Bakan Coşkun'dan müthiş iddia
Abone olGündeme bomba gibi düşen bu açıklama, Sanayi Bakanı Ali Coşkun'a ait.. Peki kim bu baskı yapan kesim?
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, ''Son aylarda özellikle kur konusunda bazı kesimler, bazı güç odakları, yurtiçinden yurtdışından hükümete o kadar baskı yapmaktadır ki adeta bizi bir devalüasyona, bir müdahaleye sevk etmek için her türlü oyunu oynamaktadırlar'' dedi. Ali Coşkun, kararlı olduklarını, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı çerçevesinde kurlara müdahale etmeyeceklerini, çünkü Türkiye'de devalüasyonu gerektiren hiçbir şartın bulunmadığını söyledi. TOBB Ticaret Borsları Konseyi 9. Toplantısı'nda konuşan Ail Coşkun, toplantıda gündeme gelen konuları, ekonomik sorunları değerlendirme kurulunda ilk gündemde ele alacaklarını bildirdi. Dün Cumhurbaşkanı'nın ikinci kez ''2B'' diye bilinen orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışıyla ilgili konuyu tekrar iade ettiğini hatırlatan Coşkun, ''Tabii ki demokrasilerde bu olacak. Ama fevkalade ülkemizin ekonomik meselelerinin çözümünde önemli yeri olan bu yasadaki direnci hem muhalefet partisinden hem de Sayın Cumhurbaşkanımızın tutumundan görüyorsunuz. Buna rağmen Hükümetimiz yılmıyor. Hükümetimiz doğru bildiğini yapacak'' dedi. Türkiye'nin sadece ekonomik bakımdan değil, demokrasi bakımından da en büyük imtihanını verdiğini söyleyen Coşkun, AB uyum yasalarını çıkardıklarını, Ekim ayında kamunun yeniden yapılandırılması, Cumhurbaşkanı'ndan muhtara kadar yerinden yönetim reformunun geleceğini ve herşeyin Ankara'dan yönetildiği bir Türkiye yapısını değiştirmek istediklerini anlattı. Ali Coşkun, bunun aynı zamanda devletteki israfı da önleyecek büyük bir atılım olduğunu söyledi. DEVALÜASYON BASKISI... Ali Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ama son aylarda özellikle kur konusunda bazı kesimler, bazı güç odakların yurt içinden yurt dışından Hükümete o kadar baskı yapmaktadır ki adete bizi bir develüasyona, bir müdahaleye sevk etmek için her türlü oyunu oynamaktadırlar. Ama biz kararlıyız ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığı çerçevesinde kurlara müdahale etmeyeceğiz. Çünkü Türkiye'de develüasyonu gerektiren hiçbir şart yok. Ekonomi kendi içinde dinamiklerini oluşturacak ve kendi dengelerine kavuşacaktır. Bir-iki ay içinde kur gerçek yerine oturacaktır ve Hükümetin müdahalesiyle doğan suni krizler olmayacaktır. Bütün krizler böyle çıkmıştır. Biraz sabır biraz da metanete ihtiyacımız var.'' Yatırım, üretim, ihracat seferberliğinin başladığını, Türkiye'nin bilinmeyen bir sorunu olmadığını ifade eden Coşkun, vergilerin ödenebilir bir seviyeye ineceğini, adetlerinin azalacağını, terazinin kefesine yeni kaynakları koydukça bütün sorunları çözeceklerini anlattı. ''Tarımı mutlak surette bizim ülkemizde çok ciddi boyutta ele alıp geliştirmek mecburiyetindeyiz'' diyen Coşkun, tarımda sanayileşeceklerini kaydetti. Birliklerin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olarak da Coşkun, şöyle konuştu: ''Hazine şu anda fevkalade kritik noktalarda birliklere destek vermiyorsa, eli kolu bağlı. Çünkü birliklerin başta Fiskobirlik olmak üzere Hazine'ye borçları var. Bunları yeniden yapılandırır ekonomiye yük olmaktan çıkarırsak o zaman tarıma doğrudan ve dolaylı destek verme imkanımız artacaktır. Bütün bu kararları verirken Hükümet çok bağımsız değildir. IMF ve Dünya Bankası ile yaptığımız, AB uyumu için birçok karar ve görüşme de hükümetin daha serbest karar vermesine engel teşkil etmektedir.'' Devletin ekonomiden hızla elini çektiğini ifade eden Ali Coşkun, bundan denetimi yapmayacak, yönlendirmeyecek anlamının çıkmamasının istedi. ''DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİNİN ÜRÜNE DESTEK ŞEKLİNE DÖNÜŞECEK''- Ali Coşkun, tarıma doğrudan gelir desteğinin önümüzdeki dönemde ürüne destek vermek şekline dönüşeceğini söyledi. Hayat pahalılığı ve enflasyonu bazılarının karıştırdığını kaydeden Coşkun, işsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda Türkiye'nin pamuğu, mısırı, ayçiçeğini ithal ettiğini, bu zinciri kırmak gerektiğini anlattı. Ali Coşkun, küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ) yasası, ürün borsaları ve 5590 sayılı yasayı Ekim ayında yürürlüğe sokacaklarını bildirdi. Bakan Ali Coşkun, fındık konusuna ilişkin olarak da şunları söyledi: ''Artık devletin ekonomiden elini çekmesi lazım. Tarımı bu duruma getiren tek sebep tarımın politikaya alet edilmesidir. Biz Hükümet olarak bütün zorluklara, tekpilere rağmen artık bu oyundan Türkiye'yi kurtarmak istiyoruz. Bu sene fındık rekoltesi düşük ve devletin ekstra bir alım yapma mükellefiyeti kendiliğinden kalkıyor. Eğer bu dönemde biz fındıkta tarafsız kalamazsak, bunu başaramayız. Fındıktan elimizi çekiyoruz. Fiskobirlik alımları başlatacak. 2 milyon lira civarında düşünüyorlar. Piyasa dengelerini koruyacaktır ve ihracattaki ağırlığı dolayısıyla da üzüleceğimiz bir fındık piyasasıyla karşı karşıya kalmayacağız.''