Bakan Akar duyurdu: Bir general 35 subay Azerbaycan'da!
Abone olMilli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ortak Merkez'de görev yapacak personelin Azerbaycan'a gittiğini açıkladı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar başkanlığında,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları ve
bakan yardımcılarının katıldığı video konferans yöntemi ile yıl
sonu değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi.
Azerbaycan açıklaması
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Karabağ'da
görev yapacak Türk askeri ve Doğu Akdeniz'le ilgili açıklamalar
yaptı.
Türk-Rus Ortak Merkez'de görev yapacak askerlerin Azerbaycan'a gittiğini açıklayan Bakan Akar, ''Ortak Merkez'in inşasının bitmesi ve faaliyete geçmesinin ardından bir general, 35 subayımız derhal göreve başlayacak'' dedi.
Toplantıda, Afganistan, Katar, Somali, Bosna Hersek ve Kosova
ile Libya Görev Grubu Komutanı, NATO Karargahı'ndaki Türk Askeri
Temsil Heyeti Başkanı, KKTC'deki Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri
Komutanı, Muharip Hava Kuvveti ve Donanma komutanları, devam eden
faaliyetler ve sahadaki son duruma ilişkin bilgi verdi, bir yıllık
değerlendirme yaptı.
Başarılı faaliyetleri dolayısıyla TSK personelini tebrik eden Akar,
Mehmetçiğin kendisine verilen görevleri başarıyla yerine
getirdiğini, bundan sonra da getirmeye devam edeceğinin altını
çizdi.
Savunma ve güvenlik konularına ilişin değerlendirmelerde bulunan
Bakan Akar, Azerbaycan'ın 30 yıldır işgal altında olan topraklarını
"Tek Vatan Harekatı" ile kurtardığını hatırlattı. Akar, 44 günde
başarıyla tamamlanan harekatın ardından, 9 Kasım'da ateşkes ilan
edildiğini belirterek, sonrasında Rusya Savunma Bakanı ile
yaptıkları mutabakatla ortak merkezin çalıştırılmasını
kararlaştırdıklarını vurguladı. Akar, "Personelimiz Azerbaycan'a
gitti, orada hazır bekliyor. Ortak merkezin inşasının bitmesi ve
faaliyete geçmesinin ardından bir general 35 subayımız derhal
göreve başlayacaklar" diye konuştu.
Bunun yanı sıra mayın ve el yapımı patlayıcı ile mücadele kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının oradaki faaliyetlerinin devam ettiğini aktaran Akar, "İnsani yardım faaliyetleri çerçevesinde Azerbaycanlı kardeşlerimize elimizden gelen desteği yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Azerbaycanlı can kardeşlerimizin haklı, şerefli mücadelelerinde onların yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz" dedi.
'Siyasi çözümü destekliyoruz'
Türkiye ve
Libya arasında 500 yıllık ortak tarih ve kültür bağlarının
bulunduğunu belirten Akar, herkesin uzak durduğu bir dönemde
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla
Libya ile iş birliği yaptığını anımsattı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Libya’da yapılan anlaşma kapsamında askeri eğitim, iş birliği, danışmanlık faaliyetini yerine getirdiğini bildiren Akar, çalışmalar sonucunda yaklaşık 3 bin Libyalı’nın eğitim aldığını söyledi.
Milli Mutabakat Hükümeti’nin BM tarafından tanınan Libya’nın meşru hükümeti olduğunu vurgulayan Akar, Türkiye'nin söz konusu hükümetin daveti üzerine Libya'da bulunduğunu, buradaki faaliyetlerinin tamamen uluslararası hukuka uygun olduğunu belirtti.
Libya'daki siyasi görüşmelerin devam ettiğini anımsatan Akar,
şunları söyledi:
"Bir an önce siyasi çözümün gelmesi için elimizden gelen gayreti,
desteği ilişkide olduğumuz bütün muhataplarımıza da anlatıyoruz.
