BAKAN ÇELİK: SENDİKA BULAMIYORUZ
Abone olÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeron çalışma sistemine karşın işçilerin haklarını savunacak bir sendika bulamadığından yak...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeron çalışma
sistemine karşın işçilerin haklarını savunacak bir sendika
bulamadığından yakındı.
Bu yıl 27’ncisi düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası
etkinlikleri İzmir’de başladı. Swiss Otel’de düzenlenen etkinliğe
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TİSK Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Tandoğan Tokgöz, Türk İş Eğitim Sekreteri Ramazan
Ağır, İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç, İş Sağlığı ve Güvenliği
Genel Müdürü Kasım Özer, Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye
Direktörü Ümit Deniz Efendioğlu ve AK Parti Milletvekili Rıfat Sait
katıldı.
Toplantıda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,
2002 yılında çalışma hayatında meslek hastalıkları ve iş kazaları
yüzünden 100 bin işçiden 17 kişinin yaşamını yitirdiğini şimdilerde
bu rakamın 9 olduğunu söyledi. Hükümetin 10 yıllık uygulamaları
sonrasında iş kazalarında kaybedilen kişi sayısında yarı yarıya
düşüş yaşandığını ifade eden Çelik; şöyle konuştu: “Bu tablo hoş
bir tablo olsaydı İzmir’de buluşmazdık. 9 rakamı, 100 bin işçiden
yüksek bir rakam. Biz yönümüzü Avrupa’ya batıya dönmüş bir ülkeyiz.
Gelişmiş 15 Avrupa ülkesinde 100 bin işçiden ölümler 1-2 arasında,
27 ülkede 3-4 iken bizde bunun 8-9 aralığında olması kabul
edilebilir değil.”
6331 SAYILI KANUN DÖRT DÖRTLÜK DEĞİL
Çelik, iş kazalarında ve meslek hastalıklarında hayatlarını
kaybeden kişilerin yuvalarına düşen ateşin kolay olmadığını
hatırlattı. Olumsuz şartlarda herkesin söz konusu tablo ile karşı
karşıya kalabileceğini belirten Çelik; sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şartlar olumsuz gelişirse bu tehlikeler hepimizi bekliyor. Ama iş
kazalarının yüzde 98’i önlenebilir. Kural hakim olursa önlenebilir,
kuralsızlık olursa önlenemez. Kurallara uyum sorunu var. Geç
kaldığımız bir düzenlemedir bu kanun. İkinci mevzuat dönemleri
başlıyor. İkinci mevzuatı iki ay içinde yürürlüğe koyacağız. 187
sayılı sözleşmeyi de meclisten geçireceğiz bu dönem. Biz üçlü sac
ayağıyız. Çalışanlarda işçi -memur yok. Bütün çalışma hayatında
çalışanlar kavramını anayasaya devredersek bu sorunu kökten
çözeriz. Ama hâla bu konuda yeterli mutabakat sağlanamamıştır.
İşveren de işçi de bu konuda sorun yapmamalı."
İşverenin ‘önce insan’ diye yola çıkması gerektiğini anlatan
Çelik, şunları söyledi: "İşçi, işveren ve kamu büyük bir dayanışma
içinde bu olumsuz tabloları ortadan kaldırabilir. Bunun gelişmesi
için çok yoğun bir şekilde birlik içinde sürdürüyoruz. Çalışma
hayatı dinamik bir hayat. Bilim öncülük yapmak durumunda, bilim
kafesinden çıkmalı. Üretim araçları değişiyor çalışma hayatında.
Her alanda değişen sürece karşı bakanlığımızın kapıları
üniversitelere açık. Bakanlık koşa koşa bilimin kapısına gider.
Sorunlarımızı bilimin önceliğinde bilimsel verilerle çözmeliyiz.
Yasa önemli şeyler getiriyor. Ama yasa işçi için mi? iş verene için
mi? Bu yasa insan için, kesimleri ayırmayı doğru bulmuyorum. Yasa
dört dörtlük bir yasa mı? Mümkün değil böyle bir yasayı dört
dörtlük içinde oluşturalım. İyi ki ikinci mevzuata çok fazla atıfta
bulunuldu. Bu yasayı çıkarırken, kibarca burada konuşanlar bize kök
söktürdüler. 6 saat konuşuyoruz öyle bir yerde kalıyoruz. Tekrar
bir 6 saat oturup konuşuyoruz. Diyaloğa önem veriyoruz. Sendika
yasasının kaldırmamız bunun bir örneğidir. Kamu kurumlarına toplu
sözleşme getirdik. Masada ücret belirleniyor. Kıran kırana gidiyor.
