Bakan Akar'dan Kıbrıs çıkışı: Gücümüz test edilmesin faturası ağır olur
Abone olMilli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Eğe'de bir oldu bittiye asla göz yummayacaklarını belirterek, "Yanlış hesap yapılmasın. Gücümüzün, kuvvetimizin test edilmemesi gerektiğini, bunun faturasının ağır olacağını her fırsatta söyledik." dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kuvvet Komutanlarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 'Şanlı Erenköy Direnişi'nin 55'inci anma törenlerine katılan Akar, önemli mesajlar verdi.
Akar şöyle konuştu;
"Tarih milletlerin hafızasıdır. Milletler tarihlerinden hatıralarından beslenirler. Hatırası olmayanın da hafızası olmaz. Toplumsal hafızamızda önemli bir yer tutan olaylardan biri de Erenköy'de yaşananlardır. Kıbrıslı soydaşlarımızın uzun yıllar yaşadığı acıları, yani maruz kaldığı haksızlıkları hiç bir zaman unutmadık. Unutmayacağız. 530 mücahitin Rumların sayıca ve silahca çok üstün kuvvetlerle yaptığı taruzlara karşı 'ölürsem şehit kalırsam gazi' anlayışı ile Erenköy'de verdiği mücadele hepimizin bildiği gibi tarihimizde altın harflerle yerini almıştır."
Erenköy'de şehit olanlara, "Kahramanlar" diye seslenen Akar, "Kıbrıs Türkünün yaşadığı acılara, 3 aylık bebekten 90-100 yaşındaki ihtiyarlara kadar mazun Türk halkının maruz kaldığı zulme ve vahşete sessiz kalmamıştır. Eğitimlerini, geleceklerini feda etmekten çekinmediler. Büyük bir varoluş mücadelesinin ateşini yakmışlardır. Bu inanmış yüreklerin sayesinde Erenköy bugün hala Türk toprağıdır. 1964 Erenköy'de 1974'te nasıl yanınızdaysak, bugün de aynı duygularla buradayız. Asil milletimiz ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü ile el ele dayanışma içerisindedir. Bu gönül ve kader birlikteliğimiz bundan sonra da devam edecektir" diye konuştu.
Kıbrıs'taki sorun
"Eğe'de, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta sorunların barışçıl yollarla, uluslararası hukuka uygun şekilde çözülmesinden yanayız. Temel yaklaşımımız budur. Bugüne kadar Türkiye ve KKTC barış adına huzur adına üzerine düşeni herşeyi yaptı. Yapmaya da devam ediyor" şeklinde devam eden şunları kaydetti;
Yunanistan Başbakanına mesaj
"Türkiye, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarında eşit egemen hakların korunması, kaynakların adil paylaşılmasının tüm kıyıdaş devletlerin mutabakatıyla belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu kapsamda Garantör ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti KKTC'nin verdiği ve kendi deniz yetki alanlarımızda bulunan bölgelerdeki faaliyetlerimize başladık. Devam ediyoruz, devam edeceğiz. Temennimiz, dileğimiz, isteğimiz ve arzumuz Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bizler gibi iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka saygılı bir şekilde ve kaynakların adil paylaşımı yönünde hep birlikte neler kazanabiliriz düşüncesinden hareket etmesini bekliyoruz. Bizler, Eğe, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki sorunların Yunanistan'daki yeni kurulan hükümet ile işbirliği ve karşılıklı güven içerisinde çalışarak aşılabileceğine inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Hedefimiz Ada'da barışı, istikrarı ve huzuru kalıcı hale getirmektir. Bütün gayretimiz, bütün arzumuz budur. Kıbrıs'ta iki toplumlu, iki kesimli, politik eşitliğe dayalı, adil, kalıcı bir çözüme ulaşılması Ada'ya barış ve huzur getirecektir. Tüm gayretlerimiz bunu gerçekleştirmek içindir. Bunun anlaşılmasını ve görülmesini bekliyoruz."
Türkiye ve Kıbrıs Türkünün barış, huzur ve istikrar için elini uzattığını kaydeden Akar, "Bu ele cevap bekliyoruz. Biz başta Rumlar olmak üzere ilgili tüm kesimleri, uzlaşmacı ve samimi yaklaşımlarımızı anlamalarını ve aynı şekilde davranmalarını istiyoruz. Böylece Ada'da yeni barış hikayelerinin yazılabileceğini umut ediyoruz, düşünüyoruz. Bununla birlikte bölgede barış, istikrar ve güvenliği en üstün teminatı olan, garantörü olan Türkiye hem kendisinin hem de KKTC'nin meşru hak ve menfaatlerini her zaman uluslararası hukuk dahilinde Garanti ve İttifak Antlaşmaları doğrultusunda korumuş ve korumaya devam edecektir. Bir oldubittiyle, haklarının gasp edilmesine asla göz yumulmayacaktır. Bu azim ve kararlılığımızın iyi anlaşılması gerekir. Dostluk ve iyi ilişkiler talep ederken, bu diğer tarafta bir zaafiyet olarak anlaşılmasın. Yanlış hesap yapılmasın. Gücümüzün, kuvvetimizin test edilmemesi gerektiğini, bunun faturasının ağır olacağını her fırsatta söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz" dedi.