Sürecin bu şekilde gerçekleşmesi için gayret gösteriyoruz. Başından
beri dediğimiz gibi 'Libya Libyalılarındır ve Libya'daki problemi
Libya'daki kardeşlerimiz çözecektir.' Siyasi çözümü destekliyoruz.
Libyalı kardeşlerimize bugüne kadar her türlü yardımı ve desteği
yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Daima Libyalı kardeşlerimizin haklı
davalarında yanlarında olduk."
'Hiçbir oldubittiye fırsat
vermeyeceğiz'
Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve
Kıbrıs’ta tüm sorunlarını iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde,
uluslararası hukuka dayalı, siyasi çözümler bulma gayretinde
olduğunu ifade eden Akar, şöyle konuştu:
“Uluslararası hukuk, ikili anlaşmalar ve teamüller çerçevesinde Türkiye'ye ait olan haklara karşı çok ciddi tacizler olmaktadır. Bunlara karşı da biz ülkemizin, milletimizin hak alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamak için de gece-gündüz demeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Hiçbir oldubittiye fırsat vermeyeceğimizi, hak ve hukukumuzu asla çiğnetmeyeceğimizi, KKTC'deki Türk varlığının kabulünden başka çare olmadığını, eğer egemen ve eşit haklara sahip Türk halkının varlığı kabul edilmezse hiçbir şekilde çözümün söz konusu olamayacağını söyledik, söylemeye devam ediyoruz” dedi.
'Şımarık muhakemeye bağlı, şımarık
istekler'
Yunanistan'ın Ege'de gayriaskeri statüdeki 16
adayı uluslararası hukuka aykırı şekilde silahlandırdığına dikkati
çeken Akar, "Bu nasıl bir mantık? Bu yetmezmiş gibi sürekli bu
adaların tahkimi için gelişler-gidişler, ziyaretler... Bu tahrik,
taciz değil de nedir?" diye sordu.
Türkiye ve Yunanistan arasında istikşafi ve güven artırıcı önlemler çerçevesinde yapılan ayrıca da NATO Karargahı’ndaki ayrıştırma görüşmelerinin olduğunu hatırlatan Akar, şunları kaydetti:
"Bunların hepsine biz 'evet' diyoruz, Yunan tarafı hiçbirine gelmiyor. Neden? Çünkü çekiniyorlar, korkuyorlar. Neden korkuyorlar? Haklı değiller. Biz haklıyız onun için de güçlüyüz. Onun için hiçbir toplantıdan uzak durmamız söz konusu değil. Bu münasebetlerimizi bu şekliyle sürdürüyoruz. Diyoruz ki bir an önce oturalım, konuşalım iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka uygun şekilde, diyalog yoluyla bütün sorunlarımıza siyasal çözümler bulalım. Gerginliği giderelim tırmandırmayalım olayları. Fakat kendileri gece gündüz Türkiye'yi tahrik etmek, gerilimi artırmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Niçin? Çünkü bunlar kendilerine değil dayandıklarına, arkalarında kim varsa onlara güveniyorlar. Fakat o güvendikleri dağlara da kar yağdı. AB Zirvesi'nde bir-iki devlet dışında kimse bunların şımarık muhakemeye dayalı, bencil isteklerine evet demedi."
Türkiye'nin bu konuda sadece sahada değil, masadaki mücadelesini
de sürdürdüğünü vurgulayan Akar, "Üçüncü ülkelerden istediğimiz tek
şey objektif olmalarıdır" dedi.
Sözlerinin sonunda şehit ve gazileri minnetle yad eden Hulusi Akar,
"Peygamber ocağı olarak da bilinen ve bu milletin bağrından çıkan
Türk Silahlı Kuvvetleri aklın ve bilimin ışığında, anayasa ve
yasalar çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda
'Ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı' içinde her türlü zorluğa
göğüs gererek milletinin emrinde, görevinin başındadır."
ifadelerini kullandı.