Bakan Arınç CHP'yi samimi bulmadı
Abone olCHP'nin paketten 3 maddenin çıkarılmasıyla ilgili teklifine Bakan Arınç'tan tepki geldi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''Anayasa değişikliği paketinden üç
maddenin çıkarılmasına'' yönelik önerisine ilişkin ''Samimiyet
noktasında ben bu girişimin, iyi niyetli bir girişim olmadığını
düşünüyorum'' dedi.
Arınç, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı (AKPM) ve AK
Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nu TBMM'nin ek
binasındaki makamında ziyaret etti.
Görüşme öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, bir
gazetecinin, ''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa değişikliği
paketindeki üç madde dışında yardımcı olacaklarını belirtti. Bu
konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, Baykal'ın konuşmasını
dikkatle izlediğini belirtti.
''Vatandaşlarımızın kafalarının karıştırıldığını
düşünüyorum'' diyen Arınç, şunları kaydetti:
''Bir defa 30 maddelik bir anayasa değişikliği paketimiz var,
görüşülmesine de devam ediliyor. Sayın Baykal, bu işin başından bu
yana anayasa değişikliğinin fevkalade çirkin, yakışıksız, kötü bir
iş olduğunu söyledi, maddeleri birbirinden ayırmadı. 'Rejim
yıkılacak' dedi, 'Cumhuriyet'in adı
değişecek' dedi, aklına gelen herşeyi söyledi. Şimdi
Komisyon'da görüşülmeye başlayınca tamamen bir manevra yaptı ve
taktik değiştirdi. 27'sini çok güzel yaptı, çok iyi, çok
şirin hale getirdi, üç tanesine de 'bu referanduma gitsin'
dedi.
Ben İzmir'de bir basın toplantısında üç dört tane soru sormuştum,
bunlardan bir tanesi de şuydu; 'Sayın Baykal siz bu paketin
tamamını çok yanlış buluyordunuz. Rejimi, laikliği,
Cumhuriyeti değiştirecek bir eylem gibi görüyordunuz. Ne oldu da
27'si çok güzel hale geldi? Üçü hakkında kanaatiniz değişti.
O zaman mı doğru söylediniz, şimdi mi doğru söylediniz? O
zaman yanlıştı, şimdi mi doğru oldu?' Bunu açık
yüreklilikle söylemesi gerekir.
Bir de kendisi 'biz 27 maddeye Meclis'te destek verelim, bizim
oylarımızla nasip olsun ama üç tanesi halka gitsin' diyor. Bunu
şöyle anlayabilir miyiz? Yani 'halk referandumda kabul ederse
başımızın üstünde yeri var ve biz referanduma gitme noktasına kadar
hiç bir şekilde engelleyici olmayacağız'. Yani engelleyici olmaktan
şu anlaşılabilir; 'hem Meclis'teki görüşmeler sırasında hem de eğer
tümüyle veya bir kısmıyla halk oylamasına sunulacaksa bunu
referanduma götürmeden öncesinde veya sonrasında Anayasa
Mahkemesi'ne götürerek bir engelleme yapmayı düşünüyoruz'. Bugün
buna cevap verdi Sayın Baykal, '27 Maddeye biz destek veririz ama
üç madde için hukuki, siyasi elimizden gelen bütün engeli
çıkartırız, bunu bilerek yapıyoruz, bunu Türkiye için yapıyoruz'
dedi.
O zaman şunu anlayabiliriz, 27 maddeye, Anayasa değişikliğine evet
oyu verecekler muhtemelen 367'inin üzerinde bir oy çıkacak ve
bunlar referanduma gitmeyecek. Üç madde için 330-367 oy arasında oy
çıkacak. Çünkü CHP desteğini esirgeyecek. O zaman da bu maddeler
referanduma giderken Sayın Baykal, 110 tane oyu veya milletvekili
imzası toplayacak, Anayasa Mahkemesi'ne gidecek ve referanduma
gitmeyi engelleyecek. Onu engelleyemezse Sayın Kanadoğlu, Sayın
Sezer ve benzerlerinin yaptığı telkinlerle referandum sonucu ne
olursa olsun tekrar Anayasa Mahkemesi'ne gidecek ve bunu iptal
ettirmeye çalışacak.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Baykal'ın konuşmasında
'elimizden gelen her türlü engeli yapacağız' dediğini belirterek,
''O zaman samimiyet noktasında ben bu girişimin, iyi niyetli bir
girişim olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu üç madde de fevkalade
önemli hususlar içermektedir ve halkımızın bir anayasa oylamasında
evet oyunu çok daha fazla da vereceğine ben inanıyorum, sanıyorum
siyasetçiler de inanıyorlar'' diye konuştu.
Bülent Arınç, şöyle devam etti:
''Yani 'referanduma götürülmesini engelleyerek üç maddenin paketten
çıkarılmasını düşünmek, diğer maddelerin de evet oyu vermek
suretiyle getireceği ranta sahip olmak' gibi bir düşünceye sahip.
Sayın Baykal şunu söyleseydi bir anlam ifade ederdi; '27 maddeyi
Meclis'te çıkaralım, üç maddeyi de halk nasıl isterse öyle karar
versin. Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğim, 110 imzayı
toplamayacağım ve halkın bu konudaki kararına saygı duyacağım'
deseydi, inanın yarınki görüşmeler farklı şekilde cereyan ederdi.
Ama 'üç maddeyi engellemek için elimizden geleni yapacağız' diyorsa
o elinden gelene başkalarının da katkısı mutlaka olacaktır ve üç
madde referandum yoluyla halka sunulmayacak bir noktaya gelebilir.
Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil.''
AHMET TÜRK'E YAPILAN SALDIRI
Bir gazetecinin, ''Kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk'e
yapılan saldırıya'' ilişkin sorusu üzerine de Arınç, Türk'e yapılan
saldırıyla ilgili bir açıklama yaptığını anımsattı.
Arınç, ''Sayın Ahmet Türk'e Samsun'da vuku bulan menfur saldırıyı
şiddetle lanetliyorum. Bir siyasetçi arkadaşımıza, bir
vatandaşımıza, bir yurttaşımıza, bir eski milletvekili arkadaşımıza
sorumsuzca birisi veya bir kaç kişi tarafından gerçekleştirilen bu
çirkin saldırıyı nefretle takbih ediyorum'' diye konuştu.
Saldırıdan büyük bir üzüntü duyduğunu dile getiren Arınç, hangi
amaçla yapılırsa yapılsın bu saldırıyı 'fevkalade kötü bir iş'
olarak nitelendirdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Özellikle, anayasa
değişikliklerinin yapılmaya çalışıldığı bir günde, Türkiye'de
toplumun huzurunu bozmak için provokatif bir eylem olarak
düşünülmüşse bu çok daha kötü bir olaydır. Sayın İçişleri Bakanımız
açıklama yaptı, hükümet olarak meseleyi çok yönlü olarak
araştıracağız ve bu olaydan dolayı sorumluları mutlaka tespit edip
yargı önüne çıkaracağız. Sayın Ahmet Türk'e gönülden geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum. Bu üzücü olay sebebiyle de bütün
arkadaşlarına ve siyasi camiaya geçmiş olsun dileklerimi
iletiyorum. Bu çok çirkin, çok yakışıksız, provokatif bir eylem
görüntüsünde çirkin bir olaydır. Bunu şiddetle lanetliyorum''
değerlendirmesinde bulundu.