Bakan Çelik ÖSS'yi eleştirdi
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ÖSS'de geçen yıl binlerce öğrencinin neden sıfır aldığını saptamak için ortaöğretim sisteminin masaya yatırıldığını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ÖSS'de geçen yıl binlerce
öğrencinin neden sıfır aldığını saptamak için ortaöğretim
sisteminin masaya yatırıldığını belirterek, ''ÖSS sistemi, bizim
lise gerçekliğimizin çok çok uzağındadır, yıldızlar kadar bizden
uzaktır'' dedi. Çelik, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'nca MEB Şura
Salonu'nda düzenlenen ''Orta Öğretimde Yeniden Yapılanma Sempozyumu
ve Orta Öğretimde Okul Çeşitliliği Paneli''ne katıldı. Açılışta
konuşan Çelik, orta öğretim sistemindeki aksaklıkların masaya
yatırılacağı sempozyum ve panelde, öğretim üyeleri ve öğretmenler
tarafından 99 bildiri, 20 poster sunumu yapılacağını, geleceği daha
iyi kurabilmek için neler yapılacağının tartışılacağını söyledi.
Türkiye'nin büyük bir silkinme projesi yaşadığını ve çağdaşlaşma
yolunda büyük bir gayret içinde olduğunu dile getiren Çelik,
Türkiye'nin AB'ye giden yolda büyük virajlardan birini geçtiğini
kaydetti. AB ile müzakere sürecinin başlayacağını, ancak bundan
önce Türkiye'nin bir tarama döneminden geçmesi gerektiğini anlatan
Çelik, öncelikli olarak bilim, araştırma faaliyetleri ve eğitimin
ne durumda olduğuna bakılması gerektiğini kaydetti. Çelik,
''Birilerinin, ille de bize 'bunu yapın, şunu da yapmak
durumundasınız' şeklindeki uyarılarına muhatap olmadan kendimiz
kendimize ait meseleleri masaya yatırıp, çözüm bulmak zorundayız''
diye konuştu. Düzenlenen sempozyum ve paneli ''mini bir şura''
olarak nitelediklerini kaydeden Çelik, ortaöğretimi daha iyi
işleyen bir sistem haline getirmeyi amaçladıklarını anlattı.
Özellikle geçen yıl ÖSS'den sonra sıfır alan binlerce öğrencinin
neden sıfır aldığını saptamak için böyle bir toplantı
düzenlendiğini belirten Çelik, sıfır alan öğrenci sayısında
dramatik bir artış varmış gibi gösterildiğini anlattı. Eğitimde
yaşanan sorunların suçunun her zaman başkasına atıldığını anlatan
Çelik, ''Öyle veya böyle bu bizim eksikliğimiz. Bu sorunları önce
tespit etmek, sonra tedaviyi yapmak zorundayız'' diye konuştu.
ÖĞRETMENLERİN NİTELİĞİ Çelik, iki gün sürecek sempozyum ve panelde,
orta öğretimde okul çeşitliliği, liselere giriş sınavları, ölçme ve
değerlendirmenin niteliği üzerinde durulacağını belirterek, bunun
yanı sıra öğretmenlerin niteliği konusunun da tartışılacağını
bildirdi. Öğretmen yetiştirme konusunda ciddi problemler
bulunduğunu söyleyen Çelik, şöyle devam etti: ''Bu insanları biz
çalıştırdığımıza göre, bizim gerçek, esas ihtiyacımız nedir, biz
nasıl bir öğretmen niteliği istiyoruz meselesini üniversitelerimiz
ve YÖK ile konuşmak istiyoruz ama bu konuda ciddi problemler
olduğunu da ifade etmek istiyoruz. İçine kapanmış bir yükseköğretim
sistemi Türkiye'de bu dertlerimize deva olamaz.'' AVRUPA'NIN
KORKUSU Avrupa ülkelerinde mesleki ve teknik eğitime büyük önem
verildiğini, bu ülkelerde vasıflı eleman istendiğini anlatan Çelik,
şunları kaydetti: ''Avrupa'nın bizden en büyük çekincesi,
Türkiye'nin AB'ye girmesinden sonraki en büyük korkusu; 'acaba
45-50 milyon genç nüfus Avrupa'ya akın eder mi?' korkusu. Aslında
bu gençlik eğer çok iyi yetişmiş olursa, Avrupa vatandaşı olma
özelliğine sahip kişiler olursa AB bu tür insanların kendi ülkesine
geçmesine karşı değil. Onların esas korkusu vasıfsız, 'ben her şeyi
yaparım' diyen kitlelerdir.'' Bu nedenle mesleki ve teknik eğitim
meselesinin de masaya yatırılacağını kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
''ÖSS sistemi, bizim lise gerçekliğimizin çok çok uzağındadır,
yıldızlar kadar bizden uzaktır. Milli Eğitim Bakanlığı olarak
ÖSS'nin nasıl olması gerektiği, nasıl olmaması gerektiği konusunda
en ufak şekilde bizim müdahalemiz yoktur. Böyle bir şey olamaz ve
liselerimiz adeta iflasın eşiğine sürüklenmiştir. Bunu sürdürmek,
bunda ısrarcı olmak ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden
birisidir. Burada amacımız, şu kurumu veya bu kurumu, şu kişiyi
veya bu kişiyi sorgulamak değildir. Ortada bir hastalık vardır, bu
hastalığı teşhis edip, tedavisini birlikte yapacağız. Bu, Türkiye
için, Türk insanı için ve AB perspektifimiz için bir
gerekliliktir.''