Bakan Dinçerden madenci gafı!
Abone olMadendeki patlamayla ilgili Zonguldak'ta bir yerel televizyonda konuşan Bakan Ömer Dinçer gaf yaptı.
Ocaktan çıkartılan 28 cenazenin 20'sinde yanık ve ezilme
olmadığını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer,
"Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da
güzel öldüklerini rahatlıkla söyleyebilirim" dedi.
Geçen perşembe akşamı Zonguldak'ta yerel yayın yapan 67 TV'deki
'Analiz Özel' programına konuk olan Bakan Ömer Dinçer, Türkiye
Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait maden
ocağında 17 Mayıs'ta meydana gelen grizu faciası ve sonrasında
yaşananları değerlendirdi.
"GÜZEL ÖLDÜLER"
"Cesetlere bakıldığında yanma, parçalanma var mıydı?" sorusu üzerine Bakan Dinçer, "İlk 19- 20 cesedimizde bahsettiğiniz türden herhangi bir şey yoktu. Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim" yanıtını verdi.
8'İNDE HAFİF YANIK
Diğer 8 cesette de göçük altında kalmadıkları için ezilmenin söz
konusu olmadığını anlatan Bakan Dinçer, "8 işçimizde hafif
yanıklar vardı. Kimlik tespitinde bazı sorunlar yaşayacağımız kadar
bir sorun vardı. Ama diğerleri gayet iyiydi. Nitekim ilk
çıkardığımız 20 kişinin kimlik tespitinde sorun çıkmadı.
Diğerleriyle ilgili DNA testine başvurmak zorunda kaldık. Bütün
işçilerimizi ailelerine teslim ettik. Hepsi defnedildi. Hepsi huzur
içindeler" dedi.
Bakan Dinçer, ölen 30 madenciden 2'sine henüz ulaşamadıklarını
söylerken, "Göçük altında olduklarını tahmin ediyoruz. Onlara da
ulaşabilmek için çaba harcıyoruz" diye konuştu.
GAZ MASKESİ VE ISLAK MENDİL
Grizu faciası sırasında gaz maskesi bulunup bulunmadığı sorulunca
da Bakan Ömer Dinçer, "Orada maskeler bulundu. Ama o sırada
işçilerimizin üzerinde değildi. Tahminimize göre patlamanın
etkisiyle savrulmuştu, birçok şey bildiğiniz gibi. Bildiğim
kadarıyla maske vardı diye tahmin ediyoruz" dedi.
Ölen madencilerin ağızlarını ıslak mendille kapatıkları
hatırlatılınca da Bakan Dinçer, "Evet bu bilgi doğru. O esnada
arkadalarımız maskelerini kullanmıyordu. Çünkü gaz değerleri
normalleşmeye başlamıştı. Ama o maskelerin olmadığı anlamına
gelmiyor" diye konuştu.
Patlamanın acemi işçilerden dolayı yaşanmadığını vurgulayan Bakan
Dinçer, "Ölenlerin içinde TTK'dan emekli 5 kişi var. Yine
bunların dışında 5-6 yıldır çalışanlar var. En az çalışanların 261,
712, 836 ve 908 günlük ödenmiş primleri var" dedi.
KAZANIN NEDENİ TESPİT EDİLEMEDİ
Kazanın neden kaynaklandığının tespitinin henüz yapılmadığını ifade
eden Bakan Dinçer, yerin 540 metre altındaki 2 işçiye ulaşmak için
göçük açma çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Patlamanın hemen öncesinde saat 13.03'te ocakta metan gazı tespit
edildiğini vurgulayan Bakan Dinçer, "Saat 13.24'te gaz
normal değere düşmeye başlıyor. Fakat 13.28'de patlama meydana
gelmiş. Gaz ölçümlerinin hepsi bilgisayar kayıtlarında var.
Patlamadan sonra da gaz değerleri yüksekti" diye
konuştu.
Türkiye'de iş kazalarıyla ilgili ulusal bir sorun bulunduğunu
kaydeden Dinçer, "Önce teşhisi doğru koymak lazım. Özellikle
muhalefet edenler sorunu genelliyor. Şunu söylerseniz insanları
yanlış bilgilendirirsiniz; 'Burayı taşerona verdiniz, kaza
oldu.' Bu kesinlikle yanlış bir tespittir. Türkiye'de sendikalar,
özel sektörde örgütlenemedikleri için taşeronluk sistemine karşı
çıkıyor. 5 yılı aşkın süredir galeri açma işini taşeron
yapmaktaydı. Kuyu açma işi bile taşerona verilmişti"
dedi.
ÖZEL SEKTÖRDE DAHA AZ KAZA OLUYOR
Özel sektörde meydana gelen kazaların kamudan daha düşük olduğu
görüşünü savunan Bakan Dinçer, önlem alınması konusunda sadece
bakanlığın sorumlu olmadığını da söyledi.
Bakan Dinçer, "Sadece bakanlığımız sorumlu olamaz. Meslek
odaları ne iş yapıyor. Sendika, sadece işverenlerle ücret pazarlığı
yapmamalı. Kamu da bu iş üzerinden siyaset yapmamalı. Konuyla
ilgili bütün aktörler sorumluluk almalı. Ben koordinasyon konusunda
üzerime düşeni yapmaya hazırım" diye konuştu.
İş güvenliği uzmanlarını yeterince yetiştiremediklerini de belirten
Bakan Dinçer, "Ben bakan olduktan sonra iş güvenli uzmanı
yetiştirmek için yönetmelik çıkardım. Üniversitelerde iş
güvenliğiyle ilgili eğitim verilmesi için. Bize Türk Tabipler
Birliği karşı çıktı. Mahkemeye verdiler, karşımıza yargı çıktı,
'yapamazsınız' dediler. Gerekçe ise statükoyu korumakla alakalı.
Aslında bu tavır ideolojiktir" dedi.