Bahçeli'ye Don Kişot benzetmesi
Abone olDemokratik Toplum Partisi'nin eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile konuşan Gazeteci Abdülkadir Selvi ülkeyi ne zaman böleceklerini sordu.
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk... Kısa adı DTP olan Demokratik
Toplum Partisi'nin eşbaşkanları. DTP, birbirinden farklılık
gösterse de HEP olarak başlayıp DEP olarak sürüp DEHAP şeklinde
yürüyen bir siyasi hareketin yeni temsilcisi. Ahmet Türk ve Aysel
Tuğluk'la, Türkiye'nin bölünme sorunundan, halkların kendi kaderini
tayin hakkı olan self determinasyona, Başbakan Erdoğan'ın Kürt
sorunu açılımına kadar çeşitli konularda konuştuk. Türk ve Tuğluk,
Türkiye'yi bölmek istemediklerini belirterek, Kürtlerin kendi
kaderlerini tayin haklarını Türklerle birlikte eşit haklara sahip
olarak yaşamak yönünde kullandığını söyledi. Sözlerinizden ziyade
niyetiniz sorgulanıyor. Türkiye'yi ne zaman böleceksiniz gibi bir
niyetiniz öğrenilmeye çalışılıyor. Ahmet Türk- Türkiye'de gerçekten
birçok kesim birçok insan bir paranoyanın içinde. Kürtlere
demokratik, kimliksel, kültürel haklar tanındığı zaman bu bizi
bölmeye götürüyor, ön yargısı ve mantığıyla yaklaşılıyor. Bunun
böyle olmadığını, böyle düşünmediğimizi defalarca söyledik. Her
halkın kendi kaderini belirleme hakkı vardır. Kürtlerin yüzde 90'ı,
95'i Türk halkı ile birlikte ortak bir gelecek kurma inancında öyle
bir arayışın içinde bu nedenle Türkiye'yi bölme parçalama ayrı bir
devlet, yapı oluşturma gibi bir hevesimiz yok. Son zamanlarda self
determinasyon konusunu sıkça gündeme getirir oldunuz. Bunun
arkasında ne var? Ahmet Türk- Türkiye'de elbette toplum self
determinasyon (kendi kaderini tayin), halkın kullanmak istediği
zaman kullanabileceği bir hak. Ama self determinasyon; bir
federasyonu bir bağımsızlık olarak algılamamak lazım. İnsanlar
birlikte yaşadığı halkla birlikte yaşama tercihini de koyabilirler.
Aysel Tuğluk- Şu anda Kürtlerin ortaya koyduğu bir tercih var. Bu
tercih nedir? Türkiye'nin bölünmesi konumunda bir tercih değil
sadece ortak vatandaş kimliği ve kültürüyle eşit haklara sahip
özgürce yaşamak istiyorum diyor. Başbakan'ın Kürt sorunu konusunda
açılım yapması, ardından Diyarbakır gezisi sizde de,"Eyvah
tabanımızı AK Parti'ye kaptırıyoruz" endişesine neden oldu mu?
Ahmet Türk- Başbakan'ın, 'Kürt sorunu vardır. Bu sorun, benim
sorunumdur' açıklamalarını bizi memnun eden ve gerçekten de
beklediğimiz, yapması gereken bir açıklama olarak algıladık.
Başbakan bu konuda ortaya bir proje koyarsa, çözümleyici güç olarak
ortaya çıkarsa, ona her türlü desteği vereceğimizi ifade ettik.
Sorun kendi tekelimizde görmüyoruz. Türkiye'de bu konuda Hipokrat
yemini mi etmeli? Ahmet Türk- Mutlaka Türkiye bir Hipokrat yemini
yapmalı. Bugün hergün onlarca insanımızı kaybediyoruz. Bir
siyasetçi, bir doktor kadar bu yemine bağlı kalmalı. Kendi
vatandaşının ölmemesi ve o acıların yaşanmamasını sağlayacak
çabanın içinde olmalıdır. Bence bu kutsal bir görevdir. Hipokrat
yemini kadar kutsaldır. KIRMIZI ÇİZGİ AYIPTIR Sizin kırmızı
çizgileriniz varsa, Kürtlerin de kırmızı çizgileri var dediniz. Ne
demek istediniz? Ahmet Türk- Siz kendi ırkınızla, kendi milliyetçi
duygularınızla olayları yorumlarsanız. Burada yaşayan 15 -20 milyon
insanınız varsa, onun da bu kırmızı çizgilere sizin söylemlerinize
karşı bir tepkisi olur. Bunlar çok ayıp şeyler. Neyin kırmızı
çizgisi? Bir ülke birlikte kardeşçe özgürce eşitçe yaşanılırsa
bunların alt yapısının yaratılması lazım. Kırmızı çizgileri
hatırlatarak, tehdit ederek, gerçekten bu ülkenin saygın insanı
olamazsınız. Bundan vazgeçin. Aysel Tuğluk- Türkiye toplumu artık
şiddet istemiyor barışçıl bir sürecin başlamasını istiyor. Ezici
bir çoğunlukla bunu istiyor. Kürtler buna çoktan hazır. Hazır
olmayan, bu çatışmalı süreçten rantını elde eden birtakım gerici
zihniyet. CIA VE FBI'ya güvenilmesin Kürt sorunu CIA ve FBI'ya
havale edilmesin diyorsunuz. Bilmediğimiz bir şey mi var? Ahmet
Türk- İç dinamikleri harekete geçirerek, mantıklı sağlıklı projeler
ortaya koyarak, CIA, FBI ve başkasına gerek kalmayarak Türkiye bu
sorunu çözebilir. Aysel Tuğluk- Türkiye sorunu güvenlik sorunu
olarak görüyor. Operasyonel olaylarla çözüm bulabileceğini
düşünüyor. Oysa geçmiş süreçler askeri operasyonlarla
çözümlenmeyeceğini gösterdi. AB GERÇEKÇİ OLAMADI AB süreci, Kürt
sorununda çözüm arayışlarının hızlanmasına katkı sağlayabilir mi?
Aysel Tuğluk- Avrupa, çözüm noktasında oynaması gereken rolü
oynamıyor diye düşünüyoruz. Avrupa Biriliği Kürt sorununa şu ana
kadar çok gerçekçi olamadı. Daha çok erteleyici bir rol üstlendi
diye düşünüyorum. Avrupa da bu noktada rolünün oynayabilmeli.
Bahçeli'ye Don Kişot benzetmesi MHP lideri Devlet Bahçeli,
'Kandil'de bir görünsek iyi olur' dedi. Nasıl karşıladınız? Ahmet
Türk- Üzerinde çok tartışılacak, ciddiye alınacak bir söz değil.
Öyle düşünüyorlarsa, öyle yaparlar. Söyleyecek çok bir şeyim yok.
Bir siyasetçi insanların geleceğinin mutlu olması için çalışır. Bir
siyasetçinin Don Kişot gibi davranması, bir açıklama yapmasını ben
doğru bulmuyorum.