Bakan Ergün, TÜBİTAK adına söz verdi
Abone olSanayi Bakanı Ergün 'Oda TV davasıyla ilgili olarak TÜBİTAK'tan istenenler yanıtlar, 1-1,5 ay içinde mahkemeye iletilmiş olacak'' dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Oda TV davasıyla ilgili olarak TÜBİTAK'tan istenen yanıtların 1-1,5 ay içinde mahkemeye iletilmiş olacağını belirterek, avukat ve mahkeme heyetinin talepleri doğrultusunda konunun genişlemesi nedeniyle yanıtların geciktiğini söyledi.
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen ''torba teklif''in 1. Bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Ergün, Oda TV davasıyla ilgili TÜBİTAK'a gelen ilk talebin kapsamının son derece dar olduğunu, ancak mahkemenin ve sanık avukatlarının yeni talepleriyle kapsamlı hale geldiğini söyledi.
Ergün, konuyla ilgili şunları söyledi:
''Çok spesifik soruların sorulduğu bir konudur. Muhtelif bilirkişi raporlarının TÜBİTAK tarafından net incelemeye tabi tutulması, kapsamın da son derece genişletilmiş olması, davanın sağlıklı yürümesi açısından da önemli. TÜBİTAK'tan sorulan sorulara alelusul cevap verilmesini beklemek de doğru bir yaklaşım değildir. Bizim TÜBİTAK'a talimat vererek, 'Aman bunlara cevap vermeyin, geç cevap verin' ya da talimat vererek 'hadi bir an evvel cevap verin alelusul nasıl olursa olsun' deme hakkımız yok. Kimseyi haksızlığa uğratacak bir cevap TÜBİTAK'tan beklenmesin. Son duruşmada ilave süre talebinde bulunmuştur, muhtemelen de 1-1,5 ay içinde bu cevaplar mahkemeye iletilmiş olacak. Hem avukatların hem de mahkeme heyetinin talepleriyle konunun genişlemesi nedeniyle bugüne kadar bu cevaplar gecikmiştir.''
KESK ile ilgili soruşturmanın içeriğin bilme imkanları olmadığını belirterek, ''Bu kişiler hangi nedenle soruşturulmaktadır, hangi nedenle gözaltına alınmakta ve tutuklanma talebinde bulunulmuştur? Tutuklanır veya tutuklanmaz, bunlar mahkemenin bileceği işlerdir. Hükümet niye insanları susturmaya çalışsın. İsteyen istediğini yazıyor ve konuşuyor. Türkiye'de biz soruşturmanın, yargılamanın çerçevesini bilmediğimiz, bilmemiz de gerekmeyen davayla ilgili ithamı hak etmiyoruz'' diye konuştu.
Ergün, ağırlıklı orta öğretim başarı puanının LYS'de bundan sonra dikkate alınmaması konusunun YÖK tarafından yeni alınmış bir karar olduğunu belirterek, ''Bu yıl öğrenciler sınava girdikleri için ve sınava girerken bu tür düşünceleri de içlerinde taşıdıkları için düzenlemenin bu yıl uygulanması, bundan sonraki yıllarda uygulanmamak üzere bir istisna getiriliyor. Yeni sistem, öğrencilerin doğrudan doğruya bireysel başarılarını ön plana çıkacağı noktaya gitmektedir'' dedi.
Düzenlemeyle Başkent Doğalgaz'a ne getireceği sorusuna karşılık da Ergün, ''Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş'nin şu anda yüzde 80 hissesi özelleştirme programında. Bu hissenin tamamı Ankara Büyükşehir'e ait iken, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış. Geriye kalan yüzde 20 hissenin yüzde 19'u Ankara Büyükşehir ve iştiraklerine ait. Gerek yüzde 80, gerekse yüzde 20 hisse kapsam ve programa alınırken herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Büyükşehir Belediyesi ve EGO'nun Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş'ye olan borçlarına faiz yürütülmekte ve hiçbir borcu da silinmemektedir'' diye konuştu.
''Yasayı kaldırın siz de kurtulun biz de...''
Bölüm üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, 40'a yakın yasada değişiklik içeren yasa teklifinin ''torba'' değil, ''bohça'' adını daha çok hak ettiğini söyledi.
Kamu İhale Kanunu'nda istisnalarda Ş maddesine kadar gelindiğini belirten Ayaydın, ''Alfabenin 29 harften oluştuğunu ve Z'ye kadar olduğunu hatırlatırım. Yasayı kaldırın siz de kurtulun biz de'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na tahsis edilen müşavir kadrosu sayısının 15'ten 40 çıkarılmasının, bürokrasi ve kadrolaşmaya zemin hazırlayacağını savunan ayaydın, 40 bin öğretmen kadrosunun yetersiz olduğunu, bunun yerine sıra bekleyen 110 bin öğretiminin ihtiyaçlarına cevap verilmesi gerektiğini söyledi.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Sayıştay denetimi konusunda getirilen değişikliğin yanlış olduğunu belirterek, ''Sayıştay denetimini niye kaldırıyorsunuz? Çivi mi çaktınız iktidara, bir gün gideceğiniz ve bu yasaların başkalarının eline geçeceğini düşünmüyor musunuz? Galiba Hükümet 10 yılda Sayıştay'ı tümüyle ele geçiremedi'' dedi.
Teklifin TÜBİTAK'ın şirket kurmasına imkan tanıdığını hatırlatan Kaplan, ''Bilim özgürlüğünü yok edersiniz. O zaman TÜBİTAK bilim merkezi değil, film merkezi olur ve bütün saygınlığı biter'' görüşünü savundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın EPDK'nın yetkilerini kendine bağlamak istediğini belirten Kaplan, ''Bakan Güneydoğu için 'elektrikte hırsızlık yapıyorlar' dedi. Hırsızlıksa en büyük hırsızı kendinizde arayın, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden daha büyük hırsız yok. Ayrımcılık yapmak hiçbir Bakana yakışmaz, kendisini özür dilemeye davet ediyorum'' dedi.