Bu dönemde Ağustos ayında ter basıyor sırtımızı yine başlayacak
mücadaleler.”
SENDİKA BULAMIYORUM
Bakan Çelik, SGK alanında işveren üzerindeki yükleri hafifleten bir
politika izlediklerini aktardı. Taşeron işçiler için kalıcı çözüm
için sendikalara seslenen Çelik, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Taşeron işçileri, İzmir’de söylüyorum. Gelin bu sorunu çözelim. Bu
sorunun en önemli noktası tazminat. 12 ay çalışmazsa tazminat
alamıyor. ‘Fon sistemine geçelim’ diyorum cevap alamıyorsunuz.
Kamudaki 380 bin işçinin mevcut konumlarını devam ettirelim ve
haksız uygulamalara son verelim diyoruz. Ama yüzde 140 işçinin
tazminat aldığı yüzde 90 tazminat hakkı alamayan işçinin hakkını
savunacak, emeğin hakkını savunacak sendika arıyorum. Böyle
dediğimiz zaman ‘bakanım ağır geldi’ diyorlar. Sorunları torunlara
bırakmayalım. Bu anlayış Türkiye’ye büyük bir fatura ödetti. Çözmek
‘biz’ merkezli olacak. Tarafları davet ediyorum bir kez daha. İş
Sağlığı Güvenliği Haftası sebebiyle yine bir çağrıda
bulunuyorum.”
KAYIT DIŞININ MALİYETİ 700 MİLYON
Sigortasız kaçak işçi sayısının arttığına yönelik haberlere açıklık
getiren Bakan Çelik, şöyle konuştu: “Sigortasız kaçak işçi sayısı
arttı: Hayır, 12 bin sigortalı işçi sayısı 18 bin 500 kişi olarak
kayıtlı çalışıyor. Yüzde 52 oranında kayıt dışı oranı yüzde 36-37
oranına geldik. Bir puan kayıt dışının maliyeti 700 milyon TL.
Meslek hastalıklarının olmadığı iş kazalarının yaşanmadığı bir
Türkiye için farkındalığın ve bilincin oluşması için el birliği ile
bu mutlu tabloyu hep birlikte gerçekleştireceğimizi söylemek
istiyorum."
Bakan Çelik ayrıca, Türkiye’nin terör sorununa karşı izlediği
politikalarda önemli aşamaları kaydettiğini dile getirerek şunları
söyledi: “Terörün çok farklı yanları var. Belasından kurtulmak için
ülke olarak önemli bir aşamaya geldik. İnşallah bu süreç sağlıklı
şekilde tamamlanır. Ve yanan yürekler bir daha yanmaz. Bu
topraklarda yeşermemesi gerekenler bir daha yeşermez”
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer de "Türkiye’de iş
sağlığı alanında yapılanları geçen 25 yıl içinde gözle görünür
şekilde fark etmekteyiz. İş sağlığı güvenliği konusunda yabancı
ülkelerden gelen uzmanlar kazalar ve tedbirler konusunda bizleri
aydınlatacaktır. İş sağlığı ve güvenliği yükselen bir değerdir.
Türkiye bu alanda parlayan bir yıldız gibi etrafına ışık
saçmaktadır” dedi.
DİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tandoğan Tokgöz de bir yıl önce
yürürlüğe giren mevcut kanunun yenilikleri getirmediğini belirterek
şunları söyledi: “Teknik alt yapı yetersizliği gibi iş yeri hemşire
sayısının da nasıl artırılacağı konusundaki düzenlemeler kanunda
yer almaktadır” Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye Direktörü Ümit
Deniz Efendioğlu da, meslek hastalıklarını salgın olarak
tanımlayarak, yüzde 86 ölümlerin meslek hastalıkları yüzünden
hayatlarını kaybettiğini söyledi. Türkiye’de 2011 yılında SGK
istatistiklerine göre ölümlü iş kazalarının bin 700 oranında
olduğunu, meslek hastalıklarında ise bu rakamın 10 olduğunu
açıkladı.
(İHA)