Bakan Çiçek'ten hortumcu isyanı
Abone olCemil Çiçek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Adalet Bakanlığı'na bağlı kurumların 2004 yılı bütçelerini sunarken, VİP salonundaki hortumcuyu anlattı.
Adalet Bakanı Celim Çiçek, yolsuzlukla mücadele yargının çok
önemli bir sınavla karşı karşıya kaldığını belirterek, ''hiçbir
hukuk devletinde, hiçbir demokratik hukuk düzeninde milleti soyma
hakkı diye bir hak yok'' dedi. Çiçek, TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve
Danıştay'ın 2004 yılı bütçelerini sunarken, yolsuzluk konusuna da
değindi. Türkiye'nin son bir kaç yıldır, büyük boyutlarda yolsuzluk
yaşandığını anlatan Çiçek, bu durumun ister istemez toplumun
dikkatini yargının üzerine çektiğini söyledi. VIP SALONUNDAKİ
HORTUMCU Çiçek, bu sabah yurtdışından gelirken VIP salonunda
bankasına el konulmuş birisini gördüğünü bildiren Çiçek, şöyle
konuştu: ''Nasıl oluyor diye benim de garibime gitti. Adamın
giyiminde kuşamında bankası batmadan önceki durumla sonrası
arasında hiçbir fark yok. Sizi temin ederim ayağındaki ayakkabının
fiyatına bir ay evrak memuru çalıştırıyorum. Kullandığı parfüm
kokusuna baktığınızda, adam neredeyse parfümeri dükkanı gibi... Her
yerinden ayrı bir koku geliyor. Daha iyi bir duruma gelmiş ve VIP
salonunda oturuyor. Bakınız İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı o salona
giremez. Ama şu anda bu adamın batırdığı paranın bedelini hepimiz
ödüyoruz. Adam keyfinde... Yaşayışında en ufak bir değişiklik yok.
VIP salonundan hizmet alabiliyor. Oradaki insanlar, yakasına
yapışacağı bu kişiye hizmet veriyor çok önemli şahıs diye. Nasıl
olur diye baktım. Kapıda o salondan istifade edecekler sıralanırken
(devletten madalya alanlar) deniliyor. Bu mantıkla baktığımızda
devletten madalya almak kadar kolay bir şey yok. Gider 50 trilyon
lira çalarsınız 1 trilyonu ile okul yaptırırsınız, biz de o kişiye
büyük törenle (iyi ki çaldın da 1 trilyonu ile okul yaptın) diye
madalya veririz. Ömrübillah o salondan hizmet almaya devam eder...
Bunların yakasına yapışılamadığı sürece Türkiye bu nevi
gariplikleri yaşamaya devam eder.'' Bir ülkede yolsuzlukla
mücadeleyi edecek devlet erkinin yargı olduğunu ifade eden Çiçek,
yaşanan büyük boyuttaki yolsuzluk olayları karşısında yargının ne
yaptığını, ne yapacağını vatandaşın bilmek istediğini kaydetti. AB
süreci ile ilgili çıkarılan yasaların uygulamasını büyük oranda
yargının yaptığını bu özelliği de yargının dikkatleri üzerine
toplandığını anlatan Çiçek, Türkiye'de yargının gündeme gelmesi ve
tartışılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Yolsuzlukla mücadele yargının çok önemli bir sınavla karşı karşıya
kaldığını kaydeden Çiçek, şunları söyledi: ''Biz de yargının bu
süreçten başarıyla çıkması noktasında elimizden ne gelirse yargıya
destek vereceğiz. Destek vermek bizim görevimizdir, bu mücadeleden
başarılı çıkmak onların görevdir. Yolsuzlukla mücadele evvela
devletin itibarı açısından önem arz ediyor. Yargıya güven açısından
önem arz ediyor. Yargıya güven devlete güvendir. Eğer Türk yargısı
yolsuzluk mücadele ve AB sürecindeki uygulamayı başarıyla sona
erdirirse devlete olan güven büyük ölçüde artacaktır. Biz Adalet
Bakanlığı olarak, yargının işini kolaylaştırmak için geçtiğimiz
günlerde Meclis'e Bankalar Kanunu ile ilgili bir yasa tasarısı sevk
ettik. Vatandaşın cebinden çıkmış olan paranın tahsiline imkan
sağlayalım diye... Bu yetkiler yargıya verilmezse o zaman bu
boşluktan istifa edenler oluyor ama bu işin faturası da sonuçta
yargıya çıkıyor. (Yargı serbest bırakıyor, yargı böyle karar verdi)
deniliyor. Vur abalıya... Önüne gelen yargıya vurmuş oluyor. İş
noktaya gelinceye kadar devletin diğer kurumlarının da yapması
gerekenler var, onların hiçbirisi vatandaş için anlam ifade
etmiyor. Çünkü vatandaş değerlendirmesini sonuçtan yapıyor.
Vatandaşın değerlendirmesine göre, (simit çalanlar içerde ama
hortumcular dışarıda) bunun izahını yapmakta vatandaş zorlanıyor.''
Bu tür yaklaşımlarla vatandaşın devlete ve yargıya olan güvenin
sarsıldığını ve ''yapanın yanı kar kalıyor'' anlayışının egemen
olduğunu ifade eden Çiçek, devleti güçlü ve yargıyı itibarlı
kılmaya çalıştıklarını anlattı. ''SOYMA HAKKI'' Çiçek, Türkiye'de
yolsuzluklarla ilgili topyekün mücadeleyi başlatmak için yasal
düzenlemeleri yapmaya gayret ettiklerini belirterek, ''Hiçbir hukuk
devletinde, hiçbir demokratik hukuk düzeninde milleti soyma hakkı
diye bir hak yoktur. Bu hakkın kullanılmasıyla ilgili sağlanmış
hiçbir özgürlük de olamaz'' diye konuştu. Millet soyulurken,
yargının ve devletin acz içinde olduğu gibi bir düşüncenin bir
devlete yapılacak en büyük kötülük olduğunu kaydeden Çiçek,
herkesin yolsuzluk mücadele destek vermesini istedi. AB SÜRECİ
Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sürece de değinen Çiçek, uyum
yasalarının büyük bir bölümünün çıkarıldığını hatırlatarak,
''Yürütme ve yasama üzerine düşeni yaptı. Şimdi görev yapma sırası
yargıda'' dedi. Çiçek, konuşmasında çıkarılacak yeni yasalar ve
Anayasa değişikliğine de yer vererek, hukuk fakültelerinde yapılan
eğitimi eleştirdi. Devlete, millete hizmet için iyi bir eğitim
verilerek yetiştirilenlerin yolsuzluk yapanlara hizmet verdiğini
kaydeden Çiçek, bunun için yargıda uzmanlaşmaya gittiklerini
söyledi.