Bakan Ergin: Sakıncalı piyade olarak görev yaptım
Abone olAdalet Bakanı Sadullah Ergin, üniversite yıllarında kız öğrencilerin ‘başörtülü okula’ girmeleri için yaptığı açlık grevine destek verdiği i...
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, üniversite yıllarında kız
öğrencilerin ‘başörtülü okula’ girmeleri için yaptığı açlık grevine
destek verdiği için askerde ‘sakıncalı piyade’ olarak görev
yaptığını söyledi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan
Yaşar’ın hazırlayıp sunduğu “Ankara’nın Gündemi” programında İhlas
Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve Kanaltürk Ankara
Temsilcisi Faruk Mercan’ın sorularını cevaplandırdı. Gündeme dair
önemli açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Ergin, başörtülü vekil
tartışmalarına da değindi.
TBMM’nin ülkenin ve milletin yaşadığı problemleri çözme yeri
olduğunu ifade eden Bakan Ergin, toplumun içerisinde türban sorunun
bulunmadığını belirtti. Halkın böyle bir derdinin kalmadığını dile
getiren Ergin, “Toplumun kendi içerisinde çözmüş olduğu bir
problemi problem olarak TBMM’ye taşımaya çalışmak akıl tutulmasında
başka bir şey değil” dedi.
“BU ARTIK VAKA-İ ADİYE BİR OLAYDIR”
Toplumun türban sorunun çözdüğünü dile getiren Ergin, Kılık Kıyafet
yönetmeliğinde geçmişten kalan beşinci maddeyi Bakanlar Kurulu’nun
çıkardığı yeni yönetmeliğin yürürlükten kaldırdığını ve Türkiye’nin
artık böyle bir probleminin kalmadığını vurguladı. Türkiye’nin
olmayan bir problemi varmış gibi TBMM’de takdim etmeye çalışanlara
prim verilmemesi gerektiğinin altını çizen Ergin, “Bu konunun
üzerine fazla gitmek istemiyorum. Halkın çözmüş olduğu bir problemi
problemmiş gibi gündeme taşımak doğru değil. Bu artık vaka-i
adiyeden bir olay. Milletvekillerimiz yeni mevzuat çerçevesinde
Genel Kurul’a arzu ettikleri şekilde gelebileceklerdir” diye
konuştu.
“BU ÜLKENİN BAŞBAKANI KENDİ ÇOCUKLARINI BU ÜLKEDE OKUTAMADI”
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 90 yılın geçtiğinin altını çizen
Ergin, konuşmasına şöyle devam etti:
“90 yıl içerisinde bu toplumda birçok kesim ötekileştirildi, öteki
muamelesine tabi tutuldu. 90 yıldır bu ülkede Kürtler tehdit olarak
algılandı. Aleviler tehdit olarak algılandı. Sosyalistler,
komünistler tehdit olarak algılandı. Milliyetçiler, muhafazakarlar,
kendini dini bütün olarak takdim edenler, İslamcı kesimler toplum
için birer tehdit olarak algılandı ve bunlara karşı konuşlandı
devlet refleksi. Bir devlet düşününki tehdit olarak kendi
vatandaşlarını gruplar halinde potansiyel tehditler olarak
algılıyor ve bütün savunma reflekslerini bunlara yöneltiyor. Böyle
bir devlet olamazdı. Bu vatandaşların o bayrağa, o İstiklal
Marşı’na aidiyet duygusuyla güçlü şekilde bağlanması için
kendilerini o ülkeye ait hissetmeleri lazım. On yıldır her bireyin
kendini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı hissetmesini sağlayacak
adımları atmaya çalışıyoruz. Bu kesimler içerisinde başörtülü
kadınlarımız vardı. Okullarına gidemeyen öğrenciler vardı. Yurt
dışında eğitim yapmak zorunda kalan vatandaşlarımız oldu bu ülkede.
Bu ülkenin Başbakanı kendi çocuklarını bu ülkede okutamadı. Düşüne
biliyor musunuz? Bir memleket düşünün ki Cumhurbaşkanı
gözaltılardan gelmiş, başbakan cezaevinden gelmiş. Adalet Bakanı
‘sakıncalı piyade’ askerlik yapmış. Ötekisi filancalar yapmış.
Parlamentoya baktığınız da 550 milletvekili içerisinde önemli bir
kesimi şu yada bu şekilde devletle problem yaşamış. Böyle bir yapı,
böyle bir devlet olamaz.”
