaları, hep beraber
aynı anda kaldıralım diyoruz. Bununla bütün kesimleri, bütün
ülkelerin birbirine uyguladığı kısıtlamaları aynı anda hep beraber
kaldıralım diyoruz. Bu AB ruhuyla beraber olan bir tekliftir. Bu
ortak meseledir." İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'den çekilmesini de
değerlendiren Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül,
"Bunu biliyorsunuz, çok destekledik. Bunun Yol Haritası'na uygun
bir şekilde yapılması çok önemli. Barışın kalıcı olması için bu
şarttır" dedi. Irak'ta Türkmenler'in siyasi sürece girmeleri
gerektiğini de kaydeden Gül, "Türkmenlerin herkes gibi kendi
vatanına sahip çıkması gerekir. Bundan sonraki mücadele siyasi
mücadeledir. Herkesin bunun farkında olması gerekir" diye konuştu.
KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Türkiye'nin AB üyeliği
konusunda yaptığı açıklamalara da sert cevap veren Bakan Gül,
"Bunları konuşmak ona düşmez, bu bizim kendi politikamızdır"
şeklinde konuştu.