“SAKINCALI PİYADE OLARAK ASKERLİK YAPTIM”
‘Sakıncalı piyade’ olarak askerlik yaptığını anlatan Ergin, “Ben
Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken yine o zamanda bu başörtü
meselesi gündemdeydi. Sınavlarda başörtülü öğrenciler sınava
girdiğinde ‘ya başını açacaksın yada sınava almayacağız’
denildiğinde o zaman kızların bir kısmı başını açmayarak ağlayarak
sınavdan çıkarlardı. 1987 yılında Abdi İpekçi Parkı’nda açlık grevi
yaptı kız çocukları. Başörtüsüyle okullara gire bilmek için eylem
yaptılar. Biz öğrenciyiz o yıllarda o kampanyaya imza verdik.
Grevde gözcülük yaptık. Ama askere gittiğimizde önümüze geldi bütün
bunlar. Bize özel bir menü hazırlamışlar sağolsunlar. Ben Hatay’dan
gelmiş Türkmen çocuğuyum” şeklinde konuştu.
“ASKER VE POLİSE BAŞÖRTÜSÜNÜ KURUMLAR KENDİSİ BELİRLEYECEK”
Hakim, savcılar, emniyet ve askerlerin başörtüsü takıp takmayacağı
yönünde ise Kılık Kıyafet yönetmeliğinin beşince maddesinde
sınırlamaların olduğunu belirten Ergin, Kılık Kıyafet
Yönetmeliğinin beşinci maddesinde bu sınırlamaların kaldırıldığını
ancak bu uygulamayı kurumların kendisinin karar vereceğini dile
getirdi. Her kurum kendi içerisinde bunu ayarlaya bileceğini
vurgulayan Ergin, kurumlar kendi yönetmeliklerini kendileri
yapacağının altını çizdi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ MADDELER 2023 VİZYONUMUZ İÇERİSİNDE VARDI”
Çözüm süreciyle ilgili gelinen son noktayı değerlendiren Adalet
Bakanı Sadullah Ergin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu süreç yokken de AK Parti’nin bir duruşu vardı. 2002’de hükümet
olduğumuzdan bu yana hatta partimiz kurulduktan sonra parti
programımızda kendimizi bağladığımız taahhütlerimiz var. 2012’de
biz büyük bir kongre yaptık. Bu büyük kongrede ve ne çözüm süreci
vardı ne bugünkü bu tartışmalar vardı. 63 maddelik 2023 vizyonumuzu
ortaya koyduk ve bir hedef belirledik. 2023’e kadar biz bu 63
maddeyi yerine getireceğiz dedik. Aradan bir sene geçmesine rağmen
bu 63 madde içerisinde 13 tanesi yerine geldi. 7 tanesi de bu paket
içerisinde yer alıyor. Yani 20 tane taahhüdümüz yerine gelmiş
oluyor. Biz 11 sene sonraya bir hedef koymuşuz bir senede üçte
birini karşılamışız. AK Parti’nin orta ve uzun vadeli hedeflerine
sadık kalarak topluma verdiği sözü yerine getirme iradesi
milletimizden takdir gören bir tavır oldu bugüne kadar. Biz bakınız
Çözüm Süreci yokken de ortaya koyduğumuz hedefler içerisinde
kişilerin kendilerini rahat ifade edebilecekleri bir dilde savunma
yapmaları ön gördük. Demokratik hakların güçlendirilmesini ülkenin
demokratik standartlarının yükseltilmesini ön gören hedefler
belirledik. Bir sene içerisinde 20 tanesini yerine getiriyorsunuz.
Bu önemli bir tutum. Milletin AK Parti’ye güvenmesi ve her seçimde
desteğinin artırarak sürdürmesi AK Parti’nin taahhütlerine sadık
kalmasının, istikametini de halktan aldığı verilere göre
yönlendirmesinden kaynaklı bir neticedir. AK Parti niye başarılı
oluyor. AK Parti her ay anket yaptırtır, belirlediğimiz
politikalarda vatandaşın tasvip etmediği bir husus varsa biz hemen
tabanın talebine göre hareket ederiz. Bugüne kadar AK Parti bu
şekilde tepede kaldı. Milletle beraber yürürseniz inşallah bu
tepedeki yürüyüşünüz devam edecek demektir.”
“ZORLA GÜZELLİK OLMAZ”
Bakan Ergin, “Son 30 yıldır silahlı çatışma dönemini içeren bir
problem var bu ülkede. Osmanlının son dönemlerinden başlamış ve
Cumhuriyet tarihi boyunca sıkıntı olarak önümüzde hep olmuş bir
problem bu. Bakınız Cumhuriyet kurulduktan sonra sadece 1960 yılına
kadar 17 ayrı rapor yazmış bu devlet. Kürt sorunu, doğu sorunu,
terör sorunu diye 17 tane rapor yazmış. Başbakanlar, Genelkurmay
başkanları, bölge valileri bunların yazdığı raporlar var. Bu
raporlarda belirten tedbirler uygulanmış 90 senedir, 90 sene
yazdığınız reçeteler uygulanmış ama hastalık daha da ilerlemiş,
dert daha kronik hale gelmiş ve bugün önümüz de duran bu kadar
zorlu bir hale taşınmış. Şimdi 91. sene bu toplumun önüne çıkarak
şunu söyleme hakkınız var mı? ’90 sene uyguladığımız reçeteyi ve
bir problemi daha da kronik hale getiren bu çözüm önerilerini 91.
Senede uygulayayım’ demeye hakkınız var mı? Bu diye bilirsiniz.
Dediğiniz zaman ne kadar vatansever olabilirsiniz. Ne kadar
milliyetçi olursunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Hastalığı daha da
kökleştiren reçetelerin 91. yılında da uygulanmasını istemek
basiret örneği midir. Onun için Herkesin başına ellerin arasına
alarak düşünmesi lazım. Bu güne kadar çözüm diye önümüzü getiriler,
tedbirler maalesef bu sorunu kronikleştirmekten öteye
götürmemiştir. Bir kere bu ülkede yaşayan her bireyi bu ülkenin
sahibi görmesini sağlayacak ve aidiyet duygusunu güçlendirecek,
birlikte yaşama iradesini inşa edecek bir zemini oluşturmak
zorundayız. Birlikte yaşama iradesini güçlendiremez isek
istediğimiz kadar devlet politikaları uygulayalım, istediğimiz
kadar inzibati tedbirler alalım bu zorla güzellik olmaz. İnsanların
gönlüne zorla sevgiyi yerleştiremezsiniz” dedi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİN NETİCE ALMASI İÇİN HALK DESTEK VERİYOR DUA
EDİYOR”
30 yıl içerisinde çok canların kaybolduğunu kaydeden Ergin,
“Güvenlik güçlerimizden şehit olanlar, bölge insanlarından dağa
çıkıp eline silah alıp terör eylemleri yapan unsurlardan ciddi
kayıplar oluştu. Ama bütün bunlara baktığınızda bütün bunların
tamamı Türkiye’nin geleceği için çalışabilecek potansiyelin
Türkiye’ye güç kaybettirmesi bu ülkenin ve milletin geleceğini
zaafa uğratması sonucunu doğurmuştur. Bir kere şunu baştan
belirtmek lazım. Terör, ölüm, kan akıtma bir hak arama aracı olarak
kabul edilemez. Kesinlikle terörle, şiddetle aramıza kesin bir
çizgi koymak durumundayız. Bu çalışmaların amacı terör eylemlerinin
sona ermesidir. Silahın artık konuşmaması, düşüncelerin ifade
edilmesi için bir alan bulunması ve taleplerin meşru zeminde,
siyaset zemininde ortaya konulması ve bunun ülkenin siyasetinin el
verdiği bir şekilde karşılanmasını öngören bir çalışma yapıyoruz.
Bu çalışmaya müspet bakanlar, olumsuz bakanlar elbette ki olacak.
Herkesin aynı düşünmesi gerekmiyor. Ama gördüğümüz gibi Türkiye’nin
büyük bir çoğunluğu bu sürecin bir netice alması, başarıya ulaşması
için destek veriyor dua ediyor. O açıdan biz yeni canlar
yitirilmesin, yeni canlar düşmesin diye uğraşıyoruz. Bana göre bu
çalışma, bu gayret son derece saygı değer bu ülkeye için, bu millet
için son derece önemli bir çalışmadır. Niyet hayır ve akıbet hayır
diye yola çıktık. Bu süreç içerisinde öngördüğümüz, öngörmediğimiz
gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. Ama ‘bitti bitiyor, gitti gidiyor’
gibi felaket tellallığı yapan unsurlarda çıkıyor” diye konuştu.
“YAPILAN OLUMSUZ ELEŞTİRİLERE RAĞMEN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”
AK Parti olarak verdikleri sözün arkasında olduklarını ifade eden
Ergin, atılan adımların her birinin değerli ve kıymetli adımlar
olduğun vurguladı. Yapılan eleştirilere rağmen yollarına devam
ettiklerini vurgulayan Ergin, tüm olumsuzlara karşın bu umudu
yarına taşıyacaklarını söyledi. Kanı durdurmaya, ateşi söndürmeye
niyetli olanlarla çalışacaklarını dile getiren Ergin, katkı sunmak
isteyenleri davet